Perspective Perspective31-email | Page 54

H Hayata Parlaklığını Yitirdikten Sonra Keşfedilen Mücevher: Van Gogh Kalbinde filizlenen sevgi arayışını, doğanın güzelliğini, yaşadıklarının hüznünü kendine özgü fırçasıyla yansıtan Van Gogh’un eserleri, hayatı ve kişiliği bundan yüzyıllar sonra olacağı gibi bugün- ölümünün 125. yılında- hatırlamaya değer. Perlin Cömert [email protected] İ 52 çinde parıl parıl parlayan yeşil harele- rin dans ettiği derin gözleriyle ilk kez dünyayı buluşturduğu andan, yalnız- lığıyla ve en sadık dostları olan eserleriy- le baş başa tarihe karıştığı ana dek sanat aşkını söndürmeyen Van Gogh hayatı boyunca içinde insanlara ve doğaya bü- yüttüğü sevgisine karşılık bulamayarak tarihe karıştı… Bundan 125 yıl önce, eserlerinden birinin sahnesini oluşturan Kargalı Buğday Tarlası’nda, dünyadaki tek değerli varlığı onlarmışçasına göğsü- ne bastırarak sarıldığı boyalarıyla sonsu- za dek huzuru bulmak için gözlerini ka- patıp resminin içinde kayboldu. “Bir gün ölüm bizi başka bir yıldıza götürecek.” Van Gogh Acaba şimdiyi, dünyaca ünlü olduğu- nu ve resimlerine paha biçilemediğini görmüş olsa trajik bir şekilde hayatına son vermekten vazgeçip nefes almaya ve dünyanın güzelliklerini renkli üslu- buyla yansıtmaya devam eder miydi? Belki de “Seçimden değil kaderden do- layı maceracıyım.”diyen Van Gogh ne olursa olsun sonunun böyle olacağını parlak dehası sayesinde görüyordu. Van Gogh’un parasızlığına, psikolojik rahat- sızlığına, resimleri hakkında insanlardan duyduğu aşağılayıcı yorumlara rağmen unutulmaz resimler yapmayı bırakma- mış olması başarısını ve yaratıcılığını ka- nıtlayan olgulardan bir tanesidir. “Eğer içinizden ‘sen resim çizemezsin’ diyen bir ses du- yarsanız, her şeye rağmen çizin ve o ses susacaktır.” Resim çizme konusundaki cesaretlendi- rici sözlerin de sahibi olan Van Gogh; kendine ve yeteneğine inanan, güve- nen herkesin resim yapabi- leceğini gös- teren canlı bir örnektir. Söz konusu sanat olun- ca en önemli şey sevmek- tir, çünkü sa- nat sevginin ve aşkın bir yansımasıdır. Bir görev, bir ödev olarak sanat yapıl- maz… Sanat; içten geldiği için, mutluluk verdiği için, sağlık için, nefes almak, gülümsemek ve gülümsetmek için ve sanatsız yaşayama- yacağını bilen insanlar tarafından yapı- lır. Bu nedenle gerçek sanat eserlerinin olduğu gibi gerçek sanatçılar da okya- nustaki inciler gibi nadidedirler. Çoğu görmezden gelinip keşfedilememiş ve çoğu sanatçının kıymetleri bilinmemiştir. “Kalbimi ve ruhumu işime kattım, bunu yaparken de aklımı kaybettim.” –Van Gogh Van Gogh daha on beş yaşındayken sa- nat simsarı olarak sanatla geçen hayatına adım attı. Londra’da çalışırken gittikçe içine kapandı ve bir süre sonra dindarlaş- tı. Bir süre dinle ilgilense de resim sevgisi daha baskın geldi. Kendisinden yedi yaş büyük dul kuzenine evlenme teklif edip sert bir dille reddedilince içindeki saplan- tılı aşk ruh halini de kötü yönde etkiledi. Bu nedenle babasıyla kavga ettikten sonra aile evinden ayrıldı. Başından geçen aşk maceraları