üç yıldan beri tarımsal amaçla kiralayan, kira sözleşmesi halen devam eden kiracıları veya bu
arazileri aynı süreyle tarımsal amaçla kullanan ve kullanımlarının halen devam ettiği idarece
belirlenen kullanıcıları ya da paydaşlarından; bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren
iki yıl içerisinde bu arazileri bedeli karşılığında doğrudan satın almak için idareye başvuran ve
idarece bu maddede belirtilen şekilde tespit ve tebliğ edilen satış bedelini itiraz etmeksizin
kabul edenler bu maddeye göre hak sahibi sayılır.
Bu madde kapsamında doğrudan hak sahiplerine satılacak Hazineye ait tarım arazilerinin
satış bedeli, 6. maddenin dördüncü fıkrasının dördüncü cümlesinde belirtilen şekilde
kullanılanlar için rayiç bedelin yüzde ellisidir, bu şekilde satılan tarım arazilerinin sonradan
farklı amaçla kullanılması hâlinde aynı cümlede belirtilen şekilde işlem yapılır. Bu tarım
arazilerinin satışında da, bu Kanunda belirtilen satış ve ödeme şartları uygulanır.
Kamu hizmetine tahsis edilmiş veya fiilen bu amaçla kullanılanlar, bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihte geçerli olan belediye ve mücavir alan sınırları içinde kalan yerler, belediye ve
mücavir alan sınırları dışında olmakla birlikte kamu kurum ve kuruluşlarının hazırladıkları
planlarda tarım dışı kullanıma ayrılmış alanlar, denizlerde kıyı kenar çizgisine beş bin metre,
tabii ve suni göllerde kıyı kenar çizgisine beş yüz metreden az mesafede bulunan alanlar
ile içme suyu amaçlı barajların mutlak ve kısa mesafeli koruma alanları içinde kalan yerler,
satış tarihi itibarıyla arazi toplulaştırılması yapılacak yerler, özel kanunları kapsamında kalan
ve özel kanunlarına göre değerlendirilmesi gerekenler ile diğer sebeplerle satılamayacağı
Maliye Bakanlığınca belirlenecek Hazineye ait tarım arazileri bu madde kapsamında hak
sahiplerine satılmaz. Hazineye ait tarım arazilerinden kadastrosu yapılmayan yerler kadastrosu
yapıldıktan, tescil harici olanlar ise Hazine adına tapuya tescil edildikten sonra bu maddeye
göre değerlendirilir.
Hazineye ait tarım arazilerinden mülga 28/6/1966 tarihli ve 766 sayılı Tapulama
Kanununun 37. maddesi gereğince tapu kütüklerine şerh veya belirtme konulan ve 3402 sayılı
Kanunun 46. maddesine göre ilgililerince talep ve dava edilmemiş olanlar ile davaları devam
edenlerden davasından vazgeçilenler, şerh veya belirtme lehtarları veya bunların kanuni
mirasçılarından birinci fıkrada belirtilen süre içerisinde başvuranlara doğrudan satılabilir.
Süresi içerisinde satın alınma talebinde bulunulmayan taşınmazların tapu kütüklerindeki
şerhler ve belirtmeler, idarenin talebi üzerine tapu idarelerince terkin edilir ve bu araziler
genel hükümlere göre değerlendirilir.
Yükümlülüklerini süresi içinde yerine getirmeyenlerin doğrudan satın alma hakları düşer.
Bu madde kapsamında doğrudan hak sahiplerine satılacak Hazineye ait tarım arazilerinden
tek parselde birden fazla hak sahibinin olması ve bu hak sahiplerine satılacak arazinin ifrazı
hâlinde yüz ölçümünün 5403 sayılı Kanunda belirtilen bölünemez büyüklüğün altına düşmesi
492