ler üzerinde çalışmış Fransız bir oyun
tasarımcısı.
Detroit: Become Human, ilk başta bir
oyun olarak planlanmamıştı. 2012’de
Quantic Dream “Kara” isimli kısa film
tadında bir teknoloji gösterisi yayınla-
dı. Bu kısa film; yapay zeka ve robot-
ların hayatın bir parçası olan gelecek-
te geçiyor, Kara isimli bir android’in
yapım aşaması ve bilinç kazanmasını
konu ediniyordu. İzleyicilerin Kara’ya
olan ilgisini görünce geliştirici firma
kısa filmi bir oyuna dönüştürmeye ka-
rar verdi. Oyuna hazırlanmak için iki
sene yapay zeka uzmanları ile görüştü-
ler, hikayenin geçeceği Detroit şehrini
incelediler.
Peki neden New York, Los Angeles
veya Chicago gibi daha tanıdık şehirler
değil de Detroit’i seçmişlerdi?
Detroit, şu an Amerika’nın suç oranı en
yüksek şehirlerinden birisi, diğer şehir-
lere kıyasla hiç gelişmemiş. Ancak yıl-
lar önce durum çok farklıydı; araba ve
diğer 20.yy teknolojilerinin öncü şeh-
riydi Detroit. Sanayisizleşme, ırkçılık,
ekonomik krizler, isyanlar, otobanlar
için mahallelerin yok edilmesi gibi fak-
törler Detroit’in ciddi bir düşüşe geç-
mesine sebep oldu. 2038 yılında geçen
oyunda, android ve ileri teknolojilerin
halka tanıtılması ile Detroit’in tekrar-
dan Amerika’nın en gelişmiş şehirlerin-
den birisi olduğunu gözlemliyoruz.
CyberLife isimli bir şirket tarafından
insanlığa yardım için geliştirilmiş and-
roidler günlük hayatın her yerinde.
Her iş için geliştirilmiş ayrı bir android
serisi var. Yol işçileri, doktorlar, temiz-
lik görevlileri, öğretmenler, bakıcılar,
mağaza çalışanları, sekreterler ve hatta
hayat kadınları bile android. İnsanların
işsiz kalmaya başlaması, halkın bir kıs-
mının androidlere karşı bir nefret bes-
lemesine sebep oluyor.
Geliştirici firma CyberLife androidleri
bir itaat mekanizması ile tasarlıyor, yani
her android sahibinin dediklerini yap-
makla yükümlü. Bağımsız karar verme
yeteneğine sahip olmayan androidler
bilinçli hale gelmeye başladıklarında
bu itaat duvarı denen sistemi yıkıp
“asi” oluyorlar. Oyunun ismi “Detroit:
İnsan Olmak” da bu olaydan geliyor.
Oyunda üç ana karakter var: Connor,
Markus ve Kara. Birbirinden farklı bu
androidlerin hikayelerinin gidişatı-
nı kontrol etmek oyuncunun elinde.
Bu üç
karakterin
farklılıkları
yapımcılar
tarafından
göz önünde
tutularak her
karakterin
tema müziği
farklı bir
besteci
tarafından
bestelenmiş.
Connor, asileri yakalamak için dedektif
ve polislerle çalışan soğukkanlı bir and-
roid; Markus, ünlü bir ressamın hastaba-
kıcısıyken haksız yere “öldürüldükten”
sonra androidleri bağımsızlığa taşıyacak
olan devrimci lider; Kara, bakıcısı olduğu
küçük kızı onu döven babasından kaçır-
dıktan sonra evlat edinen anaç karakter.
Bu üç karakterin farklılıkları yapımcılar
tarafından göz önünde tutularak her ka-
rakterin tema müziği farklı bir besteci ta-
rafından bestelenmiş.
Detroit: Become Human’da birbirinden
farklı sonlar var. Her bölüm sonunda
oyuncu bölümün hikaye şemasını ve se-
çilebilecek kaç tane olası yol olduğunu
görüyor. Bu yüzden oyunu bitirseniz bile
başa dönüp tamamen farklı bir hikaye şe-
ması oluşturarak apayrı bir sonla karşıla-
şabiliyorsunuz.
Robotlar ve yapay zeka hakkında yapıl-
mış birçok oyun, dizi ve film var, peki
ben niye anlatmak için Detroit: Become
Human’ı seçtim? Robot Sophia halka
sunulduktan sonra insanları yapay zeka
korkusu saldı. Bunun sebebi ise yapılan
her dizi veya filmde robotların insanların
düşmanı olarak gösterilmesi.
Detroit ise gelecekteki robot-insan ilişki-
sini çok farklı bir şekilde işliyor. Detroit
şehrinin yakın geleceği yakın geçmişle
53