Perspective Perspective 34 | Page 55

var onun , yanında denemek istediğim bir sürü teknik var .
P : Kendinize fotoğrafçılık alanında önümüzdeki 5-10 yıl içinde katmak istediğiniz ne gibi şeyler var ?
M . T : Yani bu işleri daha çok dünyaya taşımak , sadece bu ülkeye sıkışıp kalmamak ama bu ülkede de fotoğrafçılık alanında eğitimler vererek çok iyi fotoğrafçılar çıkartmak istiyorum .
P : Verdiğiniz bu eğitimleri sürdürmek istiyor musunuz ?
M . T : Tabi zaten sonunda Müjdat Gezen gibi olacağım . Mesela bir genç fotoğrafçı arkadaşım var , Pelin Kacar . Onun küratörlüğünü yapıyorum , sergisini açacağım . Ondan sonra Can diye bir arkadaşım var , onun da sergisini açacağım . Böyle seyler de yapmaya başladık . Geçen Ankara fotoğraf günlerine gittim . Sahnedeydik ve sergi yapılan sanatçılara plaket veriliyordu , mikrofonu uzattılar ne diyorsun Mehmetcim dediler , ben de dedim ki 10 sene önce de bu sahnenin en sağındaydım hala da en sağındayım benim ortalara kaymam gerekmiyor muydu dedim . Biraz artık gençlere de yer tanımamız gerekiyor . Hep aynı adamlar , en genç ben , en sondayım . 25 yaşında da ordaydım , 30 yaşında da 40 yaşında oldum hala daha ordayım . 39 yaşındayım bu arada .
P : İnternet üzerinde size yapılan geri dönüşleri yorumları okuyor musunuz ? Mesela Ekşisözlüktekileri ?
M . T : Okuyorum ama ekşidekileri okumayı 3 sene önce bıraktım . Niye bıraktım söyleyeyim mi ? Çünkü Ekşisözlük ‘ te benim hakkımda bir sürü şey yazıyorlardı iyi ve kötü olarak . Sonra bir gün Ekşisözlük ‘ te arka planda bir markanın reklam yüzü oldum , kendimi görünce ekşi sözlüğe inancım kalmadı . Yani yaz yaz yaz sonra arka plana beni koy .
P : Fotoğrafı pek çok yeni alana harmanladınız ; derginiz vardı , televizyon programı yaptınız , youtube kanalı ve bu işlerde de gayet başarılı oldunuz . Burdaki sır sizce ne ? Mehmet Turgut adından kaynaklı bir başarı mı ?
M . T : Yoo onunla ilgisi yok . Ben fotoğrafı alet ettim bu işlere ve CNN Türk ’ te 60 bölümlük 3 sezon program çektim . Ondan sonra 9 sene 46 adında
Bir arkadaşım , “ Bir Türk erkeğinin dört katı kadar yedik içtik , dört katı kadar eğlendik ve dört katı kadar çalıştık . Acaba biraz yavaşlasak mı ?” demişti , çok haklıydı bence .
bir dergi çıkarttım , kitap çıkarttım , hala daha fotoğrafçılık dersleri veriyorum . Sadece fotoğraf çekmekle kalmadım . Zaten bana sadece fotoğraf çekmek sıkıcı geliyor . Böylesi daha eğlenceli değil mi ? Bir sürü şey yapmak ama işin içinde hep fotoğraf olması . Yani gidip oyunculuk yapmadım , ne bileyim işte dizilerde oynamıyorum , filmlerde oynamıyorum veya film çekmiyorum . Sadece içinde fotoğraf olan şeyleri yapıyorum
P : Gelecekte film yönetmeyi düşünüyor musunuz ?
M . T : Olabilir . İyi bir prodüksiyon ekibi , yapım şirketi , iyi bir senaryo , iyi bir şey olursa niye olmasın .
P : Favori bir serginiz var mı ?
MT : Hayır , yok . Sergi açılana kadar süper kahraman gibi hisssediyorum , sergi bittikten sonra bir hiç ( gülüyor ).
P : Serginize gelen kesim hakkında ne düşünüyorsunuz ?
MT : Memnunum . Fakat bir dönem çok fazla tatlı genç kız gelmeye başlamıştı , 4 sene önce Underwater Suicides ‘ ı yapmıştım ve imza gününde ağlayan kızlar
vardı . Bu durum beni biraz endişelendirdi açıkçası sonuçta ben insanların çığlık atıp “ Mehmet !!” diye bağıracakları bir iş yapmıyorum günün sonunda . Bunun üzerine CNN Türk projesi olunca biraz daha kendimi anlatabilme fırsatı buldum ve yaş ortalaması yükseldi . Çünkü iş artık bir pop starlığa doğru kayıyordu , neyse ki geçti .
P : Felsefesinden çok fazla etkilendiğiniz biri var mı ?
MT : Birçok kişi var . Aydın Boysan var mesela . Diyor ya “ ne pahasına olursa olsun , ne olursa olsun sadece yaşamak !” Acayip feyz aldığım 96 yaşında bir arkadaşımdır kendisi .
P : Peki , son olarak şu an olduğunuz yerden , yaptığınız işlerden ve hayatınızdan memnun musunuz ?
M . T : Hayatımdan çok memnunum . Çok yetenekli arkadaşlarım var . Opera sanatçıları var aramızda ondan sonra rock starlar var , oyuncu arkadaşlarım var ve hepsi birbirinden yetenekli hepsi birbirinden güzel adamlar ve kadınlar . O yönden çok şanslıyım ben . Hep sağlam adamlar var yani etrafımda . Onun dışında özel hayatımda acayip şeyler yapan bir adam değilim . Yani sabah kalkarım civarda köpeğimi gezdiririm , bir kahve içerim , ondan sonra ofisime giderim işime bakarım . Akşamları da çıkıp iki kadeh bir şey içerim , çok içersem gece devam ederim içmezsem evime dönerim . Evde kitap okurum , 20 yıldır televizyonum yok . arada bir playstation oynarım . Minimal yaşarım . P
Mehmet Turgut ’ un EN ’ leri :
En sevdiği şehir :
İstanbul
En sevdiği içki :
Rakı ve Viski
En sevdiği yemek :
Lazanya
En sevdiği albüm :
Skidrow-Slave To the Grind
En beğendiği fotoğraf sanatçısı :
Jan Saudek
51