1
Jenny
Beckinsale
tek
motorlu
bir
uçağın
homurtusunu duyunca dikkat kesildi. Hemen kıyıya
koşup ellerini gözlerine siper ederek gökyüzüne baktı.
Parlak güneş ışınları gökyüzündeki griliği silmişti,
masmavi deniz ayaklarının ucundan sonsuzca uzayıp
gidiyordu. Gözleri gökyüzünü tararken kalbi deli gibi
atmaya başladı. Belki... Sadece belki... Ama bir anda
kalbinin asla unutamadığı şeyi zihni de hatırlayıverdi:
Steven bir daha asla eve dönmeyecekti.
Derin bir nefes alıp yavaşça verdi. Hayır, yeniden öyle
darmadağın olmak istemiyordu. Bir daha bunu
yaşamayacaktı.
Dalgalar eski rıhtımı dövüyor, başının üzerinde
uçuşan kargalar gürültüyle sohbet ediyordu. Uçağın
homurtusu uzaklardan gelmeye devam etti.
Kıyıdan
yeni
bir
kararlılıkla
dönerken
büyükannesinden ona miras kalmış olan eve ve üç yıl
önce inşa edilmiş uçak hangarına şöyle bir baktı.
Metal panellerin üzerine düşen güneş ışınlan yeşil
boyayı parıl parıl parlatıyordu. Binanın tepesindeki
çıkıntıya asılmış altın rengi tabelanın üzerinde
kabartmalı harflerle Mavi Gök Havayolları yazıyordu.
Onun altında daha küçük harflerle yazılmış, Deniz Uçağı