Perspective Perspective 34 | Page 66

H Hayata LehistaN Polonya, Batı Slavları’nın pek çok acıya katlanmış ülkesi. Coğrafi olarak birbirimize uzak olsak da tarih ve toplumsal yapı olarak aslında birbirimize sandığımızdan çok daha yakınız. Emre Göler [email protected] E fsaneler der ki aynı atadan olma üç kardeş Leh, Çek ve Rus avcılık yapar, konar gö- çermiş. Bir gün bu kardeşler- den Leh, av peşinde koşarak batan güneşin peşine düşmüş. Az gitmiş, uz gitmiş ve gökte uçan bembeyaz bir kartal görmüş ve çok etkilenmiş. Kartalı günlerce takip etmiş. Kartalın konduğu yeri yurt tutmuş, soyunu oraya getirmiş. O kartal, Polonya armasını süsleyen “Be- yaz Kartal Orzeł Biały”den başkası değil. Leh ise Polonya’nın efsanevi babası ol- muş. Osmanlı dilinde Lehistan yani Leh Ülkesi olarak adlandırdığımızı ve dille- rine Lehçe dediğimizi öğrendiklerinde ister istemez şaşırıyor Polonya halkı zira bu isim onların kadim efsanelerinin baş- 62 İkinci Dünya Savaşı’nın ülkelerine yaptığı yıkım öylesine büyüktü ki ülkede yok olmamış yerleşim yeri sayısı bir elin parmaklarını geçmezdi. rolü olsa da kendilerini Leh diye tanım- lamıyorlar. Onlar için Ahmet, Mehmet gibi bir isim. Leh, Çek ve Rus’un yolları ayrılmış. Leh batıya, Çek güneye, Rus ise doğuya gitmiş ve bugün isimlerinden de anla- şılan ülkeleri kurmuşlar. Slav kardeş- ler yollarını ayırdıkları gibi kaderlerini de, dillerini de, dinlerini de ayırmışlar. Çekler güneyde Katolik, Ruslar doğuda Ortodoks inancını benimserken, Lehler uzunca bir süre atalarının tanrılarını terk etmemişler. Panteist – pagan inançlarını, etraflarını saran Hristiyanların kılıçları- na karşı yıllarca korumaya çalışmışlar. Bugün Avrupa’nın en dindar Katolik ül- kelerinden olan Polonya Hıristiyanlık’a en son geçen Avru- pa devletlerinden biridir. Belki de bu yüzden, pagan dö- nemden kalma bazı ritüeller hala kırsal bölgelerde devam etmekte. Bunlardan benim için en şaşır- tıcı olanı ise Misafir geleneği. Game of Thrones’u okuyan- ların aşina olacaktır, Leh ev sahibi, misa- firlerini karşılarken ev sahibi ekmek ve tuz ikram edermiş. Bu da evine gelen misafirin güvenli- ğini sağlayacağına dair bir teminatmış. Lehler, Hıristiyan inancını benimse- dikten sonra din sa- vaşlarını bir kenara bırakır. Genişlemeye ve güçlenmeye baş- lar. Litvanya tahtı ile Leh tahı birleştiğin- de ise bölgede söz sahibi önemli bir güç haline gelirler. Bu dönemlerde gücünün doruklarındaki Osmanlı ile ilişkiler kuru- lur. Ayrıca, Roxelana nam-ı diğer Hürrem Sultan da Polonya asıllıdır. İmparatorluk çağı hükümdarları arasında Lehlerin en çok sevdiği isim ise hiç şüphesiz III. Jan Sobieski’dir. Osmanlı ordusunu Viyana önlerinde bozguna uğratan bu hüküm- dar hala ülkesinde büyük saygı görür. Varşova’da bulunan Lazienki Park’ta atı- nın üstünde düşman Osmanlı askerini ezip geçerken tasvir edilmiş heykelini görebilirsiniz. Gel gelelim, Osmanlı’nın Viyana Bozgu- nu ile Avrupa’da durdurulması dengeleri