Perspective Perspective32 | Page 37

35 num hazırladım. O dönemde herkes bana bunun mümkün olmayacağını söyleyip duruyordu ama ben moralimi bozmak olmak yerine, daha da iyi hazırlandım, güzel bir video çektim, psikoloji bilimi üzerine fark ettiklerimi anlattığım 2 hi- kaye yazdım ve 5 ay boyunca haftada 3 gün öğrenci işlerindeki aynı hanımı ara- dım. İlk ay beni deli zannettiyse de ikinci aydan itibaren sohbet etmeye birbirimizi anlamaya başladık. Daha önce aldığım derslerden çoğunu saydırabileceğim bir sistem var Avrupa’da, bugün artık ülke- mizde de var. İstediğiniz şeye ulaşmak için yorgun bahaneleri kalkan yapmak yerine elinizden geleni yapın. Elimden geleni yaptığım her olayda istediğim şeye ulaşabildiğimi gösterdi hayat bana. P: Hem akademik olarak hem de birey- sel olarak birbirinden farklı işlerle uğraş- mış çok yönlü birisiniz. Bunca farklılığın nasıl sentezlendiğini ister istemez merak ediyor insan. En iyisi de bu sentezi sizin ağzınızdan duymak olacaktır, sizce siz kimsiniz? A.K: İyi beslenerek. Bedenin asıl ihtiya- cını karşılayacak şekilde beslendiğinizde düşüncelerinizin temeli olan nörotrans- mitterlarınızı Mielin yağı zengini yapı- Psikolojik olarak bizi, toplumumuzu analiz etseydim, ilk dikkatimi çeken şey paranoyak olmaya duyduğumuz ihtiyaç olurdu. yorsunuz. Mielin yağı zengini olan bir beyin sentezlemeyi iyi beceriyor. Ben iyi sentezleme yapabilmek için çabalayan biriyim. P: Neden ilk kitabınızı müstear bir isim- le imzalamayı seçerken diğer kitapları- nızda gerçek isminizi kullandınız? A.K: Çalıştığım yayınevi şart koyduğu için adımı koymak zorunda kaldım yok- sa tanınmadan bilinmenin çok büyük bir konfor olduğunu düşünüyorum. P: Sizce insanlara bir şeyler anlatmanın en iyi yolu yazmak mı yoksa en çok ki- şiye bu şekilde ulaşabileceğiniz için mi yazmayı seçtiniz? A.K: En iyi yol tek değil. Kendi beceri- lerimiz dahilinde açılıyor en iyi yolları- mız. Ama benim yazma eylemim aslında bencil bir ihtiyaçla tetiklendi. Delirme- nin sınırında olunca terapi gibi başladım yazmaya, bu kadar kişiye ulaşabilmem- se hayatın bana “aferin Azra” demesidir fikrimce.