Road Safety Magazine Temmuz 2014 | Page 12

EMERGENCY BRAKE Can Hu oğlu Y rm Anlamıyorum... ıl 1977, ehliyetimi yeni almışım, çok iyi otomobil kullanıyorum. O zamanlar Anadolu’da yaşıyorum, ailesinde otomobil olan şanslı insanlardan biriyim. Babam aracına çok düşkün, sürekli bakımını yaptıran, kabak lastiklerle asla yola çıkmayan biri. Babam saygın bir devlet memuru. Yaşadığımız ilçedeki 2-3 hakimden biri. Babam emniyet kemeri kullanmazdı, ben de emniyet kemeri kullanmazdım, bizim orada kimse emniyet kemeri takmazdı. Bir tek Almancılar takardı. Almanya’da çalışan çok işçi vardı bizim oralarda. Onları ve çocuklarını yaz tatiline geldiklerinde lüks otomobillerde kemer takarken görürdük. Babaları ve oğulları... Hemen cevabı yapıştırıyorum: “Biz emniyet kemeri takmıyoruz!” (Biz, ben, ailem, babam, komşular, şehirde yaşayanlar, hatta Türkiye’de hepimiz). Korkaklık gibi gelirdi bana. Hem emniyet kemeri takmak iyi bir şey olsa babam takardı diye düşünürdüm hep. Ne de olsa o kendi ve ailesi için en iyisini isterdi. Bayramlarda, törenlerde protokolde yeri var. “Burası Almanya” diye bitiriyor konuşmamızı. Korkuyor ve takıyorum. Yıl 1978, dil kursu için Almanya’ya gidiyorum. İlk kez uçağa biniyorum. Babamın dostu, bir Türk işçi karşılıyor beni. Oldukça lüks bir aracı var: BMW 320! Hemen arka koltuğa geçiyorum (bir arkadaşıyla birlikte gelmişti beni karşılamaya). İçim içime sığmıyor, bas gaza diyorum içimden, ama araç hareket etmiyor. Sürücü bana bakıyor, bir anlam veremiyorum. Bana emniyet kemerimi bağlamamı söylüyor. O zamanlar çok hızlı, çok sert kullanırdım, otomobilin adeta yolda uçardı, hiç kimse aracı ben kullanırken korkmazdı ve araç hakimiyetim çok iyiydi. Babam uzun yolda yanıma oturur, sürüşümle gurur duyduğunu söylerdi. Zaman zaman ufak tefek kazalar yaptım tabii ama çok şanslıydım bir şey olmadı. Zaten bunda bir sorun yok herkes kaza yapıyor! ROADSAFETYMAGAZINE 12 | 07/14 ka t Ben de zorunlu olarak emniyet kemeri taktım ama bir sorun var: Belimi sıkıyor, istemiyorum, beni bunaltıyor. Emniyet kemerimi yavaşça omzumdan aşağı doğru indirip, koltuğumun altından geçiriyorum, ama babamın dostu olan sürücü buna fırsat vermiyor, hemen ikaz ediyor. Kemeri yine normal konuma getiriyorum. İçim için çok kızgınım... Bana “taksan iyi olur” diyor. “Arkada mı??” Günümüz... Evet aradan yıllar geçti, evlendim, çocuğum oldu. Şimdi düşününce fark ediyorum, benim oğlum her zaman emniyet kemeri takmıştı, onu hiç bir zaman emniyet kemeri takmadan bir yere götürmemiştim. Bebekken, çocukken, gençliğe adım atarken, yani her zaman. Aman Allahım! Almanya lüks otomobillerle dolu, en hızlı araçlar burada İlk kez otoban görüyorum, bütün yollar tertemiz, trafik işaretleri mükemmel, araçlar çok hızlı. İlginç, hiç korna sesi duyulmuyor, trafikte gürültü yok. En sol şerit bomboş, aklımdan ‘şu gaza neden basmaz ki acaba’ diye geçiriyorum, bak sol şerit boş işte. Hayır basmıyor gaza, bazan sol şeride geçse de sollamak istediği aracı sollar sollamaz hemen sağ şeride dönüyor. ‘Yahu, devam etsene bu şeritte, arkada kimse yok işte, bas gaza yaaa’ diye geçiriyorum içimden. Ama hayır... Ardından kararımı veriyorum, bu adam korkak! Fakat bir sorun var, sadece bu adam değil, burada herkes korkak, herkes emniyet kemeri takıyor. ‘Ah direksiyonda ben olsaydım şimdi’ diye düşünüyorum. Bu yıl ehliyetini yeni aldı, yanına ilk defa oturduğumda onunla gurur duydum. Aynı babamın benimle gurur duyduğu gibi. Aracını çalıştırmadan emniyet kemerini taktı, ben söylemeden! Aslında tabi, kanunların belirlediği kurallara harfiyen uymak gerekir, devlet yetkilileri denetlemelerini sık sık ve taviz vermeden yapmalıdır. Ancak düşünüyorum da babamın, etrafımdaki insanların çok etkisi var ROADSAFETYMAGAZINE 13 | 07/14