SözŞehri 3. Sayı Apr. 2016 | Page 30

DOSYA Ebu Hüreyre’den (r.a) nakledildiğine göre bir adam Hz. Peygambere (sav): “Ey Allah’ın Resulü! Falan kadının nafile olarak çok namaz kıldığından, çok sadaka verdiğinden, çok oruç tuttuğundan, ancak diliyle komşusuna eziyet ettiğinden söz ediliyor, ne buyurursunuz dedi. Hz. Peygamber (sav): “O cehennemde olacaktır.” buyurdu. Adam tekrar dedi ki: “Ey Allah’ın Resulü! Bir kadının da nafile olarak az oruç tuttuğundan, az namaz kıldığından, az sadaka verdiğinden, sadece yağsız peynir (keş) gibi şeylerden tasadduk ettiğinden, ancak diliyle komşusunu rahatsız etmediğinden söz ediliyor (bunun hakkında ne dersiniz?) Hz. Peygamber (sav): “ O da cennette olacaktır.” buyurdu.”6 Komşunun komşu hakkındaki kanaat ve şahitliği, Allah katında bir ölçüt olma niteliğine sahiptir. Hz. Peygamber (sav): “Bir müslüman ölür de en yakın komşularından üç kişi, onun hakkında iyi şahitlikte bulunursa, Allah Teâlâ (c.c) şöyle buyurur: ‘Bildikleri şey konusunda kullarımın şahitliğini kabul ettim’ Yahut, kulumun bildiğim günahlarını afettim” buyurmuştur.7 Günümüzde modern hayatın getirdiği şartlar, insanı kalabalıklar içinde yabancı, yalnız duruma getiriyor. Zorunlu ilişkiler dışında, herkesin kendi işine baktığı bir hayat anlayışı günümüzde hâkim bir durum. Günümüz insanları uzayı fethediyor ama insanların gönüllerini fethedemiyorlar. Uzayın kapılarını açıyorlar, bir türlü komşularının kapılarını açamıyorlar, göklere çıkıyorlar, üst kattaki komşularına ya da alt kattaki komşularına inemiyorlar. Televizyonun penceresinden bütün dünyayı seyrediyorlar ama yanı başındaki komşusu ile görüşüp tanışamıyorlar. Televizyon düşkünlüğü, sosyal yapıyı giderek daha fazla tehdit etmeye başladı. İnsanları a sosyal hale getirdi. İnsanlar yalnızlaştı. Aynı çatının altındaki apartman sakinleri birbirini tanımaz oldu. Oysa dünyası kararmış insanları, selam, nasılsınız gibi, sevgi ve şefkat sözcüğü bile hayata döndürebilmektedir. Hâsılı, çevresindeki insanlarla iyi komşuluk münasebetleri gerçekleştirmek, her müslümanın vazifesidir. Ancak komşularına karşı sorumsuz davranan, onları rahatsız eden kimseler de bulunabilir. Bu tür insanlara sabır ve tahammül göstermek, duruma göre münasip bir dille uyarmak, hatta onlara da iyilik yapmak ve ıslahları için dua etmek gerekir. Bu sayede umulmadık dostluklar elde edilebilir. Kendisine faziletli amellerden bahsetmesini isteyen Ukbe bin Âmir’e Hz. Peygamber (sav): “Seninle ilgisini kesenle sen ilgini kesme! Sana vermeyene sen ver, sana kötülük edeni sen bağışla!” tavsiyesinde bulunmuştur.8 Bir müslümanın, din ve dindarlık farkı, kültür ve bölge farkı gözetmeksizin bütün komşularıyla iyi ilişki içinde