NE GÖREBİLİRSİNİZ?
inşaa edilen Bizanlardan kalan bina duvarların dış halkası
oluşturmakta ve “Ehmedek” (Orta Kale) kalesi bulunur.
Ehmedek'in stratejik amacı, karadan gelen tehlikelerden
şehri korumaktır: Sultan'ın sarayı da dahil olmak üzere iç
duvarları ve binaları. Siperlikler yavaş yavaş denize iner ve
Alanya — “Kızıl Kule” sembolü ile son bulur.
ALANYA KALESİ
Kentin ana cazibe merkezi, yamaçları kale duvarlarının üçlü
bir halkasıyla çevrili denize giden yarımadadır. XIII. Yüzyılda
Selçuklu Türkleri, Sultan I Alaaddin Keykubat Alanya
bölgesini ele geçirdiler. Selçuklu sultanı, şehrin Korakesion
adını Alaye adıyla değiştirdi, ticaret ve deniz ulaşımını
geliştirdi. Limanı ve şehri korumak için surlar büyütüldü.
Bunların ana kısmı “İçkale” idi. Orada yarımadanın en
yüksek noktasında, Selçukluların lideri bir Sultan sarayı
inşaa etti.
Kırmızı tuğladan yapılmış sekizgen “Kızıl Kule” binası 1226
yılında inşa edilmiştir. Barış zamanında, liman 30 metrelik
kulenin üst platformundan izlenebilmiş ve denizden
gelen saldırılar sırasında tersane ve mühimmat depoları
savunulmuştu. Kulede tek bir pencere bulunmamakta,
iç mekana yukarıdan, gözetleme güvertesinde bulunan
zemindeki açıklıklardan girilmektedir. 85 basamaklı dik
bir merdiven, kulenin beşinci katına çıkar. Bugün burada
Müzik Akşamları partisi düzenleniyor ve alt katlarda Alanya
Etnografya Müzesi sergileniyor.
Günümüzde 140 kule, 400 kuyu ve kentin en eski camisi
olan Süleymaniye, saray kalıntılarının etrafındaki surların
arkasında kalır. Bizans kilisesi de ayakta kalan yapılardan
biridir — VI. Yüzyıldan kalma üç nefli bazilika sahasında
durmaktadır. Batı Toros'un şehir, sahil ve dağlarının
panoramik manzarasını sunan, 250 metre yüksekliğe
kadar açık bir müze olan İç Kale'de bulunmaktadır. İç
Kalenin eğiminin hemen altında, Selçuklular tarafından
9
KIZIL KULE