Perspective Perspective 35 | Page 39

yür ve ayaklarının büyümesi engel- lenmeye çalışılır. Geyşaların çekici- likleriyle büyüleyen tebeşir beyazı yüzlerinin ve kiraz rengi boyanmış dudaklarının belli anlamları vardır. Yüzlerini kaplayan tebeşir beyazı boya, suskunluğun ve yaklaşılmaz- lığın sembolü; boyalı dudakları ise cinselliğin göstergesidir. bebi ise bir kadının geyşa olabilmek için oldukça zor bir eğitim almasıdır. Geyşa olmak özel bir eğitimden geç- meyi, özel bir terbiye almayı gerek- tirir. Mesleğinde henüz yeni olan çırak geyşalara, Maiko adı verilir ve geyşa olma aşamaları, 5 yıla kadar sürebilir. Geleneksel olarak geyşa- nın eğitimi erken yaşlarda başlar ve maiko eğitiminin 3 ana unsuru var- dır: sanat eğitimi,eğlence eğitimi ve sosyal beceridir. Sanat eğitimi özel geyşa okullarında, eğlence eğitimi ise uygulamalı olarak çay evlerinde ve partilerde öğretilir. Japon sosyal yapısının önemli unsurlarından olan selamlama, hediye ve ziyaretler de sosyal beceri adına, sokakta edini- len eğitimdir. En önemli nitelikleri, konuşma yetenekleridir ayrıca her daim ince espriler yaparlar. Bir gey- şa, günlük haberlerden, sumo so- nuçlarından ve sanat dünyasından haberdardır. Maiko, üst düzey maiko olan onee-sandan, akıl hocası gibi dersler alır. Onee-san, maikoya ça- lışma hakkında her şeyi öğretir: uy- gun bir yolla çay servis etmeyi, dans etmeyi, shamisen (geleneksel bir Ja- pon enstrümanı) çalmayı, gündelik konuşmayı... Bir geyşanın en büyük amacı, konuklarını rahatlatmak ol- duğundan ki bu rahatlatma fiziksel bir rahatlatma değil; konuklarının işleri, hobileri, ilgi alanları, yani he- men her konuda bilgi sahibi olma- ları gerekmektedir bu nedenle Edo Dönemi’nin sonlarına doğru gey- şalar, resmî toplantılar dahil olmak üzere birçok sosyal-politik etkinlik ve toplantıya çağrılmaya başlanmış- tır, zamanla da bugünkü eğlendirici- Yüzlerini kaplayan tebe- şir beyazı boya, suskunluğun ve yaklaşılmaz- lığın sembolü; boyalı dudakla- rı ise cinselliğin göstergesidir. sanatçı veya hoş vakit geçirtici sıfatları- nı almışlardır. Japonya’da küçük ayaklı olmak bir güzellik sembolü olduğu için daha küçükken geyşa olacak kızların ayağı- na ufacık demir ayakkabılar giydirilir, geyşalar da bu demir ayakkabılarla bü- Geyşaların dünyası, 2.Dünya Savaşı ile birlikte radikal bir değişime uğra- dı. Savaş zamanı geyşa evleri, barlar ve çay evleri kapatılmaya başlan- dı. Bunların sonucu olarak geyşalar fabrikalarda ve daha farklı işlerde çalışmaya başladılar. Günümüzde geyşaların kim olduğuna ve ne yap- tıklarına dair soru işaretlerine neden olanlar ise aynı dönemde kendilerini Amerikan askerlerine geyşa olarak tanıtan fahişelerdi. Bu kadınlar, gey- şa isminin statü kaybetmesine neden olmuşlardır. Savaş sonrasında ise ka- patılan yerlerin tekrar açılmasına izin verilmiş ancak eski düzen ve yaşam tarzı aynı şekilde devam etmemiştir. Bunların sonucu olarak, günümüze kadar gelen geyşaların sayısı oldukça azdır. 1980’lere gelindiğinde sayıları 10 bin civarındayken,