var onun, yanında denemek istediğim bir sürü teknik var.
P: Kendinize fotoğrafçılık alanında önümüzdeki 5-10 yıl içinde katmak istediğiniz ne gibi şeyler var?
M. T: Yani bu işleri daha çok dünyaya taşımak, sadece bu ülkeye sıkışıp kalmamak ama bu ülkede de fotoğrafçılık alanında eğitimler vererek çok iyi fotoğrafçılar çıkartmak istiyorum.
P: Verdiğiniz bu eğitimleri sürdürmek istiyor musunuz?
M. T: Tabi zaten sonunda Müjdat Gezen gibi olacağım. Mesela bir genç fotoğrafçı arkadaşım var, Pelin Kacar. Onun küratörlüğünü yapıyorum, sergisini açacağım. Ondan sonra Can diye bir arkadaşım var, onun da sergisini açacağım. Böyle seyler de yapmaya başladık. Geçen Ankara fotoğraf günlerine gittim. Sahnedeydik ve sergi yapılan sanatçılara plaket veriliyordu, mikrofonu uzattılar ne diyorsun Mehmetcim dediler, ben de dedim ki 10 sene önce de bu sahnenin en sağındaydım hala da en sağındayım benim ortalara kaymam gerekmiyor muydu dedim. Biraz artık gençlere de yer tanımamız gerekiyor. Hep aynı adamlar, en genç ben, en sondayım. 25 yaşında da ordaydım, 30 yaşında da 40 yaşında oldum hala daha ordayım. 39 yaşındayım bu arada.
P: İnternet üzerinde size yapılan geri dönüşleri yorumları okuyor musunuz? Mesela Ekşisözlüktekileri?
M. T: Okuyorum ama ekşidekileri okumayı 3 sene önce bıraktım. Niye bıraktım söyleyeyim mi? Çünkü Ekşisözlük‘ te benim hakkımda bir sürü şey yazıyorlardı iyi ve kötü olarak. Sonra bir gün Ekşisözlük‘ te arka planda bir markanın reklam yüzü oldum, kendimi görünce ekşi sözlüğe inancım kalmadı. Yani yaz yaz yaz sonra arka plana beni koy.
P: Fotoğrafı pek çok yeni alana harmanladınız; derginiz vardı, televizyon programı yaptınız, youtube kanalı ve bu işlerde de gayet başarılı oldunuz. Burdaki sır sizce ne? Mehmet Turgut adından kaynaklı bir başarı mı?
M. T: Yoo onunla ilgisi yok. Ben fotoğrafı alet ettim bu işlere ve CNN Türk’ te 60 bölümlük 3 sezon program çektim. Ondan sonra 9 sene 46 adında
|
Bir arkadaşım,“ Bir Türk erkeğinin dört katı kadar yedik içtik, dört katı kadar eğlendik ve dört katı kadar çalıştık. Acaba biraz yavaşlasak mı?” demişti, çok haklıydı bence.
bir dergi çıkarttım, kitap çıkarttım, hala daha fotoğrafçılık dersleri veriyorum. Sadece fotoğraf çekmekle kalmadım. Zaten bana sadece fotoğraf çekmek sıkıcı geliyor. Böylesi daha eğlenceli değil mi? Bir sürü şey yapmak ama işin içinde hep fotoğraf olması. Yani gidip oyunculuk yapmadım, ne bileyim işte dizilerde oynamıyorum, filmlerde oynamıyorum veya film çekmiyorum. Sadece içinde fotoğraf olan şeyleri yapıyorum
P: Gelecekte film yönetmeyi düşünüyor musunuz?
M. T: Olabilir. İyi bir prodüksiyon ekibi, yapım şirketi, iyi bir senaryo, iyi bir şey olursa niye olmasın.
P: Favori bir serginiz var mı?
MT: Hayır, yok. Sergi açılana kadar süper kahraman gibi hisssediyorum, sergi bittikten sonra bir hiç( gülüyor).
P: Serginize gelen kesim hakkında ne düşünüyorsunuz?
MT: Memnunum. Fakat bir dönem çok fazla tatlı genç kız gelmeye başlamıştı, 4 sene önce Underwater Suicides‘ ı yapmıştım ve imza gününde ağlayan kızlar
|
vardı. Bu durum beni biraz endişelendirdi açıkçası sonuçta ben insanların çığlık atıp“ Mehmet!!” diye bağıracakları bir iş yapmıyorum günün sonunda. Bunun üzerine CNN Türk projesi olunca biraz daha kendimi anlatabilme fırsatı buldum ve yaş ortalaması yükseldi. Çünkü iş artık bir pop starlığa doğru kayıyordu, neyse ki geçti.
P: Felsefesinden çok fazla etkilendiğiniz biri var mı?
MT: Birçok kişi var. Aydın Boysan var mesela. Diyor ya“ ne pahasına olursa olsun, ne olursa olsun sadece yaşamak!” Acayip feyz aldığım 96 yaşında bir arkadaşımdır kendisi.
P: Peki, son olarak şu an olduğunuz yerden, yaptığınız işlerden ve hayatınızdan memnun musunuz?
M. T: Hayatımdan çok memnunum. Çok yetenekli arkadaşlarım var. Opera sanatçıları var aramızda ondan sonra rock starlar var, oyuncu arkadaşlarım var ve hepsi birbirinden yetenekli hepsi birbirinden güzel adamlar ve kadınlar. O yönden çok şanslıyım ben. Hep sağlam adamlar var yani etrafımda. Onun dışında özel hayatımda acayip şeyler yapan bir adam değilim. Yani sabah kalkarım civarda köpeğimi gezdiririm, bir kahve içerim, ondan sonra ofisime giderim işime bakarım. Akşamları da çıkıp iki kadeh bir şey içerim, çok içersem gece devam ederim içmezsem evime dönerim. Evde kitap okurum, 20 yıldır televizyonum yok. arada bir playstation oynarım. Minimal yaşarım. P
Mehmet Turgut’ un EN’ leri:
En sevdiği şehir:
İstanbul
En sevdiği içki:
Rakı ve Viski
En sevdiği yemek:
Lazanya
En sevdiği albüm:
Skidrow-Slave To the Grind
En beğendiği fotoğraf sanatçısı:
Jan Saudek
|
51 |