Perspective Perspective 34 | Page 51

sancağı altında toplanır . Şah , ülkesini terk eder ve “ İslam Cumhuriyeti ” tarih sahnesine çıkar . 1980 ’ lerin ortalarına kadar 1 Mayıs İşçi Bayramı , Humeyni ’ nin nutukları eşliğinde kutlanır ; dünyanın ezilen halklarına ve kardeş Müslüman coğrafyalara İnkılâb “ ithal edilecektir .” Ancak 8 yıl sürecek ve 1 milyon kadar İranlının ölümüne sebep olacak Irak Savaşı , Humeyni ’ ye bir yandan da istediği imkanı sağlar : İran , İnkılâb ’ ın ikinci safhası olan kültürel devrimini bu yıllarda tamamlar ve tüm dünyanın bildiği o “ karanlık tablo ” doğar .
“ Bizim Atatork ’ umuz ” dedikleri Humeyni , bugün kendisinden nefret eden İranlılar için bile kimliklerinin ayrılmaz bir parçası . Zaten 642 ’ deki Arap egemenliğinden itibaren her türlü istilaya , darbeye , savaşa direnmiş İran ’ ı ayakta tutan şey de bu kimlik . Bugün hemen hemen her İranlı ; Firdevsî ’ nin Şehnâme ’ sinden alınan bir ada sahiptir , Hâfız ’ ın ve Sâdî ’ nin pek çok gazelini ezbere bilir . Kiyarüstemî , Sadık Hidâyet ve Füruğ ile yatıp kalkar . Tarihe meraklıdır . Tarihle yaşar : Her köşebaşına , her sokağa bir şehit isminin verildiği şehirler , yabancılara çok kasvetli gelebilir ; ama İranlılar için bu durum artık olağan . Nitekim Persepolis ’ te acı bir şekilde ifade edildiği gibi , “ Ailelerine geride kalan tek şey bu . Sokak isimleri . Artık Tahran ’ da yürümek bir mezarlıkta gezinmeye benziyor .”
Yine de dünyanın İran deneyiminden çıkaracağı çok ders var .
nen bu topluluk , hem devlet tarafından hem de kendilerince “ Türk ” olarak adlandırılmakta . Bir büfeden “ Ye ’ âb !” istediğiniz zaman , içerdekilerin “ Su isteyir .” dediğini duyunca şaşırmamak gerek . Veya bir İranlı size nereli olduğunuzu sorduğunda , “ Torkem .” deyince gelen “ Kodum Tork ? Torkîye İstanbulî yâ Torkî-ye Azerbaycânî ?” ( Hangi Türk ? İstanbul Türk ’ ü mü yoksa Azerbaycan Türk ’ ü mü ?) sorusuna cevap vermek için hazır olmak gerek . Fars veya Türk ; MHP ’ sinden HDP ’ sine siyasal partilerimize kadar bizi tanıyan , hâlâ sokaklarında bangır bangır İbrahim Tatlıses , Emel Sayın ya da “ Ajda ” dinleyen , “ Kıvanç ” ı birkaç dakika bile olsa izleyebilmek için uydudan Türk kanallarına bağlanan bu halk daha fazla ilgi hak etmekte .
Bugün , binlerce yıllık tarihlerine rağmen İranlılar hâlâ genç bir millet . Nazik , konuksever ; geleceğe -her şeye
karşın- umutla bakan , kendi ayakları üzerinde cesurca duran . Sarsıcı bir devrimden yıllar sonra dünyaya yeniden entegre olmaya çabalayan ; fakat bu yıllarda oluşmuş önyargılar karşısında bocalayan . Yine de dünyanın İran deneyiminden çıkaracağı çok ders var . Buna , 65 yıl önce Birleşmiş Milletler Genel Merkezi ’ nin girişine yazılan , büyük şair Sâdî ’ nin şu mısralarından başlamak iyi bir fikir olabilir :
“ Benî Âdem âzâ-yı yek dîgerend / Ki der âferîneş zi yek gevherend ” ( Ademoğulları birbirlerinin uzuvlarıdır ki tek bir evherden yaratılmışlardır .) P
KAYNAK
Abrahamian , Ervand , Humeynizm , İslam Cumhuriyeti Üzerine Denemeler , Metis Yayınları , 2002 , İstanbul .
Dabashi , Hamid , İran : Ketlenmiş Halk , Metis Yayınları , 2008 , İstanbul .
Ensarî , Hamid , Zendegînâme-yi İmam Humeynî ( s .), ez Tevellod tâ Rehlet , Moessese-yi Tenzîm ve Neşr-i Âsâr-ı İmam Humeynî , 1392 , Tehran .
Hâfız-ı Şirâzî , Divân-ı Hâfız : ez Noshe-yi Doktor Kasım Genî , Şaqayeq , 1374 , Tehran .
Satrapi , Marjane , Persepolis , Minima Yayıncılık , 2007 , İstanbul .
Shahrjerdi , Reza , Motto on the entrance of the United Nations building , https :// blogs . warwick . ac . uk / rezas / entry / motto _ on _ the [ 11.03.2017 tarihinde görüntülendi ]
47
Bu kocaman “ mezarlık ”, bugün maalesef Türkiye ’ nin dikkatinden çok uzakta . Uzak asırlarda yaşanmış olayların hatıraları hâlâ dış ilişkileri olduğu kadar , Türklerin bireysel bakışını da etkilemekte . Halbuki İran için durum tam tersi : Türkiye , bir nevî bu coğrafyanın “ American dream ” i . İstanbul ’ u görmek her İranlının hayalini süslemekte . Türkiye ’ den ithal edilen gıda , giyim , mobilya ürünleri sürekli rağbet görmekte . Fakat işin daha ilginç bir boyutu var .
Tahran ’ da gezintiye çıkıldığında “ dil bilmeme ” korkusu yaşamak , Türkiye ’ den giden turistler için oldukça lüzumsuz . Çünkü şehrin yarıya yakını Türkçe konuşmakta , çünkü anadilleri Türkçe ! İran ’ da “ Fars ” kökenlilerden sonra en çok , tahminen 30 milyon , “ Türk ” yaşamakta . Bu satırlar okuyucuya hamasî gelmemeli . Çünkü Türkiye ’ de “ İran Azerîleri ” diye bili-
Şiire tutkun İranlılar için kimlikleri her şeyden önde gelir . Millî destanları Şehnâme ’ yi kaleme alan Firdevsî ’ nin resmi bir çocuk parkının duvarında .