Biraz kanırtıcı olduğunu düşünüyorum. Konunun
kendisi, seyredilmesi zor bir konu. İnsanlar bir
sanat eserinde bir gerçeklikle karşılaştıklarında
ucu kendilerine dokunuyorsa ilk yaptıkları ondan
uzaklaşmak oluyor. Onu reddetmek. O yüzden siz
bir şeyi nitelik olarak çok iyi yaptığınızda, seyirci
geliyor, tıklım tıklım doluyor dediğinizde bu, bir
sonuç olmuyor.
Filmde anlatılması zor konulara değiniyorlar
ve bunları da büyük bir cesaretle yapıyorlar.
Bu ö nemli bir şey. Bu bile sadece kendi başına
eleştirilmeyi hak eder. Onun dışında ikinci
filmleridir. Mutlaka yapmak istedikleri, çekmek
istedikleri açılar, farklı kurgular vardır ama oradan
bakarsak sonuca gidilemez gibi görünüyor. Bizim
bakmamız gereken yer, hakikaten Türkiye’de
böyle bir filmi kaç kişi yapıyor, bu kadar kanırtan…
Hikâyeleri çok renkli hikâyeler. Farklı farklı gerçek
hikâyelerden alıyorlar.
• Sanatın ve hayatın her alanında olduğu gibi en
önemli hedef kitle gençler. Gençlere, özellikle
de tiyatroya veya sanata gönül vermiş gençlere
bir usta olarak vereceğiniz mesajlar neler?
Bizim izleyicimiz gülmek
veya çok ağlamak istiyor
Şu anda para kazanmak için dizi yapmak
durumundalar. Aldıkları eğitimi bırakmadan
bunu yapmalarını isterim. Tiyatro yaparak devam
ettirmeleri her zaman kendi lehlerine olacaktır.
Bir de şöyle bir şey, ne yazık ki bu hayat bir yıl,
beş yıl, on yılla oluşmuyor. Siz bunu yirmi yıl, otuz
yıl, kırk yıl yapabildiğiniz zaman var oluyorsunuz
aslında. Bunu çok iyi kavramaları gerekiyor
gençlerin. Şu an geçici, parlak, iyi bir şey yapmak
onları başarılı kılmıyor. Şuna bakmaları lazım, yirmi
yıl sonra da bunu yapıyor olacak mıyım? Bunu
nasıl sağlarım? Bu kadar devinen, kendi içinde
yenilenen bir mesleğin devamlı olarak takipçisi
olma durumundalar. Çalışmak zorundalar!
B İ R YETENEK
KA Ş İ F İ D İ R