Perspective Perspective32 | Page 62

58
iş arkadaşlarım da hep beni okuyanlar , takip edenler oldu . Onlarsız asla bu motivasyonu bulamazdım . İyi ki varlar !
P : Bizce hissedilen bir şey bu . Sektör o kadar kalabalık ki , insan samimiyeti ayırt edebiliyor .
P : Bir süre önce Londra Moda Haftası ’ ndaydınız . Biraz bahsedebilir misiniz ? Orada olmak nasıldı ?
B . S : Londra Moda Haftasında gördüm ki : it girl olmak meğer ne de kolaymış ! :) Birbirini takip eden moda haftalarında aslında devamlı aynı kişileri görüyoruz . Stiliyle ön plana çıkan kişiler bir süre sonra hemen fark ediliyor ve sokak stili fotoğrafçılarının radarına giriyor . Üst üste aynı isimleri , aynı fotoğrafçılar ve mecralar tarafından paylaşıldığını görüyoruz . Sokak stili fotografçılığı da itgirl olmak kadar popüler bir ünvan olmaya başladı aslında . Onlarda yıllar içinde sayıca çok fazla arttı ama fark yaratan isimler her daim oldu . Her biri ortalama bir hafta süren ve takvimde hepsi ardı ardına gelen NY , Londra , Paris , Milano moda haftalarını takip etmek , ve hazırlanmak kesinlikle kolay bir iş değil . Londra Moda Haftası ’ nda özellikle Burberry , Topshop , Erdem gibi markalar defilelerini “ offsite ” dediğimiz genel defile alanının dışında yapıyor . Katılma şansı bulduğum Burberry defilesi nasıl görsel
bir şovsa , defile öncesi ve sonrasında ayrı bir şov aslında . Yüzlerce belki binlerce insan , davetli ya da değil , fotoğraf çekiyor , poz veriyor , özellikle gelen ünlü misafirleri görmek için kalabalık yaratıyor . Bu deneyimi yaşamak , hiç vermediğim kadar poz vermek hem şaşırtıcı hem de şahane bir anı oldu benim için .
P : Galatasaray Üniversitesi mezunu olarak üniversite yıllarınız nasıldı ? Neler yaptınız ? Üniversite hayatınızın size en büyük katkısı neydi ?
B . S : Benim mezun olduğum sene , Notre Dame de Sion Lisesi ’ nden 80 kişiden 40 ’ ı Galatasaray ’ ı kazanmıştı . Hepsi gelmese de , bir çoğu GSÜ ’ yu tercih ettiği için , lisenin bir uzantısı gibiydi ilk zamanlar . Fransızca bildiğimiz halde , 1 sene hazırlık okuma zorunluluğu olması o dönem hoşumuza gitmese de , okulun tadını rahat rahat en çok ilk yıl çıkardık diyebilirim . İlk sene yine dans kulübüne yazıldım ve hayatımda ilk defa dans ettim . Dans kulübüyle beraber , şehir şehir , üniversite üniversite gezme şansı buldum . İnsan içinde hiç dans etmemiş biri olarak , İzmir Fuarı ’ ndan Rumeli Hisarı ’ na kadar çıktığım amatör sahneler düşünülürse , bu yönden okulun bana sosyalleşme ve özgüven anlamında katkısı çok büyük . Okul zamanında staj ararken , yine kendimi şanssız sayardım ama Club Med ile de yine bu zamanlar tanışıp , hayatıma
bambaşka bir iş tecrübesi kattım . Türkiye ’ nin en önemli üniversitelerinden birinde okumanın gururu da aldığım eğitimin de katkısı yadsınamaz tabii . En yakın arkadaşımı da , sevdiğim adamı da yine okul yıllarımda bulduğum için ayrıca çok şanslıyım .
P : On sefer daha gitsem bıkmam dediğiniz bir yer var mı ?
B . S : 13 yıl boyunca fransız kültürüyle eğitim gördüğümden mütevellit benim için Paris ’ in yeri hep ayrı olmuştur . Master yapıp , bir süre orda yaşamadığım için pişmanım açıkçası . Bir gün hala orda yaşayacağım inanıyorum . Ocak ayında ilk defa Los Angeles ’ ı görme şansı buldum ve hiç beklemediğim kadar çok sevdim . Heralde on sefer daha gitsem ordan da sıkılmam gibi geliyor . Youtube ’ daki Los Angeles videolarımı izlediğinizde belki siz de bana hak verirsiniz .
P : Günümüzden stilini en çok beğendiğiniz kişi kimdir ?
B . S : Türkiye ’ den Ece Sükan ’ ın ve Ferhan İstanbullu ’ nun stillerini çok beğeniyorum .
P : Dergimizin bu sayısı için seçtiğimiz sektör konusu “ müzik ”. Ne tarz müziklerden hoşlanırsınız ?