Perspective Perspective 37. Sayı | Page 57

ler üzerinde çalışmış Fransız bir oyun tasarımcısı. Detroit: Become Human, ilk başta bir oyun olarak planlanmamıştı. 2012’de Quantic Dream “Kara” isimli kısa film tadında bir teknoloji gösterisi yayınla- dı. Bu kısa film; yapay zeka ve robot- ların hayatın bir parçası olan gelecek- te geçiyor, Kara isimli bir android’in yapım aşaması ve bilinç kazanmasını konu ediniyordu. İzleyicilerin Kara’ya olan ilgisini görünce geliştirici firma kısa filmi bir oyuna dönüştürmeye ka- rar verdi. Oyuna hazırlanmak için iki sene yapay zeka uzmanları ile görüştü- ler, hikayenin geçeceği Detroit şehrini incelediler. Peki neden New York, Los Angeles veya Chicago gibi daha tanıdık şehirler değil de Detroit’i seçmişlerdi? Detroit, şu an Amerika’nın suç oranı en yüksek şehirlerinden birisi, diğer şehir- lere kıyasla hiç gelişmemiş. Ancak yıl- lar önce durum çok farklıydı; araba ve diğer 20.yy teknolojilerinin öncü şeh- riydi Detroit. Sanayisizleşme, ırkçılık, ekonomik krizler, isyanlar, otobanlar için mahallelerin yok edilmesi gibi fak- törler Detroit’in ciddi bir düşüşe geç- mesine sebep oldu. 2038 yılında geçen oyunda, android ve ileri teknolojilerin halka tanıtılması ile Detroit’in tekrar- dan Amerika’nın en gelişmiş şehirlerin- den birisi olduğunu gözlemliyoruz. CyberLife isimli bir şirket tarafından insanlığa yardım için geliştirilmiş and- roidler günlük hayatın her yerinde. Her iş için geliştirilmiş ayrı bir android serisi var. Yol işçileri, doktorlar, temiz- lik görevlileri, öğretmenler, bakıcılar, mağaza çalışanları, sekreterler ve hatta hayat kadınları bile android. İnsanların işsiz kalmaya başlaması, halkın bir kıs- mının androidlere karşı bir nefret bes- lemesine sebep oluyor. Geliştirici firma CyberLife androidleri bir itaat mekanizması ile tasarlıyor, yani her android sahibinin dediklerini yap- makla yükümlü. Bağımsız karar verme yeteneğine sahip olmayan androidler bilinçli hale gelmeye başladıklarında bu itaat duvarı denen sistemi yıkıp “asi” oluyorlar. Oyunun ismi “Detroit: İnsan Olmak” da bu olaydan geliyor. Oyunda üç ana karakter var: Connor, Markus ve Kara. Birbirinden farklı bu androidlerin hikayelerinin gidişatı- nı kontrol etmek oyuncunun elinde. Bu üç karakterin farklılıkları yapımcılar tarafından göz önünde tutularak her karakterin tema müziği farklı bir besteci tarafından bestelenmiş. Connor, asileri yakalamak için dedektif ve polislerle çalışan soğukkanlı bir and- roid; Markus, ünlü bir ressamın hastaba- kıcısıyken haksız yere “öldürüldükten” sonra androidleri bağımsızlığa taşıyacak olan devrimci lider; Kara, bakıcısı olduğu küçük kızı onu döven babasından kaçır- dıktan sonra evlat edinen anaç karakter. Bu üç karakterin farklılıkları yapımcılar tarafından göz önünde tutularak her ka- rakterin tema müziği farklı bir besteci ta- rafından bestelenmiş. Detroit: Become Human’da birbirinden farklı sonlar var. Her bölüm sonunda oyuncu bölümün hikaye şemasını ve se- çilebilecek kaç tane olası yol olduğunu görüyor. Bu yüzden oyunu bitirseniz bile başa dönüp tamamen farklı bir hikaye şe- ması oluşturarak apayrı bir sonla karşıla- şabiliyorsunuz. Robotlar ve yapay zeka hakkında yapıl- mış birçok oyun, dizi ve film var, peki ben niye anlatmak için Detroit: Become Human’ı seçtim? Robot Sophia halka sunulduktan sonra insanları yapay zeka korkusu saldı. Bunun sebebi ise yapılan her dizi veya filmde robotların insanların düşmanı olarak gösterilmesi. Detroit ise gelecekteki robot-insan ilişki- sini çok farklı bir şekilde işliyor. Detroit şehrinin yakın geleceği yakın geçmişle 53