Perspective Perspective 37. Sayı | Page 24

Doğa ile iç içe olmak beni daha çok mutlu ediyor, o yüzden özellikle beni mutlu edecek fotoğafları doğanın içinde yakalıyorum. 22 hepimizde bir süre sonra başka bir coğ- rafyadaymış hissi uyandırıyor. tarzda profesyonel bir yapım olursa seve seve yaparım. P: Peki, şimdiye kadar denemediğiniz ama kesinlikle denemek istediğiniz bir fotoğrafçılık türü var mıdır? P: Sizin sosyal medyada takip ettiğiniz ve çok beğendiniz fotoğrafçılar kimler- dir? A.E: Denemediğim türlerden biri olan ürün fotoğrafı çekmek beni açıkçası çok tatmin etmiyor ancak iş gereği bir ürünü tanıtan bir fotoğraf çekeceksem eğer yüksek ihtimalle bunu daha farklı bir şekilde çekmeye çalışırdım. Portreyi denedim ancak çok hoşuma gitmedi, ar- dından biraz daha “blogger”ların stil fo- toğraflarını çekmek istedim ama istedi- ğim dokuyu alamadım. Bu saatten sonra çekeceğim ürün fotoğrafları olursa da o ürünleri doğanın içinde çekip farklı bir hava katmak isterdim. A.E: Arşivi tamamen siyah-beyaz ve mi- nimalist olan Amerikalı fotoğrafçı Jason Peterson (ig: jasonmpeterson). Onunla beraber, Simone Bramante (ig: brahmi- no) isimli İtalyan bir arkadaşım var, o da inanılmaz bir kreatif göze sahip. Simone ile birbirimizin çalışmalarından etkilen- diğimizi düşünüyorum, farklı zamanlar- da aynı çalışmaları yaptığımızı görmek beni mutlu ediyor. İngiliz Jordan Ham- mond (ig: jordhammond), çok fazla geziyor ve gezdiği yerleri fotoğraflarıya takipçilerine aktarıyor. Alman fotoğraf- çı Hannes Becker (ig: hannes_becker) genç olmasına rağmen inanılmaz farklı bir gözü var, çektiği fotoğraflarda abartı hiçbir şey yok ve tamamen doğa üzerin- de kurduğu kompozisyonları çok temiz bir şekilde yansıtıyor. Bunların dışında epey bir isim var ama hepsini saymam biraz zaman alır, ancak merak ediyorsa- nız Instagram sayfamdan takip ettiğim fotoğrafçılara bakabilirsiniz. P: Fotoğrafçılıkla beraber belgesel çek- meyi de düşündünüz mü? A.E: Belgesel çekmek istedim, bununla ilgili birkaç ulusal kanal ile de görüştüm fakat istediğim tarz ve dokuda çalışma- lar olmadığı için bunları bir türlü haya- ta geçiremedim. Bunlar ufak işler değil, ciddi emek ve prodüksiyon istiyor. Ya- pacağım herhangi bir işin de standart bir seviyede olması beni pek mutlu etmeye- ceği için bu işi bir türlü sonuçlandıra- madım. İlerleyen dönemlerde böyle bir proje teklifi gelirse ya da bireysel olarak hayata geçirmeye çalışırsam, istediğim P: Tarihteki ünlü fotoğrafçılardan ilham aldığınız birisi var mıdır? A.E: İlham almak demeyelim de yaptı- ğı işlerden etkilendiğim diyebiliriz, isim olarak vermem gerekirse Ara Güler’in dışında çok fazla insan yok. Kendisi çok şanslı bir dönemde yaşadığı için, İstanbul’un en güzel zamanlarını çek- tiği için onu çok kıskanıyorum. Onun zamanında, onun döneminde yaşayıp onun yanında bir fotoğraf askısı olmayı bile isterdim. P: Çektiğiniz fotoğrafları bir program aracılığıyla düzenliyor musunuz? A.E: Tabii ki. Çektiğim fotoğrafların hepsine Adobe’de ufak dokunuşlar ek- leyip, renk ve kontrast ayarlarını yaptık- tan sonra son tonlamayı VSCO üzerin- den yapıyorum. VSCO üzerinde benzer filtreleri kullanınca da sayfadaki fotoğraf renklerinin tamamına yakını aynı ton- larda oluyor, bu da sayfaya bir bütünlük sağlıyor. Bütünlüğün sağlanması da sizi takip edenlerin daha çok hoşuna gidi- yor. P: Son olarak fotoğrafçılığa merakı olan- lara vermek istediğiniz tüyolar var mı- dır? A.E: Fotoğraf makinesi almaktan ziyade gözlerindeki kadrajı farklılaştırmaya ve yakaladıkları içerikleri zenginleştirme- ye çalışsınlar. Kesinlikle iyi bir fotoğraf makinesi alıp “Ben bu işe başlayacağım” diye bir yargıya kapılmasınlar. Bir obje- yi herkesin çektiği açılardan çekmekten ziyade onun farklı bir açısını bulmaya çalışsınlar, herkesten farklı olmanın der- dine düşsünler. P