EMERGENCY BRAKE
Can
Hu
oğlu
Y
rm
Anlamıyorum...
ıl 1977, ehliyetimi yeni almışım, çok iyi otomobil
kullanıyorum. O zamanlar
Anadolu’da yaşıyorum, ailesinde otomobil olan şanslı insanlardan biriyim. Babam aracına çok
düşkün, sürekli bakımını yaptıran, kabak
lastiklerle asla yola çıkmayan biri. Babam
saygın bir devlet memuru. Yaşadığımız ilçedeki 2-3 hakimden biri.
Babam emniyet kemeri kullanmazdı, ben de
emniyet kemeri kullanmazdım, bizim orada
kimse emniyet kemeri takmazdı. Bir tek Almancılar takardı. Almanya’da çalışan çok işçi
vardı bizim oralarda. Onları ve çocuklarını yaz
tatiline geldiklerinde lüks otomobillerde kemer
takarken görürdük. Babaları ve oğulları...
Hemen cevabı yapıştırıyorum: “Biz emniyet kemeri takmıyoruz!” (Biz, ben, ailem,
babam, komşular, şehirde yaşayanlar, hatta
Türkiye’de hepimiz).
Korkaklık gibi gelirdi bana. Hem emniyet
kemeri takmak iyi bir şey olsa babam takardı diye düşünürdüm hep. Ne de olsa o kendi
ve ailesi için en iyisini isterdi.
Bayramlarda, törenlerde protokolde yeri
var.
“Burası Almanya” diye bitiriyor konuşmamızı. Korkuyor ve takıyorum.
Yıl 1978, dil kursu için Almanya’ya
gidiyorum. İlk kez uçağa biniyorum. Babamın dostu,
bir Türk işçi karşılıyor
beni. Oldukça lüks bir
aracı var: BMW 320!
Hemen arka koltuğa
geçiyorum (bir arkadaşıyla birlikte gelmişti beni karşılamaya). İçim içime sığmıyor,
bas gaza diyorum içimden,
ama araç hareket etmiyor. Sürücü bana bakıyor, bir anlam veremiyorum. Bana emniyet kemerimi bağlamamı söylüyor.
O zamanlar çok hızlı, çok
sert kullanırdım, otomobilin adeta yolda
uçardı, hiç kimse
aracı ben kullanırken korkmazdı ve
araç hakimiyetim
çok iyiydi. Babam
uzun yolda yanıma
oturur,
sürüşümle
gurur duyduğunu söylerdi. Zaman zaman ufak
tefek kazalar yaptım tabii ama
çok şanslıydım bir şey olmadı. Zaten
bunda bir sorun yok herkes kaza yapıyor!
ROADSAFETYMAGAZINE
12
| 07/14
ka
t
Ben de zorunlu olarak emniyet kemeri taktım ama bir sorun var:
Belimi sıkıyor, istemiyorum, beni bunaltıyor. Emniyet kemerimi yavaşça omzumdan
aşağı doğru indirip, koltuğumun altından
geçiriyorum, ama babamın dostu olan sürücü buna fırsat vermiyor, hemen ikaz ediyor. Kemeri yine normal konuma getiriyorum. İçim için çok kızgınım...
Bana “taksan iyi olur” diyor.
“Arkada mı??”
Günümüz... Evet aradan yıllar geçti, evlendim, çocuğum oldu. Şimdi düşününce fark
ediyorum, benim oğlum her zaman emniyet
kemeri takmıştı, onu hiç bir zaman emniyet
kemeri takmadan bir yere götürmemiştim.
Bebekken, çocukken, gençliğe adım atarken, yani her zaman.
Aman Allahım! Almanya lüks otomobillerle
dolu, en hızlı araçlar burada
İlk kez otoban görüyorum, bütün yollar tertemiz,
trafik işaretleri mükemmel, araçlar çok hızlı.
İlginç, hiç korna sesi duyulmuyor, trafikte gürültü yok. En sol şerit bomboş, aklımdan ‘şu
gaza neden basmaz ki acaba’ diye geçiriyorum,
bak sol şerit boş işte. Hayır basmıyor gaza, bazan sol şeride geçse de sollamak istediği aracı sollar sollamaz hemen sağ şeride dönüyor.
‘Yahu, devam etsene bu şeritte, arkada kimse
yok işte, bas gaza yaaa’ diye geçiriyorum içimden. Ama hayır... Ardından kararımı veriyorum, bu adam korkak! Fakat bir sorun var,
sadece bu adam değil, burada herkes korkak,
herkes emniyet kemeri takıyor. ‘Ah direksiyonda ben olsaydım şimdi’ diye düşünüyorum.
Bu yıl ehliyetini yeni aldı, yanına ilk defa
oturduğumda onunla gurur duydum. Aynı
babamın benimle gurur duyduğu gibi. Aracını çalıştırmadan emniyet kemerini taktı,
ben söylemeden!
Aslında tabi, kanunların belirlediği kurallara harfiyen uymak gerekir, devlet yetkilileri
denetlemelerini sık sık ve taviz vermeden
yapmalıdır. Ancak düşünüyorum da babamın, etrafımdaki insanların çok etkisi var
ROADSAFETYMAGAZINE
13
| 07/14