Perspective Perspective 28 | Page 63

da burun akıntısına çevirmeye başla- mıştır. Eyvah komedyenimiz hasta ha- liyle annesinin yanına nasıl gidecektir! Karanlıkta otopark fişini bulmaya çalı- şırken annesinin ona ne kadar ihtiyacı olduğu gelir aklına. Onun da annesi- ne… Evet üne kavuşmuştur. Fakat bu hiç de kolay olmamıştır. Bazen kirasını geciktirdiği için evden atıldığı bile ol- muştur. Gülmek ve güldürmek eskiden çok kolaydır fakat artık mesleği haline geldiğinden, bunlardan artık eski zevki alabiliyor mudur, artık emin değildir. … Evet. Mutlu olmak yada komik olmak, hele bir de işi haline gelmişse insanın, gerçekten zordur. Bizler için komiklik anlıktır ve çok basittir. Fakat bir komed- yen komik olmadan önce şakasının tu- tup tutmayacağını enine boyuna düşü- nür. Gündemi takip etmek ve bu sırada da kendisini tekrar etmemek zorunda- dır. Üzgün hayal edilemez bir komed- yen mesela. Çoğumuz hiçbir komedyeni ağlarken gözünde canlandıramaz. Ya- kıştıramayız çünkü. Şimdi düşününce ne kadar acıdır ki çoğu zaman komedyenlerin de aslında ciddi, üzgün yada sinirli olabilecekle- rini düşünemeyiz yada yaşadıkları güçlüklerin onları ne kadar yormuş olabileceğini... Oliver Hardy’den baş- larsak kendisi Norvell Hardy adıyla 5 kardeşin en küçüğü olarak 1892’ de Harlem’de doğdu. Babasını doğumundan 1 yıl sonra kaybettikle- ri için hiç tanıyamadı- ğından sonradan ismi- ni babasının ismi olan Oliver’la değiştirdi. Zor bir çocukluk geçirmişti. Babasını hiç tanıyama- manın verdiği üzüntüye bir de gözlerinin önün- de abisinin nehre düşüp ne kadar kurtarmak için çabalasa da ölümüne engel olamaması, eko- nomik zorluklar ve okulun en küçüğü olarak gönderildiği askeri okuldaki sıkı eğitim de eklenince neden zor bir çocukluk geçirdiğini an- lamışsınızdır. Doğru kadını bulabilmek için de iki kez boşanmıştır ve 1913’e gelindiğinde, yani şu anda arkasında bı- raktığı üne kavuşmadan önce, geceleri Jacksonville’de kabare ve vodvil şarkı- cısı olarak çalışırken gündüzleri de bir manifaturacıda çalışmıştır. Ancak 1918 den sonra kariyerinin doruk noktasına ulaşabilmiştir. Sahneye çıktıklarında bütün bu hayat yorgunluklarından sıyrılıp belki gerçekte de olmak istedikleri insana bürünüverirler. Sıra Jerry Lewis’e geldiğinde ise kendi- sinin on beş aşında liseyi bıraktığını ve hayalini kurduğu komedyenlik kariyeri- ne ulaşmak için önceleri kayıt ajansla- rında sesini kaydetti