Perspective Perspective 28 | Page 65

pis cezası mı? olması ge- rekli? İtalya’da her yıl pat- layan, artık rutin haline gelmiş şike soruşturmala- rının hiç birinde bir şahı- şa hapis cezası verilmedi. Ama herkesi hapise atma hakkını kendinde gören bir kültürden geliyoruz ve bu konu üzerinde en az sorgulanan ama en önem- li konu bu. Spora siyaset katılmama- sını isteyeni tezahürata para ve saha kapatma cezası verebilen, her şe- hirinde bir siyasetçi adı taşıyan stadı ya da spor salonu bulunan bir ülkeyi yöne- ten bir hükümetin ve onun başkanının her gittiği şehirde, o şehrin spor kulü- bünün atkısı ile dolaşması, miting oto- büsüne Trabzon Spor başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu’nu alıp şehir turu yapma- sı ne kadar doğru? Aklımızda cevapsız ve muhtemelen hiç bir zaman cevap alama- yacaımız o kadar çok sorumuz var ki... Ama şu bir gerçek ki ister Fenerbahçeli, ister Galatasaraylı, hangi takımlı olursak olalım bu soruları durmadan, yorulma- dan sormaya devam etmeliyiz. Saha dışında durum bu iken, saha için- de de durumumuz pek parlak değildi. Özellikle Milli Takımlar bazında. Fut- bolda önce Abdullah Avcı, ardında da Fatih Terim dönemlerinin yaşandığı bir Dünya Kupası Eleme Grubu serüvenini gene hüsranla kapattık. Özellikle Abdul- lah Avcı döneminde kaybedilen puanlar hem Avcı’nın hem de Milli Takım’ın so- nunu hazırladı ve Romanya’nın ardından üçüncü olarak play-off dahi oynayama- dan Brezilya’daki şampiyonayı televiz- yondan izleme hakkı kazandık. Basket- bolda da durumumuz çok farklı değildi. 2013 Avrupa Şampiyonası’na yarı final hedefi ile gidip gruptan dahi çıkamadan Litvanya’dan Türkiye’ye dönmek zorun- da kaldı 12 Dev Adam. Bu başarısızlıkları teknik ve taktik nedenlere bağlayabiliriz. Ama bu başarısızlıkların en büyük nede- ni kendimizi her zaman en büyük olarak görmemizdi. En iyi takım bizde, en iyi oyuncu bizde derken spor kültürü bizden üç, dört gömlek üstün ülkeleri yok sayıyor ama maça çıkınca gerçeği en kötü tarafın- famızı, düşünce yapımızı değiştirmeden tesadüfi başarıların üzerine çıka- bileceğimizi düşünen var mı? dan öğrenmek zorunda kalıyoruz. Daha Romanya’yı yenemezken, Hollanda’ya kafa tutabileceğimizi düşünüyoruz. Ka- Spora siyaset katılmamasını isteyeni tezahürata para ve saha kapatma cezası verebilen, her şehirinde bir siyasetçi adı taşıyan stadı ya da spor salonu bulunan bir ülkeyi yöneten bir hükümetin ve onun başkanının her gittiği şehirde, o şehrin spor kulübünün atkısı ile dolaşması, miting otobüsüne Trabzonspor başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu’nu alıp şehir turu yapması ne kadar doğru? Bu kadar kötü olaylardan, başarısızlıklardan bahset- tim ama bunun yanında birkaç güzellik de yaşandı Türk sporunda. Mesela Vakıfbank Volaybol Kadın Takımı bu yazı yazılırken tam 72 maç üst üste kaza- narak kırılması güç olan rekorunu daha da geliştir- yordu. Bilgisayar oyunla- rında 72 maç kazanamazken gerçek ha- yatta bunu gerçekleştirmek çok büyük bir başarı. Durmaya niyeti de yokmuş gibi gözüküyor Vakıfbank’ın. Basketbol- da dünyada yaşayan en iyi 3 koç arasında gösterilen Zejlko Obradoviç Fenerbahçe Ülker’in başına geçti ve Türkiye’de bas- ketbola bakışı bir nebze de olsa değiştir- meyi başardı. Daha çok şeyi değiştimek istiyorsak Obradoviç gibi bir, iki değerli spor adamına daha ihtiyacı var ülkemizin. Galatasaray’ın Real Madrid maçlarında- ki mücadelesi, azmi taraflı tarafsız bütün futbol seyircilerinden takdir toplamayı başardı. Fenerbahçe UEFA Avrupa Ligin- de yarı finale ulaştı, Benfica’yı salladı ama yıkamadı. Bazı başarılarımızda varmış as- lında geri bıraktığımız yılda. Spor aslında bir oyun ama bunu çoğu zaman unutuyoruz ve asıl güzellikleri- ni göremiyoruz. Bir eğlenceyi siyasetle, para ile, küçük oyunlarla kirletiyoruz. Real Madrid Teknik Direktörü Carlo Ancelotti’nin sözü aslında sporun ha- yatımızda nerede durması gerektiğini çok güzel özetliyor:”Spor, özellikle fut- bol, bu dünyadaki önemsiz şeylerin en önemlisidir.” P Kaynakça www.ntvspor.net www.bbc.com.tr www.lequipe.com www.vikipedia.com.tr 63