S Sektör
EĞITIMDE POZITIF AYRIMCILIK
Toplu taşımalarda öğrencilerin neden indirimli fiyatlardan yararlandığını, kuaförlerin neden yaşlılar
için özel ve daha düşük fiyatlar belirlediklerini veya üniversitelerde neden yabancı öğrenci kontenjanı
olduğunu düşündünüz mü hiç? Yoksa bu gibi olaylar hayatınızın normal bir parçası haline mi geldi?
“Pozitif ayrımcılık” çatısı altında toplanan bu örnekler, hayatımızın her alanında karşımıza çıkıyor. Peki ya
eğitimde?
Eren Kürklü
[email protected]
D
iyelim ki bir spor kulübü,
kadın üyelerinden bir-
takım şikâyetler aldı. Bu
şikâyetlere göre kadınlar;
erkeklerin de katıldığı kar-
ma spor derslerinde kendi-
lerini rahatsız hissediyor, çok fazla ka-
tılım sağlayamıyorlar. Buna karşı önlem
almak isteyen spor salonu idaresi de ka-
dınlara özel ders açmaya karar veriyor.
İşte tam da bu durumda spor salonunun
aldığı önlemler, cinsiyet özelinde bir po-
zitif ayrımcılık örneği oluşturuyor.
6
Bildiğimiz veya bilmemiz gerektiği gibi
ayrımcılık, temelinde bir insan hakkı ihla-
li ve sorunudur. Ayrımcılık; yaş, cinsiyet,
ırk veya engellilik gibi çeşitli karakteris-
tikler üzerinden yapılabilir. Bahsettiğimiz
bu özellikler herkesin ilk anda aklına ge-
lenler olsa bile, pozitif ayrımcılık bunlar-
dan daha öte konuları da ele alır: cinsel
yönetim, ilişki durumu, cinsel kimlik,
erdişi durum, hamilelik veya potansiyel
hamilelik durumu, aile sorumlulukları,
vb. “Pozitif ayrımcılık” terimi ise bazen
“olumlu önemler”
veya “özel şartlar”
anlamına da gelmek-
tedir.
Ayrımcılıkla
karşılaşan ya da daha
önce
karşılaşmış
kişi veya grupların,
diğerlerinin
sahip
olduğu
fırsatların
benzerlerine ulaşa-
bilmeleri ve eşitliğin
sağlanabilmesi için
yaratılan “olumlu”
önlemlerdir. “Pozitif
ayrımcılık” sadece
Türkçe bir çeviri ol-
makla beraber, teri-
min aslı Amerika’da
ortaya çıkmış “olum-
lu eylem” (affirmati-
Hangi
mahallede,
hangi aile
içerisinde
doğacağınıza
(…) da siz karar
vermediniz.
ve action) fikrinden gelmiştir. Ancak bu
ülkeden ülkeye değişiklikler göstermiş;
örneğin Sri Lanka’da “standartlaştırma”
(standardization) kullanılırken, Endonez-
ya ve Malezya’da “toprağın oğulları” (sons
of the soil) tercih edilmiştir. Avrupa Birliği
hukukunda ise, anayasaların veya yasala-
rın içinde “pozitif eylem” terimi geçmek-
tedir.
Şimdiye kadar genel olarak pozitif ay-
rımcılıktan bahsetmiş olsam bile, özel-
likle bir konuyu vurgulamak istiyorum:
eğitimde pozitif ayrımcılık. Öncelikle
ABD’den bir örnek ele almak bu konu-
nun anlaşılmasını daha kolaylaştıracak-
tır. 1996 yılında sonuçlanan “Hopwood
v. Texas” davası, bir üniversitenin pozitif
ayrımcılık politikasına karşı çıkarak ba-
şarıya ulaşan ilk yasal mücadele olmuş-
tur. Cheryl Hopwood isimli bir öğrenci
Texas Üniversitesi Hukuk Fakültesine
başvuruyor. Zengin bir aileden gelme-
yen Cheryl, kendi çabaları ile 2 senelik
bir ön lisans sonrasında California State
Üniversitesini 3.8/4 ortalama ile bitiri-
yor. Hukuk Fakültesi sınavlarından da
yüksek notlar alan Cheryl, fakülte tara-
fından reddediliyor. Bu dönemde Texas
Üniversitesi, yasal olarak pozitif ayrım-
cılık politikaları uyguluyor, yani ırkları
ve etnik geçmişleri dikkate alıyordu.
Üniversiteye göre, Texas’ın nüfusunun
%40’ını Afrikalı ve Meksikalı Amerika-
lılar oluşturduğu için, hukuk fakültesi-
nin sadece notlara değil, aynı zamanda
sınıftaki nüfus pro-
filine de önem ver-
mesi gerekiyor. İşte
bu sebepten dolayı
Cheryl’a göre, on-
dan daha düşük
ortalamalara ve not-
lara sahip, ancak
farklı ırki ve etnik
geçmişleri olan öğ-
renciler kabul edi-
liyor, ancak Cheryl,
sadece “beyaz tenli
olduğu için” reddedi-
liyor.
Tahmin edilebilece-
ği gibi bu dava için
sayısız görüş ileri
sürülüyor. Bazıları