Perspective Perspective 35 | Page 14

S

Sektör

SINEMANIN ANIMASYON DEVI : DISNEY

Çocukluğumuzun unutulmaz filmlerinin arkasındaki dev yapımcı , sinema sektöründe adı uzun yıllar daha silinemeyecek bir isim ... Peki kimdir bu Disney ve bunca yıl nasıl ayakta durmuştur ?
İrem Bektaş ibektas @ gsuik . co
12

W

alt Disney Pictures , kuruluşundan bu yana büyüyerek gelişen en köklü film şirketlerinden biridir . 1923 yılında Walter Elias Disney ve kardeşi Roy O . Disney tarafından kurulmuştur . İlk önce bir animasyon stüdyosu olarak işleyen Disney , günümüzde Hollywood Stüdyoları haline gelmiştir ve yıllık 30 milyar dolar gelir elde ederek adından medya devi olarak söz ettirir .
Bu göz ardı edilemeyen başarı da bolca Oscar adaylığıyla taçlandırılmıştır . Walt Disney , 59 adaylıktan 22 tanesini alarak en çok Oscar Ödülü kazanan insan olarak tarihe geçmiştir . Aynı zamanda 14 temalı parka sahip bir animasyon şirketi olarak da dünyada tektir .
İlk defa 1928 ’ de yarattığı Mickey Mouse karakteriyle başarıyı yakalayan Walter Disney için bu karakterin yaratım süreci aslında oldukça sancılı ve tesadüfidir . Şöyle ki , gazetede karikatürlerin yayımladığı yıllarda , düzenli gelir elde edemediğinden bir kilisenin garajında kalıyormuş . Burada bulunan farelerden çok korkan Disney , onlara katlanabilmek adına farelerin karikatürlerini çizmeye başlamış . Mickey günümüzde şirketin bir sembolü ve maskotudur . Mickey ile yaptığı ve adını duyurduğu ilk film “ Steamboat Willie ” olmuştur . Film o kadar sevilmiş ki kısa zamanda liste başına oturmuş ve sinema sektörüne damgasını vurmuş . İşte Disney ’ in başarılı öyküsü de bu şekilde başlamış .
1934 yılında sınırları zorlamak adına Disney , ilk uzun metrajlı filminin çalışmalarına başlamış . 3 yıl süren çalışmanın sonunda 1937 Aralık ayında “ Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler ” filmi tamam-
İlk defa
1928 ’ de yarattığı Mickey Mouse karakteriyle başarıyı yakalayan Walter Disney için bu karakterin yaratım süreci aslında oldukça sancılı ve tesadüfidir .
lanmış ve en yüksek hasılat yapan film haline gelmiş . Bunu “ Pinocchio ” ( 1940 ), “ Fantasia ” ( 1940 ), “ Dumbo ” ( 1941 ) ve “ Bambi ” ( 1942 ) izlemiş .
Bütün bunların yanına Disney dediğimiz zaman hiç kuşkusuz Mickey Mouse ’ dan sonra aklımıza ilk gelen “ Disney Prensesleri ” olacaktır . Disney Company gelirinin yaklaşık % 80 ’ ini prenseslerinden sağlamaktadır . Gelgelelim her başarıda olduğu gibi bu başarının ardında da birçok eleştiri mevcuttur .
Günümüzde tartışılmakta olan birçok konuya malzeme olan Disney , bu eleştirilerden nasibini almaktadır . Bunların başında prenseslerin savunmasız kadınlar gibi gösterilmesi gelir . Fakat bakış açımızı değiştirip baktığımızda , hiçbir prensesin annesinin hayatta olmadığını yani sırtlarını dayayacak bir omuz bulunmadığını , bu nedenle de hayattaki sorunlarla bir kadın olarak tek başlarına başa çıkmak zorunda kaldıklarını gösteriyor . Nitekim prenseslerimizin çoğunun bir prens tarafından kurtarılmayı beklediği , çabalamadığı , kaderine boyun eğdiği konusunda eleştiriler alıyor . Evet , “ Pamuk Prenses ”, “ Kül Kedisi ”, “ Uyuyan Güzel ” gibi ilk filmlere baktığımızda bunun doğruluğundan bahsedebiliriz ancak bu filmlerin hikayesi yüzyıllar önce yazılmış ve 50-60 ’ lı yıllarda çekilmiştir . İnsanlığın eski çağlardan kalma fikirlerinin henüz sönmediği yıllarda yani .
İnsanlık geliştikçe , fikirler değiştikçe , Disney filmlerinin de geliştiğini görürüz . İlk olarak 1991 yapımı “ Güzel ve Çirkin ” filminde Belle ’ i korkusuzca babasını kurtarmak adına bir canavarla birlikte yaşamayı kabul ederken görüyoruz . Ayrıca adının anlamı “ güzel ” olan ve kendi de gerçekten güzelliğiyle insanları büyüleyen biri olan prensesimizin bu canavara