Aşık
Ruhsati
Deli
Gönül
Doğan KAYA
DELi GÖNÜL
Daha senden gayrı aşık mı yoktur
Nedir bu telaşın ey deli gönül
Hele düşün devr-i Adem’den beri
Neler gelmiş geçmiş say deli gönül
Günde bin kez duman çöker serime
Elim yetmez gidem kisb ü karima
Kendi bildiğine doğrudur deme
Gel iki adama uy deli gönül
Şu fani dünyadan ümidini üz
İnanmazsan bak kitaba yüz be yüz
Hanen mezaristan malın bir top bez
Daha doymadıysan doy deli gönül
Baktım iki kişi mezar eşiyor
Gam kasavet geldi boydan aşıyor
Çok yaşayan yüze kadar yaşıyor
Gel de bu rüyayı yoy deli gönül
Bir gün bindirirler ölüm atına
Yarın iletirler Hakk’ın katına
Topraklar susamış adam etine
Hep ağzını açmış hey deli gönül
Mevla’m kanat vermiş uçamıyorsun
Bu nefsin elinden kaçamıyorsun
RUHSATİ dünyadan geçemiyorsun
Topraklar başına vay deli gönül
14
Ruhsatî, 1835 yılında Kangal’ın
Deliktaş köyünde doğmuş, 1911’de yine
aynı köyde vefat etmiştir. Babasının
adı Mehmet, annesininki ise Safiye’dir.
Ruhsatî on iki yaşında öksüz ve yetim
kalmış, bu bakımdan kuvvetli bir tahsil
görememiştir.
Bir divandaki;
“Eğer nikâhtan sorarsan dördü
bitirdim tamam
Eğer evlattan sorarsan yiğirmi üçtür
heman”
ifadelerinde, dört kere evlendiğini
ve bu evliliklerden yirmi üç çocuğu
olduğu neticesine varıyoruz. Eşlerinin
adı sırasıyla şöyledir: Mihri, Ayşe, Fatma
ve Mühimme. Eşlerinden Mihri, oğlu Âşık
Minhacî’nın annesidir.
Ruhsatî, badeli bir âşıktır. Bir gün
Kertme köyü mezrasında uyuyakalmış ve
bu sırada pirlerin verdiği badeyi içmiştir.
Aşağıdaki sözlerinden de anlaşılacağı
üzere, kendisi de zaman zaman bunu
dile getirmiştir.
Bir gece menamda gördüm
muhabbetin badesin
İçmeden mest eyledi fincana aklım
yetmedi
Baktım bir bade sundular yatarken
bir gecen ben
Anasından doğduğuna oldu pişman
sanmasın
Ben değilim Hak söyletir dilimi
Bade içtim kimse bilmez hâlimi
Ruhsatî, uzun müddet Deliktaş
ağalarından Ali Ağa’nın yanında azap
olarak durmuştur. Kimi zaman Tecer’deki
değirmenlerin su işlerinde çalışmış, kimi
zaman da köyünde kiracılık, rençperlik
ve çobanlık yapmıştır. Bazen de
inşaatlarda bennelik (duvarcılık) yaptığı
olmuştur. Zaman zaman gurbete çıkan
Ruhsatî ömrünün sonlarında köyünde
imamlık yapmıştır. Ömrü fakirlikle
geçmiştir.
15