Perspective Perspective31-email | Page 41

Orada ben şunu anlıyorum; sanat pastası Türkiye’de belli bir kesimdeyse şu an o kesim genişledi. Ufak tefek kurslara gidiyordum, sanat tarihi eğitimi eksikliğimi kapatmaya çalışıyordum. Bir galeri sahibi olacağım hiçbir zaman aklıma gelmemişti. O yüz- den her şey aslında birbirini tetikleyerek güzel bir şekilde bana yollar açtı. Doğru seçimler yaptığımı şu an görüyorum. almamız çok zor, orijinal bir sanat eseri alıyorsunuz. Bizim maalesef Türkiye’de o kültürümüz daha gelişmedi. Bu tip yerlerle beraber biraz daha gelişecek bel- ki. O yüzden aslında biz böyle bir sayfa açarak Türkiye’de güzel bir iş yaptığımı- za inanıyoruz. P: Buranın diğer galerilere göre farkını bize anlatabilir misiniz? P: Sergilenen sanatçılar ve eserler nasıl belirleniyor? Hangi aralıklarla değişiyor- lar? N.B: Burası ulaşılabilir sanat galerisi. Konsept Fransa’da ilk doğduğunda ön- celikle sanatçıdan yola çıkarak böyle bir fikir ortaya atılmış. Demişler ki sanatçı- lar galerilerde yer bulmakta çok zorlanı- yorlar. Yer bulduktan sonra satış yapa- cak, parasını alacak vs. yani çok uzun bir süreç ve dolayısıyla birçok sanatçı ek iş yapmak zorunda kalıyor. O yüzden biz böyle bir konsept oluşturalım diye dü- şünmüşler. Burada eserleri satıldıkça her ay sonunda sanatçıya belli bir maaş gibi para yatsın hesabına. Ekonomisi- ni garantiye almış sanatçı da daha çok sanatına odaklanabilsin böylece sana- tını geliştirebilsin. En büyük farklılı- ğımız çok geniş bir sanatçı ağını içi- mizde barındırıyor olmamız. Bizimle çalışan 600 sanatçımız var. Burada şu an 14’ü sergileniyor. Bu 600 sanatçı bütün Carré d’Artistes şubelerine eser sağlıyor ve bizim galerimize de her ay yeni bir sanatçı geliyor, bizden bir sanatçı da başka bir galeriye gidiyor. Dolayısıyla aslında hep bir rotasyon var. Sanatçı açısından da şöyle bir güzelliği var; bir tek Türkiye’de sergi- lenmiyorlar. Yarın Paris’e gidecekler, öbür gün Barcelona’da sergilenecek- ler, Miami’ye gidecekler. Onlar da hedef kitlelerini genişletmiş oluyorlar bir bakıma. Sanatsever açısından bak- tığımızda normalde bu fiyatlara eser N.B: Bütün sanatçılar Fransa tarafından seçiliyor. Fransa’da bir sanatçı departma- nı var, başvurular oraya yapılıyor. Biz de aslında bize gelen sanatçıları direk oraya yönlendiriyoruz. Bu komite her ay top- lanıyor. Aslında bakılan en büyük kriter, ilk kişisel sergisini açmış olması. Ondan sonrasında tarzına bakılıyor, tekniğine, çalışma tarzına ve hızına bakılıyor. Bizim kapımız her zaman açıktır, yaz kış. İnsanlar gerçekten çekinmeden buraya girsin istiyoruz. Girdiğinizde mutlaka birisi size karşılıyor. P: Geçtiğimiz Eylül ayı itibariyle Türkiye’de ilk yılınızı doldurdunuz. Bu bir yıl içerisinde buradaki sanat camia- sından nasıl yorumlar aldınız? N.B: Olumlu ve olumsuz yorumlar var. Aslında dünyada da bu hep böyle ol- muş. Fransa’da ilk açıldığında gelenek- sel galerilerden çok ciddi tepki görmüş. Bunun ekonomik bir sebebi var; bizim fiyatlarımız onlardan düşük. Ama şu an için Türkiye’de o kadar geniş bir camia yok. Sanatçılar çok olumlu yorumluyor- lar, galeriler de henüz bizi galeri olarak kabul etmiyorlar. Onların kulvarında değiliz. P: Sanatla ilgilenen, galeri gezmeyi se- ven çok insan var ama bu sanatseverle- rin sadece çok küçük bir yüzdesi sanat eseri satın alıyor/alabiliyor. “Herkes için sanat” söyleminizle bu algıyı ne kadar yıkabildiğinizi düşünüyorsunuz? N.B: Aslında bu algıyı yıkmak uzun bir süreç istiyor. Galerinin konseptini anlatmak bile bir süre alıyor. Buraya gelip bizden buranın konseptini din- leyip çıkarken hala “Peki bu eserden kaç tane var şimdi?” diyen oluyor. Dolayısıyla bu bir süreç. Sanatı de- mokratikleştirmek de çok büyük bir söylem ama bizim galerimizden ilk sanat eserini alan çok insan var. Ora- da ben şunu anlıyorum; sanat pasta- sı Türkiye’de belli bir kesimdeyse şu an o kesim genişledi. Zaten demok- ratikleşmek o demek. Normalde bir galeriye girip fiyatını bile sormaya çekinen insanlar, buraya geliyor, öz- gürce geziyor, fiyatlarını sormadan görüyor, bütçesine uygun mu değil mi diye düşünüp ona göre seçiyor. Bizim kapımız her zaman açıktır, yaz- 39