SlamDunk Basketbol Dergisi | Page 38

yönetimi 2012 yılında onunla bir görüşme gerçekleştirmiş ama takımın genel menajeri olarak açıklanması 2013 Mayıs’ına kısmet olmuştu. Bir ay sonraki NBA draftıyla da oluşturmak istediği takım için hamlelerine başlamıştı. İşte Philadelphia 76ers’ın bu yola nasıl girdiğinin kısa bir özeti buydu. Hedef şampiyonluktu ama eldeki takımın bugün ya da gelecekte şampiyon olabilecek bir ışığı yoktu. O halde farklı bir yol denemenin zamanı gelmişti. 2013-2014 SEZONU NASIL GEÇTİ? Jrue Holiday takasından sonra takımın en az 1 sezon başarısız olacağı kesinleşmiş gibiydi. Her şey sil baştan düzenlenecek, sıfırdan bir takım kurulacak ve bu seferki strateji draft yoluyla büyüme olacaktı. Herkes biliyordu ki takım bu haldeyken bir süper yıldız ile kontrat yapabilmek imkansızdı. Hinkie, uzun bir arayış sonunda takıma koç olarak da San Antonio Spurs’un yardımcı antrenörlerinden, oyuncu gelişimi konusunda uzman olan Brett Brown’ı katmıştı. Başarılı bir takım oluşturmak için NBA’in 2 takımı model alınıyor; genel menajer Houston’dan, koç ise San Antonio’dan getiriliyordu. Ve yönetim katında sıklıkla tekrarlanan bir şey vardı: Spurs tipi kültüre sahip olmak. Sezon içerisinde temizlik devam edecek; Evan Turner ve Spencer Hawes takas edilecekti. Thaddeus Young’a da teklifler vardı fakat o takımda kaldı. Böylece Young, 2010-2011 sezonu kadrosundan beri takımda kalan tek oyuncu olacaktı. Doug Collins’li dönemin izleri silinmişti. 26 maçlık yenilgi serisi yaşanan sezon, 19 galibiyet ve 63 yenilgi ile tamamlandı ve toplamda 23 farklı oyuncu Sixers formasıyla sahaya çıktı. Bir izleyici olarak “Bu adam da kim yahu?” diyeceğimiz maçlara da razıydık ama sahadaki beş kişiden birine aşinaysak kendimizi şanslı addederek maçları izledik. Durumun farkında olan koç Brett Brown, sezon başında kadrosunu şu şekilde tanımlamıştı: 6 NBA oyuncusu ve bir grup çocuk. Maç başına yenilen 109.9 sayı ile bu alanda ligin en kötüsü olan Sixers, 99.5 sayı ile maç başına en çok sayı atan 19.takım oldu. Ligin en hızlı hücumuna sahip takımı olduğundan ve Carter-Williams, Wroten gibi oyuncuların da katkısıyla en çok top kaybeden ve rakibi en çok top kaybına zorlayan takım Sixers olacaktı. % 43.5 ile Chicago Bulls’tan sonra en düşük yüzdeyle hücum eden ikinci takım da Sixers’tı. Bu istatistikler, Sixers’ın ligin dibine demir atmaktan öte karaya oturup saplandığını gösteriyordu. 76ers’ın bu kadar kötü istatistiğe, alınan 19 galibiyete ve 26 maçlık yenilgi serisine rağmen ligi Doğu Konferansı’nın 14. sırasında bitirdiği düşünülünce varın siz düşünün konferansın 15.si Milwaukee Bucks nasıl bir sezon geçirmiş. Sezon boyunca James Anderson, Tony Wroten ve Henry Sims gibi diğer takımlarda en iyi ihtimalle 8. oyuncu olabilecek isimler, önemli süreler oyunda kaldılar. Bazı maçlarda bekleneni verse de genelde çok istikrarsız bir sezon geçiren James Anderson serbest bırakıldı ve 2014-2015 sezonunda Zalgiris Kaunas forması giyecek. Henry Sims, Spencer Hawes’un Cleveland’a takası karşılığında alınan, varlığından haberdar olmadığımız oyunculardan biriydi. 38 / SLAMDUNK / 18 - 24 AĞUSTOS 2014