Perspective Perspective 37. Sayı | Page 8

S Sektör EĞITIMDE POZITIF AYRIMCILIK Toplu taşımalarda öğrencilerin neden indirimli fiyatlardan yararlandığını, kuaförlerin neden yaşlılar için özel ve daha düşük fiyatlar belirlediklerini veya üniversitelerde neden yabancı öğrenci kontenjanı olduğunu düşündünüz mü hiç? Yoksa bu gibi olaylar hayatınızın normal bir parçası haline mi geldi? “Pozitif ayrımcılık” çatısı altında toplanan bu örnekler, hayatımızın her alanında karşımıza çıkıyor. Peki ya eğitimde? Eren Kürklü [email protected] D iyelim ki bir spor kulübü, kadın üyelerinden bir- takım şikâyetler aldı. Bu şikâyetlere göre kadınlar; erkeklerin de katıldığı kar- ma spor derslerinde kendi- lerini rahatsız hissediyor, çok fazla ka- tılım sağlayamıyorlar. Buna karşı önlem almak isteyen spor salonu idaresi de ka- dınlara özel ders açmaya karar veriyor. İşte tam da bu durumda spor salonunun aldığı önlemler, cinsiyet özelinde bir po- zitif ayrımcılık örneği oluşturuyor. 6 Bildiğimiz veya bilmemiz gerektiği gibi ayrımcılık, temelinde bir insan hakkı ihla- li ve sorunudur. Ayrımcılık; yaş, cinsiyet, ırk veya engellilik gibi çeşitli karakteris- tikler üzerinden yapılabilir. Bahsettiğimiz bu özellikler herkesin ilk anda aklına ge- lenler olsa bile, pozitif ayrımcılık bunlar- dan daha öte konuları da ele alır: cinsel yönetim, ilişki durumu, cinsel kimlik, erdişi durum, hamilelik veya potansiyel hamilelik durumu, aile sorumlulukları, vb. “Pozitif ayrımcılık” terimi ise bazen “olumlu önemler” veya “özel şartlar” anlamına da gelmek- tedir. Ayrımcılıkla karşılaşan ya da daha önce karşılaşmış kişi veya grupların, diğerlerinin sahip olduğu fırsatların benzerlerine ulaşa- bilmeleri ve eşitliğin sağlanabilmesi için yaratılan “olumlu” önlemlerdir. “Pozitif ayrımcılık” sadece Türkçe bir çeviri ol- makla beraber, teri- min aslı Amerika’da ortaya çıkmış “olum- lu eylem” (affirmati- Hangi mahallede, hangi aile içerisinde doğacağınıza (…) da siz karar vermediniz. ve action) fikrinden gelmiştir. Ancak bu ülkeden ülkeye değişiklikler göstermiş; örneğin Sri Lanka’da “standartlaştırma” (standardization) kullanılırken, Endonez- ya ve Malezya’da “toprağın oğulları” (sons of the soil) tercih edilmiştir. Avrupa Birliği hukukunda ise, anayasaların veya yasala- rın içinde “pozitif eylem” terimi geçmek- tedir. Şimdiye kadar genel olarak pozitif ay- rımcılıktan bahsetmiş olsam bile, özel- likle bir konuyu vurgulamak istiyorum: eğitimde pozitif ayrımcılık. Öncelikle ABD’den bir örnek ele almak bu konu- nun anlaşılmasını daha kolaylaştıracak- tır. 1996 yılında sonuçlanan “Hopwood v. Texas” davası, bir üniversitenin pozitif ayrımcılık politikasına karşı çıkarak ba- şarıya ulaşan ilk yasal mücadele olmuş- tur. Cheryl Hopwood isimli bir öğrenci Texas Üniversitesi Hukuk Fakültesine başvuruyor. Zengin bir aileden gelme- yen Cheryl, kendi çabaları ile 2 senelik bir ön lisans sonrasında California State Üniversitesini 3.8/4 ortalama ile bitiri- yor. Hukuk Fakültesi sınavlarından da yüksek notlar alan Cheryl, fakülte tara- fından reddediliyor. Bu dönemde Texas Üniversitesi, yasal olarak pozitif ayrım- cılık politikaları uyguluyor, yani ırkları ve etnik geçmişleri dikkate alıyordu. Üniversiteye göre, Texas’ın nüfusunun %40’ını Afrikalı ve Meksikalı Amerika- lılar oluşturduğu için, hukuk fakültesi- nin sadece notlara değil, aynı zamanda sınıftaki nüfus pro- filine de önem ver- mesi gerekiyor. İşte bu sebepten dolayı Cheryl’a göre, on- dan daha düşük ortalamalara ve not- lara sahip, ancak farklı ırki ve etnik geçmişleri olan öğ- renciler kabul edi- liyor, ancak Cheryl, sadece “beyaz tenli olduğu için” reddedi- liyor. Tahmin edilebilece- ği gibi bu dava için sayısız görüş ileri sürülüyor. Bazıları