Burası, her şeyin ötesinde kişinin karar-
lılığını sınavdan geçiriyor...”
“Yapılana
kadar her
şey imkansız
görülür.”
kendisiyle aynı görüşte olan arkadaşı
Tambo ile beraber, siyah halkı baskı al-
tında tutan Ulusal Parti’nin uygulamaya
çalıştığı ırk ayrımcılığına dayalı apart-
heid sistemine karşı kampanya yürüt-
tü. Bunun sonucunda, 1956’da vatana
ihanet suçuyla yargılandı. Dört yıl süren
duruşmaların ardından hakkındaki suç-
lamalar düşürüldü, ama 1960’a gelindi-
ğinde ırk ayrımcılığının her geçen gün
daha da artan bir baş ağrısı olduğunun
farkına varıldı. 21 Mart 1960’ta Güney
Afrikalı güvenlik güçlerinin, siyahi pros-
testoculara ateş açarak 69 kişinin ölü-
müne meydan vermesi sebebiyle Shar-
peville Katliamı olarak acıyla anılan olay,
barışçı direnişin sonunun geldiğinin ha-
bercisiydi. Mandela, ordu ve hükümet
hedeflerine karşı silahlı mücadele baş-
latarak ANC’nin silahlı kanadını kurdu.
“Ben, tüm insanların uyum ve eşit fır-
satlara sahip şekilde beraberce yaşadığı,
demokratik ve özgür bir toplum idealini
benimsedim. Bu, uğrunda yaşamak ve
ulaşmak istediğim bir idealdir. Ama ge-
rektiğinde bunun uğrunda ölürüm de.”
Bu ifadesini 1964’te, ömür boyu hapis
cezasına çarptırıldığı meşhur Rivonia
Davasında mahkeme kürsüsünde büyük
bir inanç ve kalbinin tüm samimiyetiyle
dile getirmiştir. Yıllarca hapis hayatı ya-
şamasına, tüm olayların onun açısından
talihsiz ve haksızca gelişmesine, direniş-
ten istemsizce uzak kalmasına rağmen
tükenmek bilmeyen cesaretiyle harcadı-
ğı çabaların boşa gitmediği en sonunda
anlaşıldı: Hapiste olmasına karşın dire-
nişin sembolü, destekçisi, lideri unvanı-
nı hiçbir zaman kaybetmedi.
Nelson Mandela’yı hapis hayatında en
çok üzen olay eşi Winnie’nin tutuklanıp
17 aydan fazla bir süre tutuklu kalması-
dır. O dönemde dokuz ve on yaşlarında
olan kızları Zeni ve Zindzi’ye babaları
Robben Adası’ndan mektup yazıyor ve
kızları teselli etmeye çalışıyordu. Mek-
tupların muhtemelen ulaşmayacağını
biliyordu ama bu mektupların kopyala-
rını da saklıyordu. Nelson’ın üstün özel-
liklerinden biri de başarılı bir avukat ol-
masıydı. 1953’te arkadaşı Oliver Tambu
ile birlikte Güney Afrika’nın ilk siyah
hukuk ortaklığını kurdu.
Hapishane hakkındaki düşüncelerini bu
şekilde dile getiren Mandela’nın, kar-
şısına çıkan zorlukları kişisel gelişimi-
ne olumlu yönde etki eden bir etmen
olarak görmesi de onun engin bilgeli-
ğine bir kanıttır. Ailemiz, özgürlüğü-
müz hepimizin gözbebeğidir. Nelson
Mandela’nın; yıllarca ailesinden uzakta,
hapiste kalmasına rağmen hiçbir zaman
savunduğu idealden vazgeçmemesi, pes
etmemesi, umutsuzluğa kapılmaması
akıl almaz bir azmin ve kendine güve-
nin ispatıdır. İnsanlar arasında; kendine
inanç, hayallerin gerçekleşeceğine dair
hissedilen umut, zorluklara karşı yenil-
meyen azmin daha da artması için bir-
çok Nelson Mandela’nın daha dünyaya
gelmesi gerekebilir. Ama dünyamızda
değerli varlıkların çok az bulunması se-
bebiyle; onların titizlikle aranması, bu-
Bu sayede, Güney Afrika Hükümeti
1990’da Nelson Mandela’yla işbirliği
yapmaya karar verdi. En sonunda, o
dönemin devlet başkanı FW de Klerk
Mandela’yı serbest bırakmaya karar ver-
di. Güney Afrika’da tüm ırkları temsil
eden bir demokrasi kurulması için gö-
rüşmeler başladı. Apartheid politika-
larını belirleyen yasa maddeleri zaman
içerisinde yasadan kaldırıldı. 1994’te
ise tüm toplumun özgürce oy kullana-
bileceği seçimlerde Nelson Mandela’nın
partisi olan ANC oyların %62’sini alarak
büyük çoğunluğu elde edip 400 san-
dalyeli mecliste 252 sandalye kazandı.
Bu seçimle iktidara gelen Afrika Ulusal
Konseyi hala aynı konumda bulunmak-
tadır. 1999 yılına kadar bu görevde kal-
dıktan sonra görevini Thabo Mbeki’ye
devretti.
“Hapishanenin kendisi, sabır ve azim
konusunda müthiş bir eğitim sağlıyor.
O; beyazların
ve siyahların
bir arada,
ayrımcılık
olmaksızın,
barış içinde
yaşayabileceği
bir dünya
özlüyordu.
Hapiste
olmasına
karşın direnişin
sembolü,
destekçisi,
lideri unvanını
hiçbir zaman
kaybetmedi.
lunduğunda özen gösterilmesi ve elden
kaçırılmamaya çalışılması, değerinin
bilinmesi de öğretilmelidir. Özgürlüğe,
eşitliğe, barışa değer veren zihinler bu
ücra ve yer yer karanlıkta kalmış dün-
yamız için hayati önem taşır. Bizim ra-
hatlığımız ve huzurumuz başkalarının
özgürlüğünü kısıtlıyorsa orada özgürlük
kavramından söz edilemez. P
KAYNAK
https://www.google.com/culturalinstitute/
http://www.bbc.com/turkce/ozeldosyalar/
http://www.sondevir.com/m/dunya/
https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Nelson_
Mandela
73