76 |
Feminizm Latince“ kadın” anlamına gelen femina kelimesinden türemiş bir kelimedir. Feminizm akımı toplum içerisinde yaşanan kadın erkek eşitsizliğinden doğmuştur ve kadınların toplumun her alanında yer ve söz sahibi olduğunu savunarak, gerçek bir eşitlik talep eder. Feminizm günümüzde çok farklı yerlere çekilebilen bir kavramdır.“ Sadece kadınlar feministtir” ya da“ Feministler kadın üstünlüğüne inanır” gibi kalıplara maruz kalır. Feminizmin en öz düşüncesi eşitliktir aslında. Peki nereden geldi bu feminizm, nasıl girdi hayatımıza? Gelin hep beraber feminizmi dünden bugüne inceleyelim ve bugün kadının sosyal hayatta varlığını sağlamış bu düşüncenin geçmişine bir yolculuğa çıkalım. |
Feminizm hareketinin teori olarak 19. yüzyılda ortaya çıktığı öne sürülse de de düşünce bakımından temellerini 18. |
Eğer kadının idam sehpasına mahkûm olma hakkı varsa, tribünden izleme hakkına da sahip olmalıdır.
hatta 17. yüzyıllara dayandırmak yanlış olmaz. İlk olarak 17. yüzyılda Marie Le Jars de Gourney’ in denemelerinde cinsiyetler arası eşitliğe ilişkin düşünceleri-
|
ne rastlarız. Tek başına yaşayan ve yazarak hayatını kazanan bir kadın olması, kadınlara ve erkeklere eğitim ve kamu dairelerine eşit erişim hakkı tanınması konusundaki teorilerini destekler niteliktedir. Hiç şüphesiz kendinden sonra gelen ve feminizm düşüncesinin ilk adımlarını atanlar; Olympe de Gouges, Mary Wollstonecraft ve Hedwig Dohm gibi kadınlara da ilham vermiştir.
1789 yılına geldiğimizde Fransız Devrimi’ yle öne çıkan temel hak, eşitlik ve aydınlanma düşünceleriyle siyasal hayat bir tür dönüşüme uğramıştır ve bu süreç feminizmin bir teori olarak yer edinmesine de temel oluşturur. Daha da eskiye gitmek gerekirse Fransız devrimine kadar, neolitik dönemden bu yana var olan klasik patriyarkanın, yani ataerkillik ya da başka bir deyişle erkek otoritesine dayanan bir tür toplumsal örgütlenme düzeninin, bir tür kozmoloji yarattığını görürüz. Bu kozmolojiye göre tüm evreni yöneten bir erkek tanrı vardır, devleti
|