H Hayata
Ateş Çemberinin
Ortasındaki Kız:
Amy Winehouse
Soul ve caz müziğin eşsiz sesi,
27’ler kulübünün kabarık saçlı üyesi,
babasının sorunlu kızı, büyük aşkının kurbanı…
Selin Güner
[email protected]
Nihan Cebeci
[email protected]
“B
70
en tam soyadım gibiyim.” di-
yordu Amy. Alkol ve uyuştu-
rucuyla iç içe geçen 27 yıllık
hayatını böyle özetlemişti. 1983 yılında
Londra’da dünyaya gözlerini açar açmaz
kendisini müzikle iç içe bir ailenin için-
de bulan Amy’nin hayatının ilerleyen
dönemlerinde müzik sektörüne girme-
sinde muhakkak bunun da payı vardı.
Ama onu beş Grammy ödüllü dünyaca
ünlü bir sanatçı yapan etken şüphesiz ki
müthiş caz gırtlağı ve acılarını, arzula-
rını, yalnızlığını haykırdığı besteleriydi.
İlk albümünün adı açık sözlü anlamına
gelen “Frank”ti; iyi olmadığını anlat-
tı, “keşke bir arkadaşım olsaydı” dedi,
“keşke bir daha hiç içmesem” dedi.
Yüzünden gülümsemesi eksik olma-
yan neşeli bir çocuk iken babasının evi
terk ederek başka bir kadınla yaşama-
ya başlamasıyla hayattaki ilk darbesini
9 yaşında aldı. Babasıyla hiçbir zaman
bağını koparmamasına rağmen baba
korumasından mahrum kaldığı hissini
daima ruhunda barındırdı Amy. Henüz
12 yaşındayken girdiği üstün yetenekli-
ler okulundan 16 yaşında aykırı kişili-
ği, dövmeleri ve piercingleri yüzünden
atıldı. Bu, baba sevgisi eksikliğinin onda
yarattığı kırgınlık ve isyankârlığın ilk so-
mut örneğiydi.
17 yaşına geldiğinde bir bilardo barında
hayatını değiştiren adamla tanıştı Amy.
Taparcasına aşık oldu fakat hayatındaki
boşluğa yerleştirdiği Blake’le ilişkisi 6
ay sonra bitti. Bu terk ediliş Amy’yi tam
anlamıyla altüst etti. Kırgınlıklarının
üstesinden esrar içip şarkı besteleyerek
gelmeye çalışıyordu. “Her kötü olay bir
blues şarkısı olmayı bekler.” dediğinde
tam da bunu kastediyordu. Büyük aşkı-
nı anlattığı bu besteleri, daha sonra onu
dünya çapında üne kavuşturacak olan
“Back to Black” albümü olarak ortaya
İlk albümünün
adı açık sözlü
anlamına gelen
“Frank”ti; iyi
olmadığını
anlattı, “keşke
bir arkadaşım
olsaydı” dedi,
“keşke bir daha
hiç içmesem”
dedi.