Ne zaman ki
sporda sevgi ve
saygı dolu ortamlar
artmaya başlar o
zaman rekabetlerin
seviyesi de artar.
kelimenin altına ise; oyuna, hakemle-
re, rakiplere ve takıma saygı alt baş-
lıklarını ekler ve uzun uzun anlatırdı.
Oyunu daha güzel ve rekabeti daha
tatlı bir seviyeye çekebilmek için biz-
den her şeyden önce bu başlık altın-
daki kurallara uymamızı isterdi. Top
bizden çıktığı anda hakemler düdüğü-
ne dayanmadan biz zaten topu rakip
arkadaşlarımıza vermiş olurduk, maçı
kaybetmek pahasına olsa bile. Yaptığı-
mız her hatada her şeyden önce takım
arkadaşlarımızdan özür dilerdik. Bize
sadece kazanmayı öğretmemişti, bu
oyunu nasıl daha güzel bir noktaya
çekebileceğimizi anlamamızı da sağla-
mıştı. Maç esnasında rekabetin doruk
noktasına ulaşmak, maçtan sonra ise
omuz omuza ve kol kola birlik içinde
olmak… spor zaten bu değil midir?
Birçok ülkede taraftar grupları küfür-
lü sloganlar savururken, saygısızca
hareketler yaparken kimi ülkeler var
ki sporun ne kadar güzel olaylara ve-
sile olduğunu tekrar tekrar hatırlatı-
yor bize. 2018 Rusya Dünya Kupası;
bütün dünyanın katılım sağlayabildi-
ği, birçok ülkenin kozlarını paylaştığı
ve taraftarların da ülkelerinin spor-
cularını desteklediği, dünyanın en
büyük spor organizasyonlarından bir
tanesiydi. Kimi ülke taraftarları maç
öncesi birbirlerini yaralar, zarar verir-
ken, bir ülke vardı ki taraflı tarafsız
herkesin kalbini kazandı: Japonya.
Japon taraftarlar, maç sonrasında di-
ğer ülke taraftarları gibi stadı terk et-
mek yerine ellerinde poşetlerle bütün
stadyumdaki atıkları topladılar. Kim-
se onlardan böyle bir beklenti içinde
olmazken onlar böyle bir davranışı
hayata geçirdiler. Tabii ki bu olay sa-
dece taraftarlarla bitmedi, turnuvada
son maçına çıkan Japon sporcular
elendikten sonra kendilerine ayrılan
soyunma odasını temizleyip, aldıkları
gibi geri teslim ettiler ve son olarak ise
bir kağıda Rusça “Teşekkürler” yazıp
bıraktılar. Belki kupayı kazanamadılar,
ülkelerine bir başarı ekleyemediler ama
benim gibi birçok insan için turnuva-
nın akıllarda en çok kalan hareketinin
altına imzalarını attılar. İşte spor bu-
dur; sadece kazanmak ya da kaybet-
mek değil, saygı göstermektir. Herkese
en başta öğretilmesi gereken de budur.
Hem sporcular hem de taraftarlar böy-
le mecralarda o kadar çok kişiye örnek
oluyorlar ki, yaptıkları her harekette
onları izleyen ve ileride taklit eden yeni
bir nesil doğuyor.
Yere düşene, arkamızda kalana, rakibi-
mize veya takım arkadaşımıza el uzata-
lım. Maçları kazanmaktan çok kalpleri
kazanmaya özen gösterelim. Ne zaman
ki sporda sevgi ve saygı dolu ortamlar
artmaya başlar o zaman rekabetlerin
seviyesi de artar. “Fair Play”in de baş
felsefesine göre, her oyuncu maç
içerisinde kendi görevini yerine ge-
tirmeli ve rakibi düşmanı gibi görüp
bireysel hırslarına yenik düşmeme-
lidir. Günümüz dünyasında her gün
biraz daha gelişen sporda saygılı ve
ahlaklı bireyler yetiştirmek için çıktı-
ğımız yolda; ilgili kurum ve kuruluş-
lara, yöneticilere, antrenörlere, spor
hocalarına, ebeveynlere, medyaya
ve taraftarlara büyük sorumluluklar
düşüyor. Tek hedefi başarı olan spor-
cular yetiştirmek yerine, spor ahlakı-
nı bilen, bunu saha içine ve dışında
sürekli uygulayan erdemli sporcular
yetiştirmeye ve bu tip insanların sa-
yısını arttırmaya çalışmalıyız. İşte o
zaman herkes oyunun daha yeni baş-
ladığını hissedecektir. P
KAYNAK
http://www.bandirmamanset.com/kose-
yazilari/fair-play-nedir-8450.html
https://www.joygame.com/goley/
FutbolHaberi/sporda-saygi-varsa-spor-
olur-ve-spor-saygi-ile-iyidir-1934
17