Sakarya’da gelişen ‘Gıda Sektörü' DERGİ | Page 10

Hazır yemekte kalite-fiyata dikkat !

Serdar Kılcıoğlu
Zaman zaman zehirlenmelerin yaşandığı sektörde , öncelikle kaldırılması gereken kalite / fiyat uygunluğu arasındaki tezattır . Toplumda , “ Yok öyle üç kuruşa beş köfte ” deyimi vardır malumunuz . Düşük fiyatlarla kaliteli , hijyenik , sağlıklı gıda pek mümkün görünmüyor ”

Sektörel ek konumuz ‘ GIDA ’ olunca , hazır yemek sektörüne de el atmazsak olmazdı . Dolayısıyla ilimizde faaliyet gösteren SAKARYA ELİT YEMEK LTD . ŞTİ . firması sahibi Yakup Kapçık ile sektörün sorunlarını konuştuk . Yakup Beyin anlattıklarına yaptığımız araştırmaları da ekleyince gördük ki bu toplu / hazır yemek olayı hiç de dışarıdan göründüğü gibi değil . Paylaşalım … Türkiye genelinde 4 bine yakın firmanın faaliyet gösterdiği hazır yemek sektörü , yıllık 6,5 milyar dolarlık iş hacmiyle 400 bin kişiye doğrudan , 1,5 milyon kişiye de dolaylı olarak istihdam sağlayan ve günde toplam 22 milyon insana hizmet veren bir sektör … Fakat bu sektör katkılarından dolayı değil genellikle sundukları ürün , ürün kalitesi ve toplu zehirlenmelerle gündeme geliyor . Elbette ki insan sağlığı her şeyden önemli ama her sektörün kendine özgü riskleri var . Ve her sektörde yaşanılabilecek olumlusuzluklar da yaşanıyor haliyle ama sektör çalışanlarının derdi , bardağın sürekli boş tarafının gösterilmesi ve böyle gündeme getirilmeleri ki işte bundan rahatsızlık duyuyorlar . Öyle ki , sürekli zamanla yarışılan yüksek gayret gerektiren çok titiz olunması gereken bir sektör En son asker zehirlenmelerinden sonra ilimizde de hastane personelinin toplu yemek sebebiyle zehirlenmeleri gündeme düştü ve epey tartışıldı . İşin ilginç tarafı , bu tür olaylara müdahale edebilmeleri için herkesten daha sağlıklı bir şekilde görev beklemesi gereken hastane personelinin başına gelenler ve o yemeği yemeyen sair personel dışında onlara müdahale edecek hiç kimsenin kalmamasıydı . Neyse ki ucuz atlatıldı … Peki , bundan sonrası ? Bundan sonrası için böyle vahim olayların yaşanmayacağının garantisi var mı ? Maalesef yok . Yok , çünkü zehirlenme olaylarına sebep olan şartları ve sebepleri değiştirmeden sonucu değiştirmek pek mümkün değil . İlk ortadan kaldırılması gereken sebep , kalite / fiyat uygunluğu arasındaki tezattır . Toplumda yok öyle üç kuruşa beş köfte deyimi vardır malumunuz . Evet , yoktu öyle üç kuruşa beş köfte ama şimdi amiyane tabiriyle üç kuruşa beş köfte var . Çalışanlarının karnını en ucuz yoldan doyurmayı marifet bilen talepçiler ile kişi veya kamu / tüzel kurumların taleplerini en ucuz yoldan karşılamayı görev bilen tedarikçiler sayesinde artık üç kuruşa beş köfte yemek mümkün !

Ama bu fiyata kaliteli , hijyenik , sağlıklı gıda pek mümkün görünmüyor . Çalışanlarının karnını en ucuz yoldan doyurma arzusundaki talepçiler ihaleye çıkıyor , tedarikçiler en ucuz fiyat vererek işi üstleniyor , bu arada hiç kimse kalkıp da bu fiyata bu yemek nasıl olur arkadaş diye sormuyor ? Biz soralım ; Karkas etin kilosu toptan alışverişte dana / düve ortalama 27 , koyun / kuzu 40 lira . Tavuk fiyatları 15 ila 18 Türk Lirası … Pilavlık pirinç 5 / 7 lira bandında … Kuru fasulye 8 / 10 lira , nohut 10 lira … Mercimek 5 lira … Bir teneke yağ 110 lira … Salçası tuzu biberi derken 3 kap yemek kaç liraya mal edilir ? Farklı yemek firmalarına sorduk , etli bir yemeğin maliyeti 6 ila 7 lira arasında değişiyor . Yanına en azından bir pilav , salata veya tatlı olunca da üç kap yemek fiyatı olarak karşımıza en az 10 Türk Lirası çıkıyor ki bunun içine personel , temizlik , yakıt ve nakliye ücretleri ilave edilmediği halde … Peki , en son vakayı yaşadığınız hastane personeli üç kap yemek anlaşması kaç paraydı ? 4.99 TL olaydan sonra fiyat tadilatı yapıldı oldu 7 lira civarı … Üniversitemizde de bu fiyat 7 buçuk lira civarında … 5 liraya toplu yemek yenilen fabrikalar ve okullar var … Şimdi ne yapsın yemek firmaları ? En ucuz fiyat verene işin verildiği bir ortamda ‘ yok arkadaş , ben bu fiyata bu yemeği çıkaramam , çıkarırsam da bu yemekten başka her şeşe benzer ’ diyebilecek kaç tane yemek firması vardır ? Sayısını bilemem ama ilimizde faaliyet gösteren Elit Yemek bunlardan bir tanesi … Yakup bey bu konuya da değiniyor ve mevzuattaki yanlışlıklara hizmet alan idarelerinde yanlışları eklenince komik rakamlara işlerin ihale edildiğini , kendi şehrimizde olmasına rağmen birçok ihaleye teklif verme gereği bile duymadıklarını çünki mevcut ihale kanun ve yönetmelikleri ile şartnamelerde belirtilen şartlarda ihaleyi kazanabilecek bir fiyat teklif etmelerinin bu şartlarda mümkün olmadığını anlatıyor . 4734 sayılı kamu ihale kanunu kapsamında yapılan yemek hizmeti alımı ihalelerinde aşırı düşük fiyat uygulaması diye bir uygulama var var olmasına fakat yetersiz . çünki aşırı düşük fiyat veren firma direkt olarak değerlendirme dışı bırakılmıyor . işi bu fiyata nasıl maledeceği yine kanun ve yönetmelikle düzenlenen bir takım teknik kriterlere göre sorgulanıyor açıklaması ihaleyi yapan idarece kabul edilen istekliye iş veriliyor tabi bu açıklama yapılırken türlü hileler oyunlar dönmediğine ikna
olmak mümkün değil yoksa 3 kap yemek için 5 lira gibi bir fiyatın üstelik işçilik ve diğer giderlerde bu fiyatın içindeyken açıklanması ne kadar gerçekçi olabilir . İlimiz toplu yemek ihalelerinde yerli firmalarımızın bulunmayışı tam da bu hassasiyetten kaynaklanıyor olabilir . Merak edenler için söyleyelim , üniversitemiz öğrencilerine ve sakaryadaki tüm kamu hastane personelimize yemek tedarik eden firmalar yerli değil ! Evet , toplu / hazır yemek konusundaki olumsuz vakalar yaşadıklarımızla sınırlı kalmayacak ve bu ‘ en ucuz ’ kuralı değişmediği müddetçe toplu zehirlenmelerden başımızı kaldıramayacağız gibi görünüyor . Yukarıda ağırlıklı olarak kamu kurumlarının yemek hizmetinden bahsettik işin birde özel sektör boyutu varki onunda sektör açısından en büyük iki sıkıntısı merdiven altı toplu / hazır yemek üretimi ve fabrikaların / okulların / yurtların kendi yemeklerini kendilerinin üretmesi , toplu yemek üretebilmek ve dışarıya satış yapabilmesi için firmaların birçok kriteri yerine getirmesi ve bu bağlamda belgelere sahip olması gerekiyor mevzuata göre bunların başında da gıda mühendisi istihdamı var mesela fakat yine yeterli ve doğru denetim ve yaptırım mekanizması olmadığı için yüz metrekare bir dükkana iki pişirme ocağı bir bulaşık tezgahı koyan ben yemek firmasıyım diye piyasada yemek satıyor ve bunların ilimizdeki sayısı hiç de yabana atılır gibi değil , ikinci sorunda iş yerlerinin bir aşçı tutup hiçbir denetime maruz kalmadan çalışanlarına yemek üretmesi , Yakup bey bu konuya biraz espirili biraz kızgın bir yaklaşımla biz üretim tesisimizde cıvata yada ne bileyim mobilya falan üretebiliyormuyuz ki bunları üretenler yemek üretebiliyor bunların ciddi şekilde yasal boyutlarının ele alınması gerekir diyor . Ucuz yemek talebi var oldukça , toplu yemek firmalarının fiyat rekabeti haliyle insan sağlığını hiçe sayan noktaya gelecek ve bu böyle devam edecektir . Bu arada bütün mesele sağlıksız yemek tedariki değil elbet . Çünkü ucuzcuların taleplerini en ucuza tedarik eden firmalar sadece çıkardıkları yemekten ve dolayısıyla insan sağlığından çalmıyorlar . Çalışanlarının karnını en ucuz yoldan doyurmaya endeksli özellikle kamu / tüzel kurumlar da konu yolsuzluk boyutuna da giriyor . Öyle ya size en ucuz yemeği tedarik eden firma ya insan sağlığından çalacaktır ya da kurumun bütçesinden … Başka türlü bu fiyata karın doyurmak hiç mümkün değil çünkü … Sağlıcakla kalınız …