Geçmişten sahne-
leri yoğun olarak
bünyesinde bulun-
duran film Charles
Darwin’in cesare-
tini kaybedişini ve
yeniden kazanışını
gözler önüne serer-
ken aynı zamanda
mükemmel
bir
bilim insanı olan
bu adamın canlı-
lara karşı duyduğu
büyüleyici tutumu
gibi hayran olunası
özelliklerini de karşımıza getirir.
Hayatındaki her şeyi bir deney olarak
gören Darwin; yeni doğmuş bir bebeği
bile itinayla, kırılmasından korktuğu
bir mücevhermiş gibi -ki ona göre her
canlı mücevherden daha da fazla de-
ğerlidir- inceler. Bebeği severken aynı
zamanda onunla ilgili yeni öğrendik-
lerini de not etmekten kaçınmaz ve
bunları oldukça değerli bilgiler içeren
bir kitaba dönüştürür.
Filmin asıl içeriğine gelecek olursak;
Thomas Huxley’in de filmde söylediği
gibi din ile bilimin savaşı, Darwin’in
tanrıyı öldürdüğü iddiasını barındıran
kitabı, kitabın yazılma anında etki-
li olan kişisel olaylar ama en çok da
kendini onun için feda edebilecek ka-
dar sevdiği, uğruna delirme raddesine
geldiği kızı Annie’dir.
Her baba gibi Darwin de aşıktır kızı
Annie’ye. Bunda Annie’nin ilk çocuk
olması ve tabi ki çocukları arasındaki
en zekinin o olması ya da Annie’nin
babasına olan hayranlığı sonucu onun
gibi olmak için verdiği çaba da olduk-
ça büyük bir etken olabilir. Belki de
yaşına göre olan olgunluğudur bilin-
mez ama sonuç olarak Darwin’in favo-
risidir o. Bu diğer çocuklarını kıskan-
dırsa bile…
Bence filmin en duygusal sahnesi
Jennie’nin öyküsü ama en etkile-
yen sahne onun ölümü ile birleşen
Annie’nin ölüm anıydı. Darwin’in
çaresizliğiydi sonra. Annie’den sonra
uğradığı yıkım, çocuklarından ko-
puşu, ölmeyi istemesi ve her şeyden
vazgeçmesi, yemekten bile. Ama en
çok da her yerde Annie’ye dair gö-
rüntüler görmesiydi tıpkı bir şizof-
renmişçesine.
Darwin’in çocuklarına anlattığı tatlı
hikayeler vardır bir de. Onları kendi
Thomas
Huxley’in
de filmde
söylediği gibi:
“Din ile Bilimin
savaşıdır bu!”
anıları ile büyütme çabaları. Sonra akla
gelen Annie anıları. Onun babasından
h ikaye isteme biçimi…
“Bana bir hikâye anlatsana
Olur. Ne ile ilgili olsun
Bilmem. Her şey ile ilgili ….
Her şey mi…. Peki öyleyse….”
Peki ya bu tatlı hikayeler içinden
Annie’nin favorisi nedir sizce? Evet,
doğru bildiniz. Jennie ve onun ölüm öy-
küsü. Darwin bu hikayeyi çok hüzünlü
olduğu için anlatmak istemese de Annie
her seferinde hikayenin hüzünlü olma-
sını sevdiğini, onu ağlattığını söyler ve
inatla anlattırır bu anıyı babasına.
“Türlerin Kökeni” adlı kitabı için yazdığı
yazılardan vazgeçmek istediğini görürüz
bir sahnede de Darwin’in. Bence bunun
nedeni ise karısının dindarlığı; ona ger-
çeği anlatmak istese de karısının ata inan-
cına bağlı kalmak istemesi ve bu yüzden
Darwin’i bu düşüncelerinden dolayı suç-
lamasıdır. Darwin, ona olan aşkı yüzün-
den çaresiz kalır, Annie dışında bütün ço-
cukları annelerinin öğretileri ile dua eder
ve minik birer Hristiyan olurlar.
Bir bilim adamı olan Huxleyi Darwin’in
yazılardan vazgeçme isteğine şiddetle
karşı çıkar çünkü ona göre zamanında
denizde yüzen karideslerin milyonlar-
ca yıl içerisinde kaya kabuklularına
dönüştüklerinin kanıtlarını bulundu-
ran yazılar Darwin’in tanrıyı öldürdü-
ğünün de bir ka-
nıtıdır aslında. Bu
yüzden de heba
olmamalıdır bu
yazılar. Tüm in-
sanlık görmelidir
bunu. Kilisenin
kandırmacaların-
dan
kurtulma-
lıdır herkes. Bu
yazıyı bu kadar
ilerletmişken ve
bu kadar bilgiyi
kanıtlamışken,
girdiği yıkım yü-
zünden Darwin’in vazgeçmesine si-
nir olur Huxley. Haklıdır da bence.
Zaten Darwin’in de sonradan ona bu
yüzden minnettar olduğu görülür
filmde.
Ciddi bir hastalığın pençesinde olan
Darwin kitabın 250 sayfasını yazmış-
ken bu konuyu sadece 20 sayfa ile
anlatan bir yazının yazılıp kendisine
postalanması sonucu çıldırır. Zaten
yazmak için çok cesareti kalmamışken
iyice yıkılır ve deneylerini sürdürdüğü
barakasını yıkmaya çalışır. Hastalığının
tetiklenmesi ile bayılan Darwin ölme-
yi iyice aklına koymuştur. Hastalığının
tedavisi olan su kürünün asıl yapıldığı
yere gitmek de istememektedir. Fakat
yakın arkadaşının gelip cesaret verme-
si ile hem yaşamak, hem de kitabı ta-
mamlamak için ümidi geri gelir.
Uzun uğraşlar sonucu Darwin’in vü-
cudu iyileşir iyileşmesine ama beyni
hala hastalıklıdır. Temizlenmesi ise ta-
mamen kendi isteğine bağlıdır. Bunun
için de adımlar atar. Aralarında büyük
bir uçurum olan karısından başlayarak
temizler beynini. İyileşir, temizlenir,
biri dışında tüm baskılardan arınır:
Karısının aşırı inancı ile onun bu yazı
ve düşüncesi üzerine yaptığı baskı, is-
teksizlik, karşı çıkma… Ama Darwin
bunu da çözecektir ileride. Kitabı bi-
tirip karısına uzatacak ve “Bununla ne
yapmak istediğine sen karar ver. İster
yayımlat istersen yok et ama ne yapa-
caksan yap ilk olarak oku. Lütfen.”
diyecektir. Bu etkileyici kitabı okuyan
karısı minik bir kandırmaca ile yayım-
latacaktır kitabı. Ve film eşinin şu rep-
liği ile son bulacaktır: “Sonunda beni
de suçuna ortak ettin. Tanrı ikimizi de
affetsin.” P
KAYNAK
Creation
73