H Hayata
LehistaN
Polonya, Batı Slavları’nın pek çok acıya katlanmış ülkesi. Coğrafi olarak birbirimize
uzak olsak da tarih ve toplumsal yapı olarak aslında birbirimize sandığımızdan çok
daha yakınız.
Emre Göler
[email protected]
E
fsaneler der ki aynı atadan
olma üç kardeş Leh, Çek ve
Rus avcılık yapar, konar gö-
çermiş. Bir gün bu kardeşler-
den Leh, av peşinde koşarak
batan güneşin peşine düşmüş. Az gitmiş,
uz gitmiş ve gökte uçan bembeyaz bir
kartal görmüş ve çok etkilenmiş. Kartalı
günlerce takip etmiş. Kartalın konduğu
yeri yurt tutmuş, soyunu oraya getirmiş.
O kartal, Polonya armasını süsleyen “Be-
yaz Kartal Orzeł Biały”den başkası değil.
Leh ise Polonya’nın efsanevi babası ol-
muş. Osmanlı dilinde Lehistan yani Leh
Ülkesi olarak adlandırdığımızı ve dille-
rine Lehçe dediğimizi öğrendiklerinde
ister istemez şaşırıyor Polonya halkı zira
bu isim onların kadim efsanelerinin baş-
62
İkinci
Dünya
Savaşı’nın
ülkelerine
yaptığı yıkım
öylesine
büyüktü ki
ülkede yok
olmamış
yerleşim yeri
sayısı bir elin
parmaklarını
geçmezdi.
rolü olsa da kendilerini Leh diye tanım-
lamıyorlar. Onlar için Ahmet, Mehmet
gibi bir isim.
Leh, Çek ve Rus’un yolları ayrılmış.
Leh batıya, Çek güneye, Rus ise doğuya
gitmiş ve bugün isimlerinden de anla-
şılan ülkeleri kurmuşlar. Slav kardeş-
ler yollarını ayırdıkları gibi kaderlerini
de, dillerini de, dinlerini de ayırmışlar.
Çekler güneyde Katolik, Ruslar doğuda
Ortodoks inancını benimserken, Lehler
uzunca bir süre atalarının tanrılarını terk
etmemişler. Panteist – pagan inançlarını,
etraflarını saran Hristiyanların kılıçları-
na karşı yıllarca korumaya çalışmışlar.
Bugün Avrupa’nın en dindar Katolik ül-
kelerinden olan Polonya Hıristiyanlık’a
en son geçen Avru-
pa devletlerinden
biridir. Belki de bu
yüzden, pagan dö-
nemden kalma bazı
ritüeller hala kırsal
bölgelerde devam
etmekte. Bunlardan
benim için en şaşır-
tıcı olanı ise Misafir
geleneği. Game of
Thrones’u okuyan-
ların aşina olacaktır,
Leh ev sahibi, misa-
firlerini karşılarken
ev sahibi ekmek ve
tuz ikram edermiş.
Bu da evine gelen
misafirin güvenli-
ğini sağlayacağına
dair bir teminatmış.
Lehler,
Hıristiyan
inancını benimse-
dikten sonra din sa-
vaşlarını bir kenara
bırakır. Genişlemeye
ve güçlenmeye baş-
lar. Litvanya tahtı ile Leh tahı birleştiğin-
de ise bölgede söz sahibi önemli bir güç
haline gelirler. Bu dönemlerde gücünün
doruklarındaki Osmanlı ile ilişkiler kuru-
lur. Ayrıca, Roxelana nam-ı diğer Hürrem
Sultan da Polonya asıllıdır. İmparatorluk
çağı hükümdarları arasında Lehlerin en
çok sevdiği isim ise hiç şüphesiz III. Jan
Sobieski’dir. Osmanlı ordusunu Viyana
önlerinde bozguna uğratan bu hüküm-
dar hala ülkesinde büyük saygı görür.
Varşova’da bulunan Lazienki Park’ta atı-
nın üstünde düşman Osmanlı askerini
ezip geçerken tasvir edilmiş heykelini
görebilirsiniz.
Gel gelelim, Osmanlı’nın Viyana Bozgu-
nu ile Avrupa’da durdurulması dengeleri