herşey, çok hızlı sete çıkmak zorunda
kalırız. Hazırlık için bir ay var ise oh
ne konfor dediğim zamanlar olmuş-
tur.
P: Henüz oynamadığınız ama hayalini
kurduğunuz bir rol var mı?
58
C.D: Yok aslında, güzel yazılmış her
rolü, derinliği olan her karakteri oyna-
mak isterim.
P: Birçok yapımda birbirinden başarı-
lı oyuncularla bir arada bulundunuz.
Çalışma fırsatı bulamadığınız ama be-
raber çalışmak istediğiniz özel bir isim
var mı?
C.D: O konuda kendimi şanslı sayıyo-
rum; çok teşekkür ederiyorum hayata.
Haluk Bilginer ile çalışmamış olsay-
dım, onun ismini söylerdim.
P: Oyunculuğa başlamak isteyen biri-
ne ne tavsiye ederdiniz?
C.D: İnsanın kendi yolunu bulması
lazım. Öğrenme, bilgi donanımını art-
tırma, kendini geliştirme yöntemleri
insandan insana farklılaşabilir. Bazısı
okulda öğrenir, bazısı deneyimleyerek
öğrenir. Oyunculuk workshoplar ve
takip edebileceğiniz eğitimler açısın-
İnsan olmayı
başardığında,
hayatta her şeyi
yapabilirsin.
dan kendini geliştirmeye fırsat tanıyan
bir alan. Kendilerini her yönde geliş-
tirmelerini tavsiye ederim.Dans etmeyi
de öğrensinler, farklı müzikler de din-
lesinler, spor da yapsınlar, bol bol film
seyretsinler, fırsat buldukça gezsinler…
Sadece oyunculuk hayalleri için değil in-
san olarak gelişmek de çok önemli. İn-
san olmayı başardığında, hayatta he şeyi
yapabilirsin.
P: Sizce bir dizinin başarısı senaryodan
mı yoksa yönetmenden mi kaynaklanır?
Nereye kadar yönetmen etkisi hakim-
dir? Güçsüz bir senaryo iyi oyunculuk
ile güçlendirilebilir mi?
C.D: Bizim işimiz ekip işidir, fakat te-
mel taşı senaryodur. Benim ilk baktığım
şey senaryo sonra da yönetmendir. Ayı-
ramıyorum ikisini çünkü senaryodaki
dünyayı kuran kişi yönetmendir. Yö-
netmen işin genelinden sorumludur.
Sen orada ekleyerek veya değiştirerek
oynayabilirsin. Yönetmen büyük res-
mi görüp müdahale etmelidir. Güçsüz
bir senaryonun da iyi oyunculukla
güçlendirilebileceğini
zannetmiyo-
rum. İyi bir senaryo olmadan oyuncu,
an ve derinlik olarak bir şeyler yap-
maya çalışsa da kötü senaryoyla bir
yere kadar. Bir şekilde kendi birikimi
veya yönetmenle toparlasalar da uzun
vadede iyi bir sonuç almayacaklarını
düşünüyorum.
P: Unutamadığınız bir set anınızı anla-
tabilir misiniz?
C.D: Alacakaranlık setinde Tun-
cel Kurtiz’in kızını oynuyordum.
Eminönü’nde “Hamam” diye bir me-
kan vardı, orada senayo geregi baba-
nin kizini azarladığı sahneyi çeke-
cektik. Provalardan sonra sahneye
girdiğimizde Tuncel Abi bana öyle bir
bağırdı ki yerimden oyle bir firlayip
bir anda istemsiz gözyaşlarım akmaya
başladı. O yukseklikte daha önce bana
hiç bagrilmamisti . Hissettiğim duy-
guları ve vücudumun verdiği tepkiler
hala hatırımda. P