“Restoranlarda engelliler için
hizmetlerin olmasını yakın zamanda
değerlendirme kriterlerim arasına
aldım. Genelde yarım puan bunun
için kırıyorum.”
F.G: 6 olurdu. Yemek eleştirmenliği yo-
lunda doğru adımlar atıyorum ama yap-
mam gereken daha çok şey var.
P: Türkiye’de tutmayan trendlerden bah-
sedebilir misiniz?
F.G: Belli bir dönem cupcake furyası var-
dı. Yurtdışından özenilip burada herkes
açıyordu. Bir diğer tutmayan şey fine
dining. Moleküler ve klasik mutfağın bir
arada olduğu, herkesin büyük tabaklarda
küçük yemeklerin servis edildiği yerler
olarak bildiği özel restoranlar Türkiye’de
tutmuyor. Örneğin, Tomtom Suites’te Ni-
cole var. Orayı çok başarılı buluyorum.
Müşterilerinin %95’i yabancı, korkum
kapanması. Türklerin yemeğin her za-
man doymak için yenmediğini anlaması
gerekiyor. Özellikle benim gibi insanların
tatmayı sevdiğini düşünecek olursak, te-
levizyonda gördüğümüz hepimizin dalga
geçtiği “köyü yiyen kadın veya adam”
tiplemesinin olmaması gerekiyor. Nicole
gibi restoranlara doymak için değil, ye-
mekten zevk almak için gidilmeli.
P: Genel olarak GSÜ öğrencilerine ne
söyleyebilirsiniz?
F.G: Öğrenci harçlığıyla benim şuanda
kendi paramı kazandığım için gidebildi-
ğim yerlere çoğunlukla gitmeniz müm-
kün olmayabilir. Ama amacınız günü
kurtarmak da olmasın. Yemekten zevk
almak çok önemlidir. Ucuza da güzel ye-
mekler yiyebilirsiniz. Örneğin size yakın
Beşiktaş’ta Bolu Et Lokantası’nı, Karade-
niz Döner’i çok seviyorum.P
71