19
nın altını da güzel bir renge boyadı. İç
tasarımını da o yaptı. İç mekânın daha
yarısı tamamlanmamışken 1992 yılın-
da 3. İstanbul Bienali’ni orada açtık.
Mekâna çok büyük bir kitle geldi ve bu-
nun üzerine ikinci yarısını açtıktan son-
ra burada tam anlamıyla bir modern sa-
nat müzesini yapılandırmak üzere yola
çıktık.
P: Feshane Binası’ndan neden taşındı-
nız? Karşılaştığınız sorunlar nelerdi?
O.E: Öncelikle belediye ile aramızda
sorunlar oldu. Bir Türk sanatçıya, ser-
gilenen eserinde Türk bayrağını kul-
landığı için dava açıldı. Bir Amerikalı
sanatçı biraz daha ilginç bir eser sergi-
liyordu, bunun için de bir dava açıldı.
Anladık ki biz bu yörede bir modern
sanat müzesi olarak varlığımızı sürdür-
mekte zorlanacağız. Bu yüzden 1992’de
açtığımız müzeyi 1993’te terk ettik. Ne
yazık ki Feshane Binası’nın son halini
gördük birkaç ay önce. Değişik yörele-
rin ürünlerinin sergilendiği ve satıldığı
bir yer olmuş. Eski modern sanat müze-
si mekânı bir pazar yerine dönmüş. Bu
gerçekten çok üzücü. Harika bir bina,
Açıldığımızdan
bu yana 6
milyon ziyaretçi
İstanbul
Modern’i
ziyaret
etti. Günde
ortalama 1.500
kişi ziyaret
ediyor. Ücretsiz
günümüz olan
perşembeleri
ise ziyaretçi
sayımız
ortalama 4.000
kişiye kadar
çıkıyor.
konum olarak da Pierre Loti’ye ve bir-
çok güzel yere yakın. Orayı üzülerek
terk etmiştik. Buradan anladık ki müze-
nin konumu ve şehrin merkezine yakın
olması çok önemli. Neden diye sorarsa-
nız, bir sanat müzesinin olmazsa olması
erişilebilirliktir. Daha sonraki yıllarda
1993’ten 2002’ye kadar bu yönde uygun
bir mekan arayışımız sürdü. Yaklaşık 17
yıl oldu, o yıllarda 8. Bienal gerçekleş-
ti. Gördük ki şu anki yerleşke gerçekten
ideal bir konumda. Mimar Sinan Üni-
versitesi yanımızda, ulaşım açısından da
çok kolay ve erişebilir bir yer. Özellikle
turistlere cazip bir merkez. Karşımızda
Topkapı Sarayı var, tarihi yarımadaya ya-
kın bir bölgedeyiz. Burayı aklımıza koy-
duk ancak Feshane’den çok büyük yara
aldığımız için çok temkinli hareket ede-
rek müracaatlarda bulunduk. Sonunda
2003 yılında burayı kullanma iznimiz
çıktı. Bu şekilde İstanbul Modern bugün
bulunduğumuz konumda, 2004 yılında
resmi olarak açıldı.