araştırmaya göre de aslında maddi alanda yapılan yatırımın kat kat, beklenmeyecek kadar kat kat karşılığı kadar geri dönüşün olduğu tespit edilmiş. Bizim dahil olmadığımız bağımsız bir araştırmaydı bu. Türkiye içerisinde maddi desteğini farklı kaynaklardan sağlamanın faydası olduğunu düşünüyorum. Bu anlamda da çok girişimimiz var çünkü Salt, Garanti Banka’ sını temsil etmek için kurulmadı. Salt kendi içeriğini üretmek için onu ciddiye alan bir profesyonel ekibin desteğini alarak kurulmuş oldu. Burayı kamuya açık, kamunun kullandığı, kendi sorularını yönelttiği, talepkâr olabildiği bir yer olarak tutmaya çalışıyoruz. Arşivin mekânsal korumasının haricinde şu anda Salt Araştırma’ nın çevrim içinde 1 milyon 700 bin kadar belgesi var ve bunlar dünyada bir yerlerde duruyorlar. Onların durması, saklanması ve onları işleten sistemin sürekliliği gibi pek çok noktayı ayakta tutmak önceliğimiz.
P: Şu an için Galata, Beyoğlu ve Ulus’ ta faaliyet gösteriyorsunuz, Türkiye geneline yayılma gibi bir projeniz var mı?
M. Ö: Dünya böyle bir kasıp kavuran dönemden geçti ve hala tamamlamadı sanırım, hep böyle bir büyüme ve yutma eğilimi. En başından beri böyle bir tavır sergilemedik. İki tane hassasiyet bana çok önemli geliyor. Bir tanesi, yutucu olmamak diğeri de böyle şubeleşmemek. Ama belki ilerde daha yavaş yapma fırsatımız olabilir o da şöyle: bir tane konuyu tartışmanın doğru yeri Eskişehir ise orada tartışmak. Mesela şu an Ankara’ da“ Tek Ve
|
Çok” sergisiyle bunu yaptık. Bizim için çok keyifli bir örnek oldu çünkü orada birilerinin daha doğru şekilde tartışabilmesine aracı olmak, kapılarda Salt yazması veya oralara birilerinin gelip gitmesinden daha değerli. Belki bu modeli benimseyerek, zaman zaman farklı şehirlerde anlık orada olmayı düşünüyoruz. Asla da şube açmayı düşünmüyoruz. Hiçbir zaman bir marka olmadık, logomuz dahi yok. Bunu değiştirecek, kendi becerisini yanlış yerde harcayıp sömürecek başka bir şey de yapmak istemeyiz.
Arşivin mekânsal korumasının haricinde şu anda Salt Araştırma’ nın çevrim içinde 1 milyon 700 bin kadar belgesi var ve bunlar dünyada bir yerlerde duruyorlar.
|
P: Salt’ ın araştırmayı destekleyen çalışmalarından bize biraz bahsedebilir misiniz?
M. Ö: Biz tam fon yaratan bir kurum değiliz. Biz bu müthiş içeriği nasıl geliştirip nasıl çoğaltabiliriz, arşiv üzerinde düşünürsek, nasıl yorumlayıp tekrar nasıl kamuyla buluşturabiliriz bunu araştıran bir kurumuz ancak temeli de her zaman araştırmaya dayalı olduğu için bir açık olabileceğini düşündüğümüz bir küçük yeri kendimize hedef olarak belirledik. Bize fayda sağlayacak aralıkların araştırmalarını öncelikli olarak değerlendiriyoruz. Başvuranlar genelde üniversiteyle, akademiyle bağlantılı insanlar ama bu bağımsız araştırmayı da desteklemek niyetiyle hazırlanmış bir fon. Yani sizin bir fikriniz, önünüzde bir rotanız ve eriştiğiniz belli kaynaklarınız varsa belli bir zaman evinizde oturup çalışmak için de kullanabileceğiniz bir destek. Başvurular için böyle düşünmek lazım çünkü çoğu zaman önümüze gelen başvuruların daha da çoğuna aslında destek olmak isteyeceğimizi fark diyoruz, kaynaklarına bir katkımız olabileceğini düşünüyorsak ya da bizim faydalanacağımız bir şey olduğunu düşünüyorsak mutlaka görüşüyoruz. Aynı zamanda da özellikle seçilmiş olanlar için Sibel Bozdoğan ve Hande Bozdoğan sayesinde 8 tane fon veriliyor. Bu 8 kişiyle de biz hakikaten içeriği inceleyecek gibi tanışıyoruz ve yine kamuya açık programla onların araştırmalarını paylaşıyoruz. İyi bir öğrenme vesilesi aslında bizim için. P
|
35 |