Perspective Perspective 34 | Page 78

sıcak geldi. Onun üzerine de “Ben Öldüm”ü çıkartınca o dönem en çok parladığımız dönem oldu. Ama düşündüğümüz zaman grubun en eğlendiği dönem hiç albümümüz yokken 2000-2004 yılları arasında Ankara’da Manhattan’da çaldığımız dönemdir. Orada 2-3 sene program yaptık salı akşamları ve kapıda 200 metre kuyruk oluyordu. Daha kendi albümümüz bile yoktu ama sahnede kendi şarkılarımızı çalıyorduk, in- sanlar o şarkıları biliyorlardı. Kariye- rimizdeki bir noktayı tekrar yaşamak istesek kesinlikle o dönem olurdu. P: Manga, Zakkum, GECE gibi Türk rock müziğindeki çoğu önemli grup, hep Ankara’dan çık- tı. Ankara’nın diğer şehirlerden bir farkı var mı? üzerine kurulduğu için beste yapıla- rından dolayı grubun belli bir tarzı oluyor. P: Sıla’nın “Doldur” şarkısını din- lediğimizde GECE’nin katkısı ken- dini gösteriyor. Kendinize has bir tarz yakalamayı nasıl başardınız? 74 G: Can Baydar klasiği. Hedef gibi de- ğil de zaten birileri sizin müziğinizi dinleyecekse kendinizden bir şeyler ortaya koymanız gerekiyor ki o daha farklı olsun. Bir sürü müzisyeni çok beğeniyoruz, zaman zaman ilham da alıyoruz. Eren’in dediği gibi daha bu- ralı enstrümanlar kullanıyoruz ama günün sonunda üslup ve enerji ola- rak bize, bizim hayatımıza benzeyen bir şey çıkıyor. Zaten böyle olmasını isteriz, biz de müziğini kişiselleştir- miş müzisyenlerden hoşlanıyoruz. P: İlk albümünüzde Koray Cande- mir son albümünüzde de Harun Tekin’le çalıştınız. Türk rockında önemli yere sahip bu isimlerle ça- lışmak size neler kattı, onlarla ça- lışmak nasıldı? G: İlk albüm çocukça bir şeydi. Ko- ray da bir prodüktörden çok abi gi- biydi. Kariyerimizde emeği çoktur ve onu çok severiz. Harun’la da son 4-5 senedir yakın arkadaşız. Zaten onun müziğini de çok severiz. Çok açık, çok akıllı bir adamdır. O da bir prodüktörden ziyade terapist gi- biydi. Başka bir grubun elemanının gözünden grup problemlerini algı- lamak daha kolay olabiliyor. Harun ve Koray, ikisi de grup elemanlarını, grup kültürünü çok iyi biliyorlar, Eskiden müzik yapmak da dinlemek de daha değerliydi. hepimizi çok iyi tanıyorlardı. Onların müziğe birebir müdahale etmekten çok; grubun o anda hissettiği duy- guları ön plana çıkarmak, gruptaki dengeleri iyi tutmak, grubu pozitif tutmak gibi yansımaları oldu. İkisi de bizi yükseltmeye çalıştı. Grup olarak, müzik olarak bizi özgür bıraktılar. Olduğumuz gibi olmasını istediler. P: Sizin kariyerinizde dönüm nok- tası olan bir şarkı veya kariyerimi- zin en güzel noktası dediğiniz bir an var mı? G: Kariyerimizin her noktası çok güzel bizim için. Fakat ilk albüm ile “Ben Öldüm” arasında İskender Paydaş prodüktörlüğünde “Gamsız”ı coverlamıştık. Onu coverlamak doğru bir fikirdi; daha fazla insan gruptan haberdar oldu. Güzel yap- tığımızı da düşünüyorum, insanlara G: Ankara çok depresif bir şehir. Ankara’da doğmamış birini getirip Ankara’da yaşatmak çok zor. Kendi içinde bir temposu var. Sanırım je- nerasyon olarak, bu sebeplerle mü- zik yapmaya itildik. Ankara’nın ka- ramsar havasından dolayı hep rock grupları çıktı. Bir de o dönemlerde internet ve mp3 kültürü yoktu. Biz müzikleri pasajlarda araştırırdık. Bu bahsettiğimiz grupların çoğu da bu tarz pasajlardan, barlardan, stüdyolardan birbirlerini hep tanır. Ankara’da bu şekilde çok güzel bir ortam vardı. O yüzden de birçok grup çıktı. Müzik dükkanlarında oturursun, çay içersin, muhabbet edersin, orada grup kurulur. Mese- la bizim cd’cimiz Murat abi vardı, gitaristimiz Erdem’le orada tanıştık. Sadece radyoda çalanı dinleyen de- ğil de, duyduğu şarkıyı neymiş diye merak edip araştıran insanlardık biz. Şimdi bu işler daha kolay, açıyorsun interneti istediğin türde bin tane şar- kı çıkıyor karşına. Eskiden ulaşması zordu, ama değerliydi az bulunduğu için. Belki de o yüzden insanlar şu anda verdikleri değerlerden daha farklı yerlere koydu müziği. P: Bu aralar dünyada da Türkiye’de de hissettiğimiz bir durum var: al- ternatif müzik dalgası. İnsanlar daha çok alternatif müzik dinle- meye başladı. Siz bunun geleceği- ni nasıl değerlendiriyorsunuz? G: Müziğin bir modası var. Çağımız- da insanlar biraz daha yalnızlaşıyor- lar. Bu da bizi alternatif müzik türü-