Perspective Perspective 28 | Page 66

ŞARAP KOKAN BIR RÖPORTAJ
Hayata

ŞARAP KOKAN BIR RÖPORTAJ

Bir cuma sabahını bize ayırmış olan Burçak Desombre ile şarap , kültür ve hayatın onu yavaş yavaş götürdüğü bu başarılı yol hakkında keyifli bir röportaj yaptık .
Asena MODANLI amodanli @ gsuik . co
Fotoğraflar : Zeynep Hazal YILDIZ
64
Perspective : Eğitiminiz süresince aklınızda şarapla ilgili bir şeyler yapmak hep var mıydı ? Lisans eğitiminizi Fransa ’ da yapmış olmanızın buna bir etkisi oldu mu ?
Burçak Desombre : Ben lise hayatım boyunca son derece zayıf , yemeklerle pek arası olmayan biriydim . Şarap ise , babam tarafından , dışarıdan özenmeyeyim diye ailecek içildiğinde önüme konulurdu . Ama bunun bir meslek olabileceği aklımın ucundan geçmiyordu . Ben mimar olmak istiyordum . Çocukluğum boyunca çizim yaptım ve lisede alan seçme vakti geldiğinde çizim dersleri almaya başlamam gerekiyordu çünkü o döneme kadar profesyonel bir yönlendirme olmamıştı . Babam buna çok karşı çıktı . 1978 doğumlu abim de o zaman Yeditepe Üniversitesi ’ nde Güzel Sanatlar okuyordu ve babam hep onu örnek göstererek ulaşım konusunda ne kadar çok zorluk çektiğinden bahsediyordu ve öylece önümü kesti . Ondan sonra ben de madem mimar olamıyorum , reklamcı olayım dedim . Dolayısıyla sözel bölümü seçmem gerekiyordu ve lisenin ilk yılı boyunca fen derslerimi hep düşük tutmaya çalıştım . Çünkü babam doktor olmamı istiyordu . Ortalamayı tutturamamak için elimden gelen her şeyi yaptım . Hatta daha sonra Galatasaray Üniversitesi ’ nin İç Sınav ’ ına da girdim ama çoktan Fransa ’ ya gitmeyi kafama koymuştum . Ona da hayır diyorlardı ama ben kararımı vermiştim . Üniversite sınavına çalışmayı bıraktım . Marmara Üniversitesi ’ ni kazandım , babam kalmamı istiyordu , ben Nice Sophia-Antipolis ’ te Art Communication
Langage ; ana dal Relations Sociales ,
alt dal Images okudum . Ama hep bunu
Amacımız bağ , bahçe gezmek değildi ama gidince geziliyor o bölgeler de .
söylüyorum şarabın bir meslek olabileceğini
bilseydim , Fransa ’ da onu okurdum . Nice ’ te okurken de lisans yılımda stajımda çalıştığım Events Agency ’ de bir müşterim vardı , büyük bir şarap üreticisiydi . Sonra bir ara Amerikalı bir arkadaşımla Napa Vadisi ’ ni gezdim ama hala ciddi bir düşüncem yoktu . Daha sonra şu anki eşim , o zamanlar erkek arkadaşım ile İtalya ’ da Chianti , Toskana bölgesine gitmiştik . Amacımız bağ , bahçe gezmek değildi ama gidince geziliyor o bölgeler de . Tabii ki Fransa ’ da 5 €’ luk şarapları alırken , bir anda kendimizi İtalya ’ da bulduk . Fiyatlara göre harika şaraplar vardı . Ucuz Fransız şarabına göre uygun fiyata daha kaliteli şarap içebiliyorduk . Hatta ilk günün sonunda yanımızda getirdiğimiz Fransız şaraplarını döktük ve İtalyan şaraplarıyla devam ettik .
P : Lisans diplomanızı aldıktan sonraki süreç sizi Türkiye ’ de şarap denilince akla gelen sayılı isimlerden biri haline getirecek şekilde nasıl ilerledi ?
B . D : Mezun olup Türkiye ’ ye dönerken de hala reklam ajansında çalışmak istiyordum . O sırada da Etiler Paul Pastanesi ’ nin sahipleri uzaktan tanıdığımızdı , güvenilir , Fransız damak tadını bilen , gezmeyi seven bir ürün müdürü ve o şubenin işletmesini yürütecek birini arıyorlardı . Onlarla öylece çalışmaya başladım ve şarap üzerine ilk kitabımı o zaman aldım : Le Vin Pour Les Nuls . CV ’ mi alıp Fransız Konsolosluğu ’ na gittim ve Ticaret Odası ’ nda bir görüşme yaptık . Bir hafta sonra aradılar ve marka müdürü asistanı pozisyonunda işe başlamamı istediklerini belirttiler :