RÖPORTAJ
230 milyar dolardan 820 milyar seviyesine geldi, bu sayede Türkiye’nin satın alma paritesine göre dünyanın 21.
ekonomisi iken bugün 16. sıraya kadar
yükseldiğini ve Avrupa’nın en büyük 6.
Ekonomisi oldu.
Türkiye son yıllardaki atılımlarını fason üretici ülke olarak yaptı. Bilgi ve
üretim teknolojilerini başkalarının
bulduğu, ürettiği ve karar verdiği, dünyada hammadde ve enerji kaynaklarını başkalarının kontrol ettiği, tüketim
alışkanlıklarıyla tüketim ağlarını başkalarının kontrol ettiği ve karar verdiği
bir dünyada Türkiye doğal kaynakları,
insan kaynakları ve coğrafi konumunun ve gayretinin verdiği enerji ile bu
konuma geldi. Bunu başarabildi.
Ama Türkiye’nin hedefleri çok büyük. Türkiye 2023 hedeflerini ortaya
koydu. Dünyanın 10. büyük ekonomisi Avrupa’nın 3. büyük ekonomisi olmak gibi bir hedef koydu. Milli gelirini
2023’te 2 trilyon dolara, ihracatını 500
milyar dolara çıkarmak gibi bir hedef
koydu. Bunu yapabilir mi Türkiye? Şu
andaki bu şartlarla, fason üretici bir
ülke olarak Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşması son derece zor. Bu sebeple, ARGE yatırımlarına daha fazla
ağırlık vermeliyiz, katma değeri yüksek ürünler ihraç etmeliyiz, uluslararası düzeyde markalar yaratmalıyız.
Dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girmek için neler yapmamız gerekir?
Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın çizdiği
bir hedef var. Bu hedef doğrultusunda,
Türkiye, 2023 yılında dünyanın en iyi
10 ekonomisinden biri olacaksa, yıllık
500 milyar dolar ihracat yapacaksa
bunu nitelikli KOBİ’ler sayesinde başaracaktır. KOBİ’lerimiz, toplam ihracatımızın %60’nı gerçekleştiriyor.
Ekonomilerin başarısı, birkaç tane
büyük firmanın varlığı ile ölçülemez.
Özellikle de rekabetçi ekonomilerde
diğerlerini, birbirinden ayıran esas unsur KOBİ’lerdir.
TUİK verilerine göre, Küçük ve Orta
Büyüklükteki İşletmeler (KOBİ) toplam girişim sayısının %99,8’ini, istihdamın %75,8’ini, maaş ve ücretlerin
%54,5’ini, cironun %63,3’ünü, faktör
maliyetiyle katma değerin (FMKD)
%54,2’sini ve maddi mallara ilişkin
brüt yatırımın %53,2’sini oluşturdu.
52