Allah’ın verdiği yeteneği biraz daha ilerleterek,
çalışarak futbol benim için daha kolaydı. Ama
siyasette de çok zorlandığımı söyleyemem.
• Hangi tarafta daha fazla haksız rekabet var?
Haksız rekabet derken, haksız rekabet demeyelim
bence… Türkiye’de siyaset daha fazla lider odaklı.
Futbolda çok çalışırsanız, profesyonelliğin gereğini
yerine getirirseniz bir yere geliyorsunuz, bunu
kimse engelleyemiyor; bu tamamen yetenekle
alakalı. Siyaset biraz daha farklı, çünkü dinamikleri
farklı. Haksız rekabet! Futbol daha adaletli.
Neticede sahaya çıkıyorsunuz, orası arena; herkes
seyrediyor, orada haksız rekabet zor tabii! Torpil
işi hangisinde daha fazla diye soruyorsunuz
galiba? Futbolda pek olmuyor… Şöyle düşünün:
78 milyonluk ülkede milli takımın maçında
11 kişi oynuyor. 7 milyonda 1 kişi. Bu torpille
veya birilerinin zorlamsıyla olacak bir şey değil;
tamamen kişisel yetenekle alakalı.
Genelde, sporda torpil işe yaramıyor! Futbolda
torpille, hak etmediğiniz yere gelemezsiniz. Ama
siyasette gelenlerin olduğunu görüyoruz.
• Milletvekili olmadan da siyasette oldukça
aktif idiniz. Milletvekili olunca neler değişti? Bu
konumdaki vizyonunuz nedir?
2011’de milletvekili adayı oldum İstanbul’dan.
Küçük bir farkla seçilememiştim. Ama 2012’den
beri partinin MYK üyesiyim. Milliyetçi Hareket
Partisi’ni yöneten 75 kişi var, 4 senedir
onlardan biriyim. Şehir şehir gezdim; özellikle
üniversitelerde, sivil toplum kuruluşlarında
çalışmalar yapıyordum. Başka konular da vardı ama
özellikle spor ağırlıklı konuşuyordum. Gençlere
“spor yaparsanız ne olur, yapmazsanız ne olur?” u
anlatmak için 50’ye yakın şehir gezmişimdir. 2015,
7 Haziran’da da milletvekili seçildim, çok bir şey
değişmedi. Değişen tek şey, artık meclisteydim.
36