Perspective Perspective32 | Page 16

S

Sektör

Samet Türkkan sturkkan @ gsuik . co

DUYGUYA AHT ,

SÖZE NEFES ...

14
Bilgisayarın başında oturup notalara basmak değil , yılların birikmişliği olan usta ellerle sımsıkı saza sarılmaktır müzik .

Nasıl tanımlarsınız müziği diye sorsalar bir oturup düşünürüz ; aklımıza gelen yüzlerce cümleden , binlerce kelimeden en uygununu seçmeye çalışırız . Müziğin tanımı çoktur çünkü . Müzik sestir , doğadır , çığlıktır sessizliğe . Her tanımda ortak olan duygu , müzik çok başucudur -ihtiyaçtır bir nevi- . Ancak her şey gibi zamanla kirletilenlerdendir . Türküler sahip olduğu saflığı , temizliği tamamen kaybetmeye yüz tutmuştur bu dijital dünyada . Müziğin tanımlanmasında hiçbir yapay zeka kullanımına , hit olmak için her yaz çıkarılma zorunluluğu hissedilen pop albümlere yer olmamıştır , olmayacaktır gerçek müzisyenler için . Amacı da hiçbir zaman çok satmak değildir ayrıca . İşte tüm bu doğasına aykırı faktörlerden arındırdığımızda çekirdekteki öz haline ulaşırız . Burada da hiyerarşik olmayan üç katman görürüz : Yazmak , bestelemek , söylemek ... Yazmak ve söylemek olmazsa olmaz değildir ancak bestelemek olmazsa olmazıdır . Müzikte çok bir şey aramaya gerek yok bu üç yeterliliği hakkıyla sağladıktan sonra . Çünkü en üstün gelen her zaman gerçek duygular olacaktır .

Yazmak , bestelemek , söylemek ...
Yazmak , müziğin duygularla en haşır neşir olduğu yerdir . Çok karmaşık olmasa da bir yetenek gerektirir . “ Duyguları müziğin doğasına uygun olarak kağıtlara yansıtabilme ” denir bu yeteneğe . Yazmak , sustuklarını söyleyebilme imkanını ve kendimize kelepçelediğimiz hisleri dış dünyaya sunabilme lüksünü sunar . Diğer taraftan meydan okumaktır ; uçurumun kenarında dururken dahi “ her şeye rağmen yaşayacağız ” diyebilmektir . “ Büyük acılar yaşadım ama hala ben buradayım ” mesajını verebilmektir . Bu arada acılardan yola çıkmaz sadece , gözümüzün önünden geçen güneşli gün manzaraları da yazdırabilir bireye . Sevinçler , mutluluk , özlem ve dahası ... Kısacası hitap edilebilecek her şey yazdığımızın konusu olabilir . Hiçbir yerde bulunmayacak derecede bir özgürlük tanımıştır bu bağlamda insana .
Duygularına diğer insanları ortak edebileceğin bir mecranın olması çok kıymetli bir şeydir aslında . İçteki o anlaşılma , ait olma boşluğunu doldurur . İnsanı kendi içine döndürür , kendinde yeni şeyleri keşfe iter ; anıları , eksik kalmış yaşanmamışlıkları hatırlatır . Eğlendirir , güldürür , keyifli vakit geçirtir , sevdirir ama asla yanıltmaz . Kağıtlara dökülenler hiçbir zaman yalan söylemez . Her çocuk gibi masumdur . Bu kadar güzel olmasının bir diğer sebebi de herkes yazamaz . Zaman gerektirir . Sahip olduğumuz materyalin sabırla olgunlaşmasını beklememiz lazımdır bir eser meydana getirebilmek için . Örneğin bugün sınavım çok iyi geçti mutluyum eve gidip yazayım diyemeyiz . İçteki mutluluğu önce iyice temellendirmeyi sonra da olgunlaşmasını beklemeyi gerektirir . Olgunlaşmadan sonra bu mutluluğun iyi bir ürün ortaya çıkarabilecek güçte olup olmadığına götüren bir karar aşaması vardır . Bu aşamanın sırrı da cesarettir . Nice güzel yazılmış şarkılar tozlu raflarda paylaşılmadan kalmıştır cesaret yoksunluğu yüzünden . Tartışılabilir ve göreceli olduğunu belirterek , müzik yapmanın en güzel aşaması olduğunu rahatlıkla iddia edebiliriz .
Bestelemek , işin mutfak kısmı , daha ustalık gerektiren kısmıdır . Söz olmadan da müzik olur ancak beste olmadan asla . Doğanın bize bahşetmiş olduğu sesleri kendi içimizden gelecek şekilde birleştirme sanatına bestelemek kısmı