Perspective Perspective 28 | Page 55

çalıştınız . Böylesine iyi bir ekibi toplamanın mutlaka zorlukları olmuştur . Albümün ve bu ekibin oluşma hikayesini anlatabilir misiniz ?
A : Şimdi şöyle bir durum var . Bu büyük isimlerin egosu o kadar düşük ki , çünkü herkes zaten kendini kanıtlamış . Çalıştığım insanlar ne kadar büyükse isimlerse de bir o kadar rahat , o kadar mütevazı ve o kadar tatlıydı . Aşkın Tuna mesela benim Seyhan Müzik ’ e imza atmamın sebebidir . Herkes bu albüme kararsız bakarken , Aşkın ağabey eline telefon alıp Bülent Seyhan ’ ı bizzat arayıp ‘ Bak bu kızı gerçekten alman lazım , çok iyi bir sesi var , çok farklı kişiliği var ‘ demişti . Aslında albümün yapım aşamasında hiç zorlanmadım , tek zorlandığım konu İngilizce olduğu için Türkçeye çevirimlerdi . İngilizcede genelde sözler kısa kısa . Türkçe ’ ye çevirirken hem aynı anlamı taşıyıp hem de aynı uzunlukta hece bulmak ve telaffuz kısımları gerçekten çok zordu . Aslında İngilizce albüm daha çabuk bitti . Asıl hikaye , Türkçe albüm sadece burada çıkacaktı , İngilizce albüm yurtdışında çıkacaktı . Bülent Bey çift albüm olsun istedi .
P : Türkiye ’ de genelde İngilizce albümlere çok iyi reaksiyon verdiğimiz söylenemez , örnek Tarkan ’ ın İngilizce albümünü verebiliriz . Bundan dolayı Avrupa ’ da değil de Türkiye ’ den albüm çıkararak başlamanızın risk olduğunu yazan yorumlar vardı . Siz bunu nasıl yorumluyorsunuz ?
A : Ben açıkçası bu albümü yaparken bunu düşünmedim . Böyle yaparsam tutar , şöyle yaparsam tutar diye . Benim bu çocukluk hayalimdi ve onu gerçekleştirdim . Ama şöyle bir şey de oldu , ben bugüne kadar – bana öyle söylendi- Türkiye ’ de yapılmamış bir şeyi yapmışım . Onun için bana göre daha kolay bir adım attım müzik sektörüne .
Ben açıkçası bu
albümü yaparken bunu
düşünmedim . Böyle
yaparsam tutar , şöyle
yaparsam tutar diye .
Benim bu çocukluk
hayalimdi ve onu
gerçekleştirdim .
P : Sizin albümünüz bir ilk sayılabilir , Tarkan ’ ın albümünü bir kenara koyarsak .
A : Evet , çünkü onun daha oriental bir sound ’ u vardı , daha bir Türk etkileriyle harmanlanmış bir olaydı . Ama benimki tamamen Avrupai bir sound , aslında İngilizce bir albümün Türkçeye çevrilmesi gibi . Melodik olarak da , mesela senfoni orkestrasıyla çalıştım , o da benden önce
yapılmamış bir şeydi . Benden sonra Funda Arar da çalıştı . Emre Aydın da çalıştı sanıyorum , ama o da Avrupai düşünen bir kafa , ama o da kardeşim olduğu için . Çok kötü espriydi .
P : İlk albümünüzde hem İngilizce hem Türkçe versiyon şeklinde çıkardınız . Daha sonraki albümlerde de bu şekilde mi çalışmayı düşünüyorsunuz yoksa İngilizce şarkılarla veya Türkçe şarkılarla devam etme gibi bir karar var mı ?
A : İkinci albüm nasıl olacak bilmiyorum ama bu sefer çok farklı bir şey
yapacağım , yine daha önce Türkiye ’ de yapılmamış bir şey . Writing-Camp yapıyorum , benim çok sevdiğim ve çok beğendiğim kişileri toplayıp , yurtdışındaki ekibim geliyor ve biz beraber gitarı alıp , stüdyoyu alıp beraber yazacağız , yine çok farklı bir albüm olacak . Writing-Camp dediğimiz şeyde melodi olarak söz olarak bir arada ortaklaşa oluşturuyorsun . Dünya çapında sanatçılar , Beyonce gibi Rihanna gibi , genelde böyle çalışıyor . Onun için Rihanna ’ nın , Mariah Carey ’ in albümlerinden bir şarkıda altı yedi kişinin ismi yazar . Çünkü orada bir araya geliyorlar , sen nakaratı yazıyorsun , öbürü diğer bölümleri vs . En iyiye ulaşana kadar çalışıyorsun . Sadece tek bir kişi bir şarkıyı yazmıyor . İlk albümdeki matematiksel hatalar da bu albümde olmayacak , çünkü biz İngilizce bir şarkıyı zorla Türkçe bir kalıba sokmak istedik , ama bazı şarkılar bunu kabul etmiyor . Bu sefer kabul ederse yapılır , etmezse yapılmaz şeklinde olacak .
P : İlk albümünüz ’ 12 Çeşit La La ’ hem İngilizce hem de Türkçe versiyonla iki cd olarak çıkmış bir çalışmaydı . Bu fikir neden ve nasıl ortaya çıktı çünkü fazla gördüğümüz bir durum değil , ikincisi dinleyicilerden nasıl tepkiler aldınız ?
A : Fikir Bülent Seyhan ’ a aitti . Bir kısım dinleyici İngilizce albümü , bir kısmıysa Türkçe albümü beğeniyor . Sadece tek bir ortak noktaları var , benim dinleyici kitlemin çok genç bir kitle olması .
P : Türkiye ’ de popüler müzik 90larda pop furyasından sonra yavaş yavaş elektronik altyapılara kaymaya başladı ve son dönemde oldukça kullanılır hale geldi ve benimsendi . Sizce Türkçe müzik nasıl bir yola giriyor ve siz kendinize ileride nerede görüyorsunuz ?
A : Bana göre Türk müziği iyi bir yol aldı . İnternet ile beraber özellikle genç-
53