Perspective Perspective 37. Sayı | Page 19

Ne zaman ki sporda sevgi ve saygı dolu ortamlar artmaya başlar o zaman rekabetlerin seviyesi de artar. kelimenin altına ise; oyuna, hakemle- re, rakiplere ve takıma saygı alt baş- lıklarını ekler ve uzun uzun anlatırdı. Oyunu daha güzel ve rekabeti daha tatlı bir seviyeye çekebilmek için biz- den her şeyden önce bu başlık altın- daki kurallara uymamızı isterdi. Top bizden çıktığı anda hakemler düdüğü- ne dayanmadan biz zaten topu rakip arkadaşlarımıza vermiş olurduk, maçı kaybetmek pahasına olsa bile. Yaptığı- mız her hatada her şeyden önce takım arkadaşlarımızdan özür dilerdik. Bize sadece kazanmayı öğretmemişti, bu oyunu nasıl daha güzel bir noktaya çekebileceğimizi anlamamızı da sağla- mıştı. Maç esnasında rekabetin doruk noktasına ulaşmak, maçtan sonra ise omuz omuza ve kol kola birlik içinde olmak… spor zaten bu değil midir? Birçok ülkede taraftar grupları küfür- lü sloganlar savururken, saygısızca hareketler yaparken kimi ülkeler var ki sporun ne kadar güzel olaylara ve- sile olduğunu tekrar tekrar hatırlatı- yor bize. 2018 Rusya Dünya Kupası; bütün dünyanın katılım sağlayabildi- ği, birçok ülkenin kozlarını paylaştığı ve taraftarların da ülkelerinin spor- cularını desteklediği, dünyanın en büyük spor organizasyonlarından bir tanesiydi. Kimi ülke taraftarları maç öncesi birbirlerini yaralar, zarar verir- ken, bir ülke vardı ki taraflı tarafsız herkesin kalbini kazandı: Japonya. Japon taraftarlar, maç sonrasında di- ğer ülke taraftarları gibi stadı terk et- mek yerine ellerinde poşetlerle bütün stadyumdaki atıkları topladılar. Kim- se onlardan böyle bir beklenti içinde olmazken onlar böyle bir davranışı hayata geçirdiler. Tabii ki bu olay sa- dece taraftarlarla bitmedi, turnuvada son maçına çıkan Japon sporcular elendikten sonra kendilerine ayrılan soyunma odasını temizleyip, aldıkları gibi geri teslim ettiler ve son olarak ise bir kağıda Rusça “Teşekkürler” yazıp bıraktılar. Belki kupayı kazanamadılar, ülkelerine bir başarı ekleyemediler ama benim gibi birçok insan için turnuva- nın akıllarda en çok kalan hareketinin altına imzalarını attılar. İşte spor bu- dur; sadece kazanmak ya da kaybet- mek değil, saygı göstermektir. Herkese en başta öğretilmesi gereken de budur. Hem sporcular hem de taraftarlar böy- le mecralarda o kadar çok kişiye örnek oluyorlar ki, yaptıkları her harekette onları izleyen ve ileride taklit eden yeni bir nesil doğuyor. Yere düşene, arkamızda kalana, rakibi- mize veya takım arkadaşımıza el uzata- lım. Maçları kazanmaktan çok kalpleri kazanmaya özen gösterelim. Ne zaman ki sporda sevgi ve saygı dolu ortamlar artmaya başlar o zaman rekabetlerin seviyesi de artar. “Fair Play”in de baş felsefesine göre, her oyuncu maç içerisinde kendi görevini yerine ge- tirmeli ve rakibi düşmanı gibi görüp bireysel hırslarına yenik düşmeme- lidir. Günümüz dünyasında her gün biraz daha gelişen sporda saygılı ve ahlaklı bireyler yetiştirmek için çıktı- ğımız yolda; ilgili kurum ve kuruluş- lara, yöneticilere, antrenörlere, spor hocalarına, ebeveynlere, medyaya ve taraftarlara büyük sorumluluklar düşüyor. Tek hedefi başarı olan spor- cular yetiştirmek yerine, spor ahlakı- nı bilen, bunu saha içine ve dışında sürekli uygulayan erdemli sporcular yetiştirmeye ve bu tip insanların sa- yısını arttırmaya çalışmalıyız. İşte o zaman herkes oyunun daha yeni baş- ladığını hissedecektir. P KAYNAK http://www.bandirmamanset.com/kose- yazilari/fair-play-nedir-8450.html https://www.joygame.com/goley/ FutbolHaberi/sporda-saygi-varsa-spor- olur-ve-spor-saygi-ile-iyidir-1934 17