Perspective Perspective31-email | Page 60

sin. O serbestlik çok hoşumuza gidiyor, büyürse bu kadar serbest olamayacağız diye endişe ediyoruz ama öte yandan çok eğlendiğimiz bir iş bu yüzden bu işi biraz daha geliştirmek isteyebiliriz. P: OT Dergisi’nde yazmaya nasıl başla- dınız? C.B: Emrah Serbes ile falan hep beraber oturuyorduk bir gün, Metüst (Metin Üs- tündağ) “İster misin yazmak?” diye sor- du. Olur abi dedim, öyle başladı. P: Konular nasıl çıkıyor dergi için? C.B: Biraz Türkiye’nin sosyal formuna bağlı olarak değişiyor eğer çok çalkantılı bir şey yaşadıysak ki soracak olursanız ne zaman yaşamadık ki? Biraz öyle işli- yor, biraz da işime döndüğüm zaman- larda kendime yazdığım birtakım şeyleri veriyorum, değişiyor yani. P: Bu kadar farklı alanlarda değil de sa- dece bir alanda kendinizi ifade etmek zorunda kalsaydınız, müziği mi resmi mi yoksa şiiri mi tercih ederdiniz? 58 C.B: Ama ifadede eksik kalırdım, yani ifade edemezdim kendimi. Ben araya sıkışmış bir insanım bence o konuda. Dikkat dağınıklığım var benim, hiçbir Quixote diyelim. “Ars longa, vita brevis.” yani sanat kalıcı hayat kısadır. şeye yüzde yüz odaklanamıyorum. Lirik yazmak benim hayatımdaki amaç. Onun etrafında da işte birtakım karakterimi süsleyen başka sanatsal öğeler var. Ama lirik yazmak, yazmak yani. P: ”Şu filme iyi bir şarkı yazardım, mü- ziklerini ben yapmalıydım.” dediğiniz bir film var mı? C.B: Oo bu çok büyük bir şey. Film mü- ziği daha önce hiç yapmadım dolayısıyla bilemem. Ayağımı kaydıran çok sevdi- ğim filmler var hatta müziklerini hiç be- ğenmediğim filmler de var ancak onlara bile bunu demedim. P: Tarihten bir karakter olabilseydiniz, kim olmak isterdiniz? C.B: Don Quixote, Peter Pan... Indiana Jones bile aklımdan geçti şu an ama Don P: “Savaşma seviş.” gibi bir slogan söy- leyecek olsaydınız, bu ne olurdu? Ya da hayat felsefeniz? C.B: “Ars longa, vita brevis.” yani sanat kalıcı hayat kısadır. P: Resimlerinizde ilk önce fikir mi olu- şuyor yoksa duygu mu? C.B: Değişiyor, bazen öylesine çiziyor- sunuz bir şey oluyor, ya bu böyle bir res- samın gibi değil de ben nasıl yaptım o. P: Resimlerinizde “Bon Oga” imzası gö- rüyoruz. Neden Bon Oga? C.B: Benim mahlasım. “Can Bonomo re- sim sergisi açıyor ve resimlerinin altında kendi isminin imzası var.” densin iste- medim. J.K. Rowling, Harry Potter’ı yaz- dıktan sonra başka bir roman daha yazdı ve orada kendine başka bir isim yarattı. ”Hey çocuklar! Şu an Harry Potter oku- muyorsunuz.” demeye çalıştı. Sanırım biraz bunun için. İnsanların resimlere bakarken bana olan sempatilerini ya da antipatilerini geride bırakmalarını iste- dim. P: Şarkı sözlerini kendiniz yazıp kendi-