Perspective Perspective 35 | Page 20

S

Sektör GÖZLERIMIZIN İÇINI GÜLDÜREN BIR KAHRAMAN :

CHARLIE CHAPLIN

Eren Kürklü ekurklu @ gsuik . co
“ Güldürmek mesele değil ki , onu soytarılar da yapıyor . Gözlerinin içini güldürebiliyor mu ? Ondan haber ver ” sözünün sahibi , sanat ile politikayı bir araya getirmekten korkmayan ve sesini bütün dünyaya duyurmaya çalışan Charlie Chaplin … Hem kalbimize hem aklımıza dokunan bir kahraman .
18

“ B

enim acım birinin gülüşüne sebep olabilir . Ama benim gülüşüm asla birinin acısına sebep olmamalı .” dedi bir gün 16 Nisan 1889 doğumlu Charlie Chaplin . Hannah ve Charles isimli iki müzikhol oyuncusunun erkek çocuğu olarak , Walworth Londra ’ da hayata gözlerini açtı . Çok erken yaşta ailesi sayesinde sahnede büyümeye başladı ve daha küçücük bir çocukken dans edip şarkı söylemeyi öğrendi .
Chaplin , ilk kez 5 yaşındayken annesine sahnede eşlik etti . 1899 ’ da babasının yardımları ile Eight Lancashire Lads dans grubunun resmi üyesi oldu , İngiliz kon-
Aşağı bakıyorsanız asla gökkuşağı bulamazsınız .
ser salonlarını gezerek turneye başladı ama başarısına rağmen Chaplin ’ i sadece dans mutlu etmiyordu : Komedi dünyasına adım atmanın hayalini kuruyordu . Chaplin 13 yaşında okulu bırakıp ek işlerle hayatına devam etmeye başladı . Ancak bu dönemde hem alkolik babasının ölümünü kabullenmeye , hem de annesinin şizofreni teşhisi ile akıl hastanesine yatırılmasının üstesinden gelmeye çalışıyordu . Çocukluğunu yetimhanelerde geçirdikten ve 2,5 sene boyunca Sherlock Holmes ’ ü sahneledikten sonra Chaplin , 1908 yılında abisinin de bulunduğu Fred Karno ’ nun vodvil topluluğuna katıldı . İlginç olan şu ki sevgili okur , Karno , ilk başlarda Chaplin ’ i “ Tiyatro dünyasında iyi bir şey yapmak için çok utangaç ” buluyordu . Ancak ilk gösterisinden hemen sonra Chaplin ’ den kontratı imzalamasını istedi .
Vovdil topluluğuyla 1910 ’ dan itibaren Amerika ’ da turneye çıkan Chaplin ’ e New York Motion Picture ’ a katılması için teklifte bulunuldu . Söylenilenlere göre , NYMP ’ nin temsilcilerinden biri , Chaplin ’ in büyük Fred Mace ’ in yerine geçebileceğini düşünüyordu . Öte yandan Chaplin ilk filmi Making a Living ’ den hiç memnun kalmamış , hatta nefret etmişti . Chaplin ’ in ikinci filmi Kid Auto Races at Venice , onu “ the Tramp ”, yani Şarlo karakteriyle ünlü etmeyi başardı . Chaplin , otobiyografisinde bu karakterin doğuşunu şöyle anlatıyor : “ Her şeyin aykırılık içinde olmasını istedim : Bol pantolon , dar ceket , küçük bir şapka ve büyük ayakkabılar … Küçük bir bıyık da ekledim , düşündüm ki beni daha büyük gösterir . Karakter hakkında hiçbir fikrim yoktu . Ama giyindiğim anda , kıyafetler ve makyaj beni karakterin olduğu kişi ile bir hissettirdi . Onu tanımaya başladım ve sahneye çıktığım anda o tamamen doğmuştu .” Chaplin ilk yönetmenlik deneyimini 1914 yılında , Caught in the Rain ile yaşadı , ve bu filmle büyük başarı kazandı . Bu deneyiminden çok memnun kalan oyuncu , Keystone Studios ile birlikte çalıştığı bütün filmlerin yönetmenliğini yaptı . Chaplin ’ in haftada bir film yönettiği bu dönem “ hayatının en heyecanlı dönemi ” idi . Aralık 1914 ’ te Essanay Film Manufacturing Company ile çalışmaya başlayan Chaplin , kendine çeşitli oyuncu eşleri buldu : Leo White , Bud Jamison , Paddy McGuire ve Billy Armstrong . Ancak onu en çok hatırladığımız partneri bambaşka biriydi : Edna Purviance . Chaplin , bir kafede çalışan Purviance ’ ı çok güzel bularak işe aldı ve 8 sene içerisinde beraber 35 filmde rol aldılar .
Chaplin zamanla kamera önündeki karakterlerini değiştirmeye , yeni şeyler denemeye başladı . Stüdyolar karakterlerinin “ adi , kaba ve basit ” hallerinden memnun olsalar da , Chaplin romantik ve nazik olmaya başlamıştı . Chaplin ’ in amacı , insanlarda acıma duygusunu