MEKAN ve İNSAN
ekan ile onu şekillendiren
insan arasında karşılıklı
özne-nesne ilişkisi bulunmakta olup medeniyet buradan doğmaktadır.
M
İnsanın öznesi olduğu medeniyet bir
taraftan kendisine, diğer taraftan ise
var olduğu mekana aittir. Medeniyet
öznesi insan ile medeniyet kurarken,
nesne konumundaki mekan arasında
-karşılıklı- yadsınamaz bağlar bulunmaktadır.
Bu şehir ile insanın artık bir bütün
haline gelmesine sebep olur. Eskiler
derler ki kişinin göbek bağının düştüğü yer ile o insan arasında bağ vardır.
İşte bu göbek bağı hangi şehir olursa
olsun bir ömür yaşarız. Sevdiklerimiz,
hüzünlerimiz, sevinçlerimiz, düğünlerimiz, cenazelerimiz yaşadığımız bu
şehrin tozlu yollarında, ıslak kaldırımlarında olur. Gün olur şehrin “Kaldırımlar”ına şiirler yazar, gün olur sevdiğimizin...
Yıllardır hasretim o gül yüzüne o gül yüzüne / Ceylan
bakışına yeşil gözüne yeşil
gözüne / Başımı koyupta
göğsün üstüne göğsün üstüne / Sen Sivas'ı seyret yar
bende seni yar bende seni..
Ama şehirlerin içinde öyle şehirler var
ki göbek bağının düşmesine gerek kalmadan seversin… Şehrin kutsaliyeti
bir adım öne geçmiştir tüm şehirlerden üstün tutmuştur. Aşk ile seversin..
İşte bu şehirler Mekke ve Medine değil
mi ? Siz bu ismi duyduğunuzda içinizi
bir heyecan, bir aşk kaplamıyor mu?
İşte şehirle insanın bütünleşmesi.
sürmeye gelenler gerçek aşk şehrinin,
şehirlerin medenisi “Medine” olduğunu biliyor. Af dilencilerinin, aşkın
şehri Medine… Şehirlerin en güzeli.
“Sürgün Ülkeden Başkentler Başkentine” diyor ya şair;
Özne konumundaki Müslüman, nesne
konumundaki mekanı dizayn etmiyor.
Beytullahın hürmetine o çöl, o kum, o
şehir kutsal kılınıyor. Bu kutsal şehirde
Allah’ın beyti olması, şehirlerin şehri
yapıyor. Hacer annemiz, Allah’ın beyti’nin yanında bir şehirle bütünleşiyor.
Ve tüm insanlık için Hz. İbrahim Aleyhisselam’a “Çık şu tepeye ve Beyt’ime davet et” dediğinde “ Ya Rab,
beni bu çölde kim duyacak” diyen
Hz. İbrahim’e “Sen davet et” emrini
verdikten yüzyıllar sonra bile bir şehir
insanla ancak bu kadar bütünleşir. Ve
milyonlar sadece bir emrin gereği taşı
taş, dağı dağ kabul etmeden bir şehirle bütünleşiyor.
Uzatma dünya sürgünümü
benim..
Dünya da ülkelerin önüne geçmiş şehirler vardır. Roma, Paris, Viyana, Hong
Kong gibi. İnsanlara aşk şehri denildiğinde “Paris” cevabı verirken, Şimdi iki
cihan serverinin bastığı topraklara yüz
En sevgili
Ey sevgili
Şehir ve insan.. Tarihin her safhasında
kimliğini yansıttığı o şehrin taşı toprağı mı insanları şekillendirir, yoksa
şehirde yaşayanlar mı şehri biçimlendirir? Tarihin izdüşümlerine bakarak yanıtlanması güç bir soru… Ama
yaşam nerede olursa olsun insan o
şehirle bütünleşiyor. Şehirlerin kutsaliyetleri yine o şehrin insanlarının
kimliği ile…
Bu garip Ferhatın gurbanın
olsun gurbanın olsun / Sensiz bu dünyayı söyle neylesin söyle neylesin / İste bu
canını yoluna sersin yoluna
sersin / Sen Sivas'ı seyret
X\