SANAT KÖŞESİ
bakır eşya cinsine göre çeşitli örslerin
üzerinde, değişik çekiçlerle, mesleğe
ömür vermiş ustaların hünerli ellerinde
son şeklini alıp, kalaylandıktan sonra
insanların ihtiyaçlarına sunulurdu.
Bakırcılar çarşısında çocukluğumuzda elli-atmış kadar bakırcı ve kalaycı
esnafı yer almaktaydı. Rahmetli babamın bir dönem Bakırcılar Dernek
Başkanlığını yapması nedeniyle, çekmecesinde yer alan dernek kayıt defterinde, daha eski ustaların da resimleri
yer aldığından, o ustaların birçoğunun
kimlik bilgilerine ulaşabiliyorduk.
Bakırcılar çarşısından geçerken, ustaların çalışırken çıkardığı çekiç sesleri,
ahenkli bir şekilde etrafa yayılırken,
dinleyen insanların o andaki manevi
durumuna göre bir şiir etkisi meydana
getirir, bu sesler onu içinde bulunduğu
manevi iklimden daha ötelere taşırdı.
Gelişen teknoloji ile birlikte bu sesler
kaybolmaya başladı. Günümüzde ise
bir elin parmaklarını geçmeyen sayılarla ifade edilen bakırcı esnafı, gelecek vadetmediğini düşündüklerinden
olsa gerek, meslekte çırak bulunmamakta.
Şimdi biraz geçmişe doğru yol alacak
olursak 1965 yıllarından sonra Demircilerardı Mahallesi Kepçeli mevkiine
(Eski Çarşı Karakolunun bulunduğu
mevkii) taşınan bakırcı esnafı buradan
da mevcut diğer el sanatları ile birlikte
(Bakırcılar, Sıcak Demirciler, Marangozlar) şimdilerde Eski Sanayi Çarşısı
olarak adlandırılan ve bugünlerde de
yıkılarak yeni projeler yapılacak olan
sahaya taşınmışlardı. El sanatları gelişen teknoloji sayesinde zamanla kaybolmaya başladılar, şimdilerde ise can
çekişmektedirler.
Şunu söylemeden geçmenin doğru
olmayacağını belirtmek istiyorum.
Teknoloji ve yeni tasarımlar sayesinde
hayatımıza giren diğer metallerin (Alüminyum ve Çelikten imal edilmiş mutfak eşyaları, plastik malzemeden imal
edilen kapı ve pencereler, plastik tabak, kaldırat diye adlandırılan plastik
yemek kapları, poliüretan malzemeler
dahil) sağlığımızı ne kadar etkilediğini
düşünmek zorundayız. Sağlığımızın
bize Yüce Yaratandan ikram edilen en
büyük nimet olduğunu bilmek ve idrak
etmek inancımızın erdeminden olsa
gerektir.
Velhasıl; Bugün büyük marketlerin
mutfak reyonlarını gezerken gözümüze çarpan bakır kebap saçlarının, bakır
yumurta sahanlarının, bakır çaydanlık
ve cezvelerinin bizlere sanki yeniden
bakır mutfak eşyalarına dönmenin
daha sağlıklı olduğunu kulaklarımıza
fısıldadıklarını duyar gibiyiz. Her zaman ve her yerde sağlıklı günler diliyorum.
CİHAN KARACA
EKİM - KASIM - ARALIK 2015 45