S Sektör
9 YAŞINDA KENDI OKULUNU
AÇAN İDEALIST ÇOCUK:
BABAR ALi
Hindistan’ın unutulmuş bir kasabasından çıkıp geniş vizyonu ve cesaretiyle dünya
liderlerinin alkışlarını kazanan, yoktan var etmeyi çocuk yaşta öğrenen bir gencin
hikayesiyle karşı karşıyayız.
Irmak İshakoğlu
[email protected]
E
konomik uçurumların gide-
rek derinleştiği, sosyal ada-
letsizliklerin giderek arttığı,
ve “küreselleşme” adı altında
toplumların yozlaştığı günü-
müz dünyasında en büyük
zararı çocukların görmesi yadsınamaz
bir gerçek. Kimi çocuklar yetişkinlerin
dünyasında tutunmaya çalışırken bazı
acımasız gerçeklerle çok erken bir yaşta
yüzleşmek zorunda kalabiliyorlar. Gerek
ekonomik yetersizlikler, gerek bilinçsizlik
ve yaşam mücadelesi sebebiyle insanın en
büyük sosyal haklarından biri olan eğitim
alabilme hakkından mahrum kalıyorlar.
14
OECD (Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği
Örgütü) raporlarına göre Türkiye’de oku-
la devamsızlık oranı %55 olmakla birlik-
te, 15-19 yaş arası eğitime katılım oranı
%69. Avrupa Birliği ülkeleri ortalamasın-
da ise eğitime katılımın %84 civarlarında
olduğu göze çarpıyor. Hindistan gibi ül-
kelerde ise durum çok daha vahim. Dün-
ya Bankası’nın elde ettiği raporlara göre
Hindistan’da ilkokula giden çocukların
oranı %95 gibi yüksek bir oran iken, li-
seye devam etme oranları yalnızca %40’ta
kalıyor. 2009 yılında yapılmış bir araş-
tırmanın sonucuna göre ise Hindistan’da
okuma yazma bilen insan oranı nüfusun
ancak 3’te 1’i kadar.
Eğitim seviyesi ve imkânları ülkelerin
ekonomik durumlarıyla paralel olsa da,
en radikal ve etkileyici atılımlar durumun
en vahim olduğu bölgelerdeki cesur yü-
reklerden geliyor. Gelin sizi Hindistan’ın
Batı Bengal eyaletindeki Murshidabad
kasabasında doğup büyüyen ve dünyanın
en genç eğitimcilerinden biri olan Babar
Ali ile tanıştıralım.
Yaşına göre
inanılmayacak
derecede olgun
bir düşünce
yapısına sahip
olan Ali, arka
bahçesindeki
guava ağacının
altına mahal-
lede bulduğu
çocukları getire-
rek ilk dersle-
rini vermeye
başlıyor.
Babar Ali’nin ilham veren öyküsü, 9 yaş-
larındayken evinden 10 km uzaklıkta ve
aynı zamanda evine en yakın okul olan
Beldanga’daki okula gidip gelirken dikka-
tini çeken bir durumla başlıyor. Her gün
toplam 20 kilometre katederek gittiği okul
yolunda, mahallesinde oturan yaşıtı diğer
çocukların sığır otlatarak veya etrafta boş
boş dolanarak geçirdikleri boş vakti fark
eden Ali, onca zahmetlerle gittiği okulun-
da öğrendiklerini buradaki çocuklara ak-
tarabileceğini düşünüyor. Yaşına göre ina-
nılmayacak derecede olgun bir düşünce
yapısına sahip olan Ali, arka bahçesindeki
guava ağacının altına mahallede bulduğu