hikaye, iyi oyuncular, doğru mekanlar ve yeterli para. Ayla’ nın şöyle bir görevi oldu: Fazla maliyetle değil, yeterli maliyetle güzel film yapabileceğimizi gördük. Türkiye’ de teknik ekipmanlarımız, oyuncularımız ve sanat yönetmenlerimiz çok iyi ama her şey aceleye getiriliyor. Biz filmimizi 100 günde çektik ve bunu yurt dışında söylediğimizde gülüyorlar. Burada ise bu kadar uzun sürede çekmemizi yadırgıyorlar. Doğru şeyler yapılabilmesi için saydığım şeylerin eksik olmaması lazım sadece. Dolayısıyla bundan sonra daha iyi filmler yapılacak diye düşünüyorum. Para harcanması lazım. Artık sektör öyle bir hale geldi ki sponsorlar bulabiliyorsunuz parayı doğru harcayıp doğru insanlar bularak bunları birleştirerek çok iyi işler çıkartabilirsiniz. Sadece film değil sanatın her alanında buna ihtiyaç var. Bizim sinemamızda her şeyin doğru bir şekilde kurgulanması ve yapılması lazım. Çok değerli yönetmenlerimiz, yapımcılarımız ve yapım şirketlerimiz var. Harika oyuncular var. Diyorlar ki bizim filmde oyuncular çok güzel oynamış. Oyuncular da o mekanın bir parçası ve baktılar ki her şey çok güzel; giydikleri güzel, oynadıkları rol güzel, onlara planlanan şeyler güzel! Onlar da iyi oyunlarını sergilediler. Kimse onlara hadi hadi demedi. Yapana kadar uğraştık. Ama doğru sinema da böyle bir şey.
P: 23 Ocak tarihini heyecanla bekliyoruz. Oscar’ ın son yıllarda belli bir zümreye hitap ettiği ve objektif olmadığı konuşuluyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Oscar komitesi sizce Ayla’ yı değerlendirirken objektif bir karara varabilir mi?
C. U: Şimdi önce bir soruyla başlıyım biliyorsunuz özellikle Oscar geceleri sabahlara kadar oturmayı çok seviyoruz. Herkesin de favori bir filmi
|
en iyi erkek, en iyi kadın oyuncusu var. Biz böyle yarışma gibi yapıyoruz ve çoğunda da çok beklediğimiz seçilmiyor. Mesela hayal kırıklığına uğruyoruz. Sonra da niye seçilmedi diye yargılıyoruz. Hep de bir sebep buluyoruz. Bunu seçmediler çünkü bilmem ne sebeplerinden. Bu hep olacak. Bizim Ayla filmimize dönersek biz Los Angeles’ a gittiğimizde pek çok şey gördük. Çok tecrübeliyiz ve bundan sonra bir film yaptığımızda çok daha iyisini yapacağız. Bizi sevmezler diye bir şey yok. İyi yaptığınız sürece... Tabii iddialıyız! Bunu anlamak için seyreden insanlara bakın. Seul’ da de seyrettiler Los Angeles’ ta ve Toronto’ da da insanların tepkileri aynı. Filmimizi çok seviyorlar. Bu yüzden avantajlıyız. Avantajları sayarsak Amerika ile Kuzey Kore arasında bir problem var biliyorsunuz. Bizim filmimiz için bu küçük de olsa bir avantaj. Bunu da nerden anladık? Variety diye bir dergi var. Bu dergiye film olarak çıkmak çok zor. Çok büyük paralarla kabul ediyorlar. Variety hiç para almadan 25 Ağustosta dergisine bizi bastı makale ve fotoğraf olarak. Bunun sebebi şu: Editör baktı Oscar’ a aday filmlere. Koreli bir kız ve Türk deyince ilgisini çekti ve ilk onu yayınladı. Şimdi bunlar baktığınızda ilgi çekici küçük şeyler. Biliyorsunuz Ayla filminin yürüttüğü çok büyük bir UNICEF kampanyası da var. Biz UNICEF’ e 6 ay önce başvurduk ve bunu kabul ettiler. 3 ay İsviçre’ de bekledi filmin her yerini incelediler. Yani en ufak bir şey varsa kabul etmiyorlar. Ve Leon filminden sonra, Ayla UNICEF logosunun kullanıldığı tek film. Dolayısıyla bunlar Oscar için artı bir şey. Negatif durumlarsa maddi açıdan destek almadan orda kendinizi çok iyi tanıtamıyor- |
sunuz. Oscar komitelerine bol bol gösterim yapmak, onları kokteyller ve yemeklerde ağırlamak gerekiyor. Hep gündemde durmak lazım. Bunu yaptık ama çok fazla da yapamadık. Adaylar var siz değerlendirin. Fatih Akın’ ın çok güzel bir filmi var. Ben onun sinemasını da çok severim. Alman filmlerine çok fazla Oscar vermiyorlar LA’ deki lobiden dolayı. Fatih Akın’ ın bir Neonazi filmi vardı mesela. Bazen filmleri Oscar’ a göre yapmak lazım o da tam öyle Oscar niyetiyle yapılmış bir film. Anti nazi propagandası var dolayısıyla bu onlar için iyi bir şey. Bizim de Kore durumumuz var. Eğer kaybedersek ya da hiç giremezsek birtakım sorular ve cevaplar arayacağım. Niye seçilmedik diye hemen bizi sevmezler demek istemiyorum. Bunun çözümlerini bulacağız.
Şimdilik Ocak ayının başında Palm Springs diye bir festival var. Bu festival çok önemli. Tamamiyle yabancı filmler. Bütün yabancı ülkelerden gelen Oscar adayları oraya gidip kendi stantlarını açacaklar. Paraları varsa gösterim de yapıyorlar. Daha da paraları varsa otellerde Oscar ve Golden Globe komitelerine gösterim yapıyorlar. Bu bir festival. 90 tane film gidiyor. Bir de 10 adet film orada yarışmaya katılıyor. Bu Palm Springs komitesinin seçtiği 10 film. Bunu biz daha açıklamadık. Ayla bu 10 filmden biri. Yani orda yarışma kataloğunda olmak çok önemli. Bu yarışmada olmak 3 gösterim demek bizim için. Ve herkesin inandığı bir şey var! Orada yarışmaya giderseniz o Oscar dokuzunun içine girme olasılığınız çok yüksek. Bu bizi en çok umutlandıran şey. İnsanlar orada merak ettiği filmleri seyredecekler. Palm Springs’ te olmak müthiş bir haber. Artık buna rağmen ilk dokuza giremezsek ben soru işaretlerine başlayacağım ama bizi sevmiyorlara inanmıyorum. P
|
29 |