Perspective Perpective Sayi 33 | Page 81

S.C: Evet daha pratik ve gerçeğe dönüş- türülmüş kısmında yani aksiyon alma kısmında olmak beni daha çok heye- canlandırıyor. P: Biz sizi Topgirlstyle olarak tanıdık ama şimdi isim değişikliğine gittiniz, bunun nedeni nedir? S.C: Birincisi, Topgirlstyle adını buldu- ğum zaman yaşım daha küçüktü ve sa- dece moda, kozmetik gibi eğlenceli şey- ler üzerine yazacaktım ama tabii zaman geçtikçe bir insanın kendisine “top” demesi, çok sitil sahibiyim demesi falan komik gelmeye başladı. Ken- dime uygun bul- mu- P: Peki en çok hangi mecrayı kullan- mayı seviyorsunuz sosyal medya ağ- larında? S.C: En çok blogumu seviyorum, son- rasında da Snapchat’i kullanmayı sevi- yorum. P: Instagram’da gördüğümüz kadarıy- la insanlar sanki hep mutlu hep mo- tive edici şeyler paylaşıyorlar, peki ya siz motivasyonunuzu ve enerjinizi nasıl hep böyle yüksek tuta- biliyorsunuz? yallik seviyesi çok yüksek olan bir insan da değilim. Like alma olayı insanlarda hastalık yapıyor. Buna ben de dahilim. Beğenilerim yükseldi mi düştü mü, şu kişinin takipçileri nasıl artmış, şu kişi ne giymiş, bu gibi sorular ne yazık ki günlük hayatımızın çok içinde. İş haya- tı ve sosyal medyayı bir arada yürütmek iş yerim Maslak’tayken çok zor- du ama ajansımız 77 yordum, o nedenle ben de ismi- mi değiştirdim. P: Birçok sosyal mecrada sizi görü- yoruz örneğin Youtube hesabınızı da aktif olarak kullanıyorsunuz, son za- manlarda videolarınız önceki video- larınıza göre daha hikaye şeklindeler, siz hangi şekilde daha çok seviyorsu- nuz? S.C: Şimdi yaptığımı daha çok seviyo- rum çünkü ilk yaptıklarımda yine pek bir şeyleri bilmiyordum işte dediğim gibi ben daha çok bir şeyleri yaparken öğrenen bir insanım. İlk yaptığımda “e ben de bir Youtube kanalı açayım, e peki nelerden bahsedilir” diyerek, böyle böyle öğrenerek bu zamana geldim. Be- nim hayat felsefem de bu şekildedir; her şey, yaparak ve içine girilerek öğrenilir. S . C : Instagram sonuç- ta görsel bir yer, günün sonunda güzel olan şeyleri koyuyorsun, zaten kimse gidip de Instagrama ağlarkenki fotoğrafını yüklemiyor ya da genelde çirkin hissederken yüklemek istemiyor. Aslında orası günde 2 tane fotoğraf yük- lediğin bir yer, insanlar nasıl buna da- yalı hep motive olduğunu düşünüyorlar anlamıyorum, bence öyle bir şey yok çünkü mesela ben bloguma çok mutsuz olduğum şeylerle ilgili de yazıyorum. P: Sosyal medyada sürekli paylaşım yapıyor olmak size yorucu geliyor mu? Reklamcılık kariyerinizle birlik- te sosyal medya mecralarınızıda canlı tutmak oldukça yorucu oluyordur. S.C: Gerçekten yorucu olduğu oluyor. Blogger dünyasının pek içinde olan bir insan değilim. Partilere ve lansmanlara pek katılmıyorum. Ama bu bir tavır de- ğil. Böyle bir vaktim olmadığı gibi sos- Karaköy’e taşınınca her yerde fotoğraf çekebilme im- kanım olduğu için daha az zamanımı almaya başladı. Ama benim Instagram hesabım ve bloğum fotoğraf odaklı iş- lemediği için ben hesaplarımı yazdığım yazılarımla daha iyi işler hale getiriyo- rum. İnsanlar genelde giydiklerim için değil yazdıklarım için beni takip ediyor. Geçen sene 1 ay Instagram kullanma- dım çünkü çok bunaldığımı hissettim. Bu süreçte kaygıyı bıraktığım zaman in- sanlarla daha iyi iletişime geçtiğimi fark ettim. Artık paylaşımlarımı görev olarak görmeyip, insanlar beni beğensin, daha çok like alayım türünden bir endişe ta- şımadan daha çok moduma göre yapı- yorum ve böyle daha mutluyum. P: Instagram’da kişisel hayatınızı çok paylaşmıyorsunuz. Bunun sınırını nasıl koruyorsunuz? S.C: Aslında bu benim bilerek yaptığım bir şey değil. Sanırım benim kişisel ha- yatım çok eğlenceli değil. Belki de pay- laşım yapmaya değer çok şey yok. Gece çok dışarı çıkmıyorum, partilere git-