SINAİ 11 SINAİ 11 | Page 38

MAKALE SINAİ 38
önemli bir sınama olacak . Macron ’ un çok vitesli Avrupa ’ yı savunması ve Merkel ’ in de benzer bir yapıya sıcak bakması da bu sınamaların bir gereği gibi görünüyor .
24 Eylül ’ de federal seçimlerden galip çıkarak iktidara dördüncü kez gelen ve halen koalisyon hükümeti kurma çabaları içinde olan Merkel ’ in , Macron ’ un AB ’ nin geleceğine ilişkin bu hızlı ve iddialı girişimlerine ne ölçüde cevap verebileceği merakla izleniyor . Merkel , AB ’ nin geleceğinin şekillendirmesinde Almanya ve Fransa ’ nın temel ve öncü rol oynamaları gerekli ve kaçınılmaz gibi görüyor . Merkel , Macron ’ un bütün önerilerini aynı şekilde kabul etmemekle birlikte en azından beraber hareket etme konusunda hemfikir ve istekli , aynı zamanda AB ’ nin geleceği açısından bunun gerekli olduğunu düşünüyor . Merkel ’ in Macron ’ un Avrupa maliye bakanı ve ortak bir bütçe önerilerine açık olduğunu söylemesi de bunun bir göstergesi . Öte yandan yeni stratejiler konusunda Merkel daha tutucu bir eğilim içinde görünüyor . Merkel ’ in olmazsa olmazları devamlılık , güvenlik ve istikrar . Macron ise geçmiş yapılar yerine önemli değişimler hedefliyor .
Merkel ’ in deneyimi ve Macron ’ un coşkusu öncülüğünde kurulacak Almanya – Fransa ekseni , AB ’ nin daha derin bir bütünleşmeye gitmesi için şu anda en uygun bileşim gibi görünüyor . Merkel ’ in koalisyon hükümetini kurmasından sonra Almanya-Fransa ekseninin daha fazla güç kazanması neticesinde AB ’ nin reformu çalışmalarının daha somut ve hızlı bir şekilde ilerleyeceğini umuyoruz .
Sema Gençay Çapanoğlu , İKV Kıdemli Uzmanı
2 ) Dijital gündem 2018 ’ de de nefes kesici
AB , dijital dönüşümden ve daha teknik tabirle “ dijital tek pazar ” ın etkin bir şekilde işlerlik kazanmasından , yılda 416 milyar avro gelir elde etmeyi umuyor . Özellikle Sanayi 4.0 hevesinin küresel ölçekte en popüler fenomenlerden biri haline geldiği günümüz sisteminde ; sadece AB ’ nin değil , tüm aktörlerin arzusu bu dönüşümlere ayak uydurmak . Tabii ki bu , her geçen gün hız kazanan teknolojinin tehditlerinin ve fırsatlarının doğru algılanmasıyla mümkün olabilir . Dolayısıyla hem AB ’ nin hem de Türkiye ’ nin 2018 yılında yakından takip edeceği dijital trendlere kısaca bakmak gerekiyor .
2018 yılında dijital gündemin hem AB hem de AB ’ nin bütün ortakları açısında en heyecanla beklenen tarihi şüphesiz ki 25 Mayıs . Yani tüm AB ülkelerinde geçerli olması öngörülen veri güvenliği tüzüğünün uygulamaya geçeceği gün . AB , uzun yıllardır kişisel verilerin korunmasına ilişkin müktesebatın kapsamlı ve “ genel geçer ” hale getirilmesi için çabalıyor . Bu , AB kadar AB ülkeleriyle veri paylaşımı ve veri depolama iş birliği yapan ülkeler için de önemli . Çünkü benzer standartlara uyulması onlardan da beklenecek .
Küresel ölçekteki dijitalleşme çabasının arkasındaki en başat itici güç , getirmesi muhtemel mali kazanç olsa da o konuya şimdi değil en son değineceğiz . Çünkü insanlık açısından daha değerli bir boyutu atlamamak gerekiyor . Hem AB liderlerinin Tallinn Dijital Zirvesi hem de Komisyon Başkanı Juncker ’ in birliğin durumu konuşması , dijitalleşmenin güvenlik ve iyi yönetişimle bağlantılı boyutuna odaklanıyor . 2018 yılında siber güvenliğin , özellikle küresel aktörlerin arasındaki gerilimlerin yavaş yavaş tırmandığı bir dönemde daha da gündemde olması bekleniyor . Bağlantılı şekilde siber alanın güvenliğinin , dezenformasyondan arındırılması ve ırkçı / nefret odaklı söylemden temizlenmesi de çabaların merkezinde yerini alacak .
Tahmin edilebileceği üzere , 2018 yılında en heyecanla takip edilecek teknoloji dönüşümü , kripto para birimlerinin önlenemez yükselişi . Bitcoin ve diğer alt-coin ’ lerin küresel ekonomiye her geçen gün daha da yakınsaması , bir yandan merak diğer yandan tedirginlik yaratmaya 2018 yılında da devam edecek gibi duruyor . Nitekim burada gündeme alınması gereken asıl boyut , kripto paraların arkasındaki teknolojinin yani blok zincirlerinin ( blockchain ) diğer alanlarda nasıl kullanılmaya başlayacağı . AB de bunu merak ediyor ve 2018 yılının başından itibaren AB Blok Zincirleri Gözlemevi ve Forumu ’ nu başlatıyor .
Ahmet Ceran , İKV Uzmanı
3 ) ABD Başkanlığı koltuğunda ikinci yılında Donald Trump
2017 başlarken akıllardaki soru , pek çok kişi için sürpriz biçimde seçilen Donald Trump ’ ın nasıl bir ABD Başkanı olacağıydı . ABD ’ nin politikalarını değiştirmeyi ve gücü “ tekrar vatandaşlara ” vermeyi vaat ederek gelen Trump ’ ın ilk yılında skandallar , tepkiler , suçlamalar , istifalar , kırılan potlar eksik olmadı . Daha 2017 ’ nin ilk aylarında Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael Flynn , göreve gelmeden önce Rus yetkililerle görüştüğü iddialarının ardından gelen baskılar üzerine istifa etti . Bu iddiaların araştırıldığını açıklayan FBI Direktörü Comey , mayıs ayında görevinden alındı ve ardından Kongrede verdiği ifadesinde , Trump yönetimini zorda bırakacak sözler sarf etti . Trump ’ ın ailesine kadar uzanan ABD seçimlerine müdahale iddiaları , buna paralel olarak Trump ’ ın koltuğunu koruyup koruyamayacağı tartışmaları , 2017 yılında öne çıkan pek çok önemli gelişmeye rağmen gölgesini hep hissettirdi .
ABD içerisindeki gelişmelere bakıldığında , başkanlığının ilk yılında Cumhuriyetçilerin vergi planı yasa tasarısını Kongrenin iki kanadından da geçirmeyi başarması , kendi gösterdiği aday olan muhafazakâr Neil Gorsuch ’ un yüksek mahkemeye atanması ve son 17 yılın en düşük işsizlik oranına erişilmesi , Trump hanesine artı olarak yazıldı . Aslına bakılırsa son bir yılda 1,8 milyon yeni