Sektörüm Dergisi 89. Sayı sektorum_sayi_89 | Page 8

Philips Aydınlatma Kamu İlişkiler Müdürü Ahmet SOYLU ahmet. soylu @ philips. com

Aydınlatma ve Kent Estetiği

Birleşmiş Milletler rakamlarına göre 2100’ de dünya nüfusu 11,2 milyara ulaşacak. Ama bu en olası tahmin. Bu rakam yüzyıl sonunda 16,6 milyarı bulabileceği gibi 7,3 milyara da düşebilir. Ancak BM’ e göre, 2050’ ye kadar nüfus artışı kesin olarak devam edeceği yönünde.
Bugün Dünya nüfusunun % 45’ i kırsal, % 55’ i şehirli iken, 2050’ de 3’ te 2’ si şehirlerde yaşıyor olacak. 2030’ da nüfusu 10 milyonu aşan mega kent sayısı 41’ e ulaşacak. Gösterge, kentsel yaşama doğru büyük bir ivmelenmenin söz konusu olduğu yönündedir.
Dünya’ da bu yönde bir süreç seyrederken, bu dönüşüm ülkemizde daha ileri boyutlarda.
Türkiye’ de 2000 Nüfus Sayımı sonuçlarına göre 67.8 milyon olan Türkiye nüfusunun yaklaşık % 65’ i( 43.9 milyon) şehirlerde yaşamaktadır. Dünyanın 2050 yılında gerçekleşeceğini öngördüğü oranı, Türkiye 2000’ li yılların başında yakalamış durumdaydı. 2017 verilerine göre ise; % 92’ si kent merkezlerinde, % 8 kırsalda( köylerde) yaşamaktadır.
Bu değişimin, sosyolojik, demografik, psikolojik vb. bir çok sebepsonuçlarını bir tarafa bırakırsak, dikkatinizi çekmek istediğim spesifik konu kent yaşamı ve yaşanabilir kentlerin aydınlatması.
Ülkemizin neredeyse tamamının kent merkezli yaşamı seçtiği yerde, yaşamın geçtiği bu alanların yaşanabilir olması, huzurlu, mutlu, kentle barışık bireylerin oluşması için doğru aydınlatmanın da önemi büyük.
Estetik Yunanca’ da algı, duyu anlamına gelen“ aisthesis”,“ aisthetikos” kelimelerinden gelmektedir ve duyum, duygu ve algı yolu ile insanın güzel olanı kavraması, güzellik ve güzelliğin insan zihin ve duygularındaki etkisi, güzelin algılanması ile ilgili şey olarak tanımlanmaktadır. Estetik güzelin ve güzel sanatların yapısını inceleyen bir felsefe dalıdır.
Kentlerin“ kent” tanımına hak kazanabilmeleri için de belli standartlara sahip olmaları ve çevresel / kentsel açıdan belli bir estetik çekiciliğe sahip olmaları gerekmektedir. Bu bağlamda da kenti tek birimler değil, tümel çevre olarak değerlendirmek daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Kentsel alanlarda yapılar mimarlık ürünü olup yarattıkları estetik, duygular, kitle, cephe ve form özellikleri ile iç mekan ve dekoratif nitelikleri kapsamında değerlendirilmektedirler.
Şehirlerin belli standartlar dahilinde planlı bir şekilde geliştirilmesi refah seviyesinin artışı arasında da ciddi korelasyonu var.
80’ li yıllar sonrası, küreselleşen dünya kentlerinin birbirleriyle yarışması, kentlerin ön plana çıkabilmek için daha çekici, daha düzenli, daha güzel, daha planlı olma çabaları, yanı sıra yaşanan teknolojik ve bilimsel gelişmeler, kentsel aydınlatma konusunda da önemli gelişim ve değişimler yaşanmasına neden olmuştur.
Kentlerin gece aydınlatılması, kent-insan-çevre ilişkisinde en önemli konulardan birini oluşturur. Doğru ve uygun aydınlıklar oluşturan aydınlatma düzenleri ile çevrenin algılanması kolaylaşır, iyi görme koşullarının sağlanabildiği kentlerin gece görünümleri de gündüze oranla çok daha ilgi çekici, farklı ve görkemli olabilir. Kentsel aydınlatma günümüzde; güvenlik( yol, trafik vb.) aydınlatma mantalitesinin ötesine geçmiş ve estetik( mimari, dekoratif vb.) merkezli, fütüristik bir boyut kazanmıştır.
Bir bakıyorsunuz aydınlatması ile göz dolduran yapılar, kentin sembol yapısı haline gelebilmektedir.
Bina emniyet ve güvenlik adına, araç yolu, köprü, kavşak aydınlatması olmaktan çıkmış, kentte gece ve gündüz kullanımını dengeleyen, kentsel değerleri ortaya çıkaran, kentteki özgün yapı ve kentsel mekanların önemini vurgulayan, kent kullanıcılarının konforunu, emniyetini, güvenliğini ve huzurunu sağlamayı amaç edinen,
8 www. sektorumdergisi. com Haziran June 2018