çalıştınız. Böylesine iyi bir ekibi toplamanın mutlaka zorlukları olmuştur. Albümün ve bu ekibin oluşma hikayesini anlatabilir misiniz?
A: Şimdi şöyle bir durum var. Bu büyük isimlerin egosu o kadar düşük ki, çünkü herkes zaten kendini kanıtlamış. Çalıştığım insanlar ne kadar büyükse isimlerse de bir o kadar rahat, o kadar mütevazı ve o kadar tatlıydı. Aşkın Tuna mesela benim Seyhan Müzik’ e imza atmamın sebebidir. Herkes bu albüme kararsız bakarken, Aşkın ağabey eline telefon alıp Bülent Seyhan’ ı bizzat arayıp‘ Bak bu kızı gerçekten alman lazım, çok iyi bir sesi var, çok farklı kişiliği var‘ demişti. Aslında albümün yapım aşamasında hiç zorlanmadım, tek zorlandığım konu İngilizce olduğu için Türkçeye çevirimlerdi. İngilizcede genelde sözler kısa kısa. Türkçe’ ye çevirirken hem aynı anlamı taşıyıp hem de aynı uzunlukta hece bulmak ve telaffuz kısımları gerçekten çok zordu. Aslında İngilizce albüm daha çabuk bitti. Asıl hikaye, Türkçe albüm sadece burada çıkacaktı, İngilizce albüm yurtdışında çıkacaktı. Bülent Bey çift albüm olsun istedi.
P: Türkiye’ de genelde İngilizce albümlere çok iyi reaksiyon verdiğimiz söylenemez, örnek Tarkan’ ın İngilizce albümünü verebiliriz. Bundan dolayı Avrupa’ da değil de Türkiye’ den albüm çıkararak başlamanızın risk olduğunu yazan yorumlar vardı. Siz bunu nasıl yorumluyorsunuz?
A: Ben açıkçası bu albümü yaparken bunu düşünmedim. Böyle yaparsam tutar, şöyle yaparsam tutar diye. Benim bu çocukluk hayalimdi ve onu gerçekleştirdim. Ama şöyle bir şey de oldu, ben bugüne kadar – bana öyle söylendi- Türkiye’ de yapılmamış bir şeyi yapmışım. Onun için bana göre daha kolay bir adım attım müzik sektörüne.
|
Ben açıkçası bu
albümü yaparken bunu
düşünmedim. Böyle
yaparsam tutar, şöyle
yaparsam tutar diye.
Benim bu çocukluk
hayalimdi ve onu
gerçekleştirdim.
P: Sizin albümünüz bir ilk sayılabilir, Tarkan’ ın albümünü bir kenara koyarsak.
A: Evet, çünkü onun daha oriental bir sound’ u vardı, daha bir Türk etkileriyle harmanlanmış bir olaydı. Ama benimki tamamen Avrupai bir sound, aslında İngilizce bir albümün Türkçeye çevrilmesi gibi. Melodik olarak da, mesela senfoni orkestrasıyla çalıştım, o da benden önce
yapılmamış bir şeydi. Benden sonra Funda Arar da çalıştı. Emre Aydın da çalıştı sanıyorum, ama o da Avrupai düşünen bir kafa, ama o da kardeşim olduğu için. Çok kötü espriydi.
P: İlk albümünüzde hem İngilizce hem Türkçe versiyon şeklinde çıkardınız. Daha sonraki albümlerde de bu şekilde mi çalışmayı düşünüyorsunuz yoksa İngilizce şarkılarla veya Türkçe şarkılarla devam etme gibi bir karar var mı?
A: İkinci albüm nasıl olacak bilmiyorum ama bu sefer çok farklı bir şey
|
yapacağım, yine daha önce Türkiye’ de yapılmamış bir şey. Writing-Camp yapıyorum, benim çok sevdiğim ve çok beğendiğim kişileri toplayıp, yurtdışındaki ekibim geliyor ve biz beraber gitarı alıp, stüdyoyu alıp beraber yazacağız, yine çok farklı bir albüm olacak. Writing-Camp dediğimiz şeyde melodi olarak söz olarak bir arada ortaklaşa oluşturuyorsun. Dünya çapında sanatçılar, Beyonce gibi Rihanna gibi, genelde böyle çalışıyor. Onun için Rihanna’ nın, Mariah Carey’ in albümlerinden bir şarkıda altı yedi kişinin ismi yazar. Çünkü orada bir araya geliyorlar, sen nakaratı yazıyorsun, öbürü diğer bölümleri vs. En iyiye ulaşana kadar çalışıyorsun. Sadece tek bir kişi bir şarkıyı yazmıyor. İlk albümdeki matematiksel hatalar da bu albümde olmayacak, çünkü biz İngilizce bir şarkıyı zorla Türkçe bir kalıba sokmak istedik, ama bazı şarkılar bunu kabul etmiyor. Bu sefer kabul ederse yapılır, etmezse yapılmaz şeklinde olacak.
P: İlk albümünüz’ 12 Çeşit La La’ hem İngilizce hem de Türkçe versiyonla iki cd olarak çıkmış bir çalışmaydı. Bu fikir neden ve nasıl ortaya çıktı çünkü fazla gördüğümüz bir durum değil, ikincisi dinleyicilerden nasıl tepkiler aldınız?
A: Fikir Bülent Seyhan’ a aitti. Bir kısım dinleyici İngilizce albümü, bir kısmıysa Türkçe albümü beğeniyor. Sadece tek bir ortak noktaları var, benim dinleyici kitlemin çok genç bir kitle olması.
P: Türkiye’ de popüler müzik 90larda pop furyasından sonra yavaş yavaş elektronik altyapılara kaymaya başladı ve son dönemde oldukça kullanılır hale geldi ve benimsendi. Sizce Türkçe müzik nasıl bir yola giriyor ve siz kendinize ileride nerede görüyorsunuz?
A: Bana göre Türk müziği iyi bir yol aldı. İnternet ile beraber özellikle genç-
|
53 |