Perspective Perpective Sayi 33 | Page 60

lıkların ülkedeki aksaklıkların te- mel nedeni oldu- ğuna inandırmış, azınlık grupları hiçbir zaman git- mediği toplama kamplarına topla- yıp, çalışabilecek durumda olanları ayırarak kalanları- nı gaz odalarında ölüme terk etmiş- tir. Almanya’da başlayan katliam- lar kısa sürede iş- gal edilen her yere yayıldı ve kısa sürede Avrupa’da, başta Yahudiler ol- mak üzere birçok azınlık aynı kade- re mahkum edildi. Hitler 1933’ten başlayarak 1945’e kadar Çingeneler, Yahudiler, komü- nistler ve homo- seksüelleri hedef alarak planlı ge- liştirilen soykırım hareketi sonucunda 6 milyon Yahudi ve 5 milyon civarında diğer gruptan insanı katlederek tarihin en kanlı soykırımına imza atmıştır. Adolf Hitler’in diktatör- lüğünün yanı sıra hakkında bilinmeyen noktalara da değinmek isterim. Hitler politikacı ve asker olmasının yanı sıra ressam ve yazardı. Bundandır, hitap yete- neği öylesine güçlüydü ki Alman halkını yarın güneşin doğmayacağına dahi inan- dırabilirdi. Söylenenlere göre Hitler’in 16 yaşındaki ilk aşkı bir Yahudi imiş ancak Stefanie Isak’a olan bu duygula- rını hiçbir zaman dile getirememiştir. Hitler, tarihte cani olarak anılsa da kendi halkı söz konusu olduğunda ise bambaşka bir tavra bürünüyordu. Hatta sigara karşıtı kampanyalar düzenleyen ilk kişi olmuştur. 1941 yılında yayınla- nan kampanya reklamının üzerin- de “Siz onu değil, o sizi yok ediyor” yazıyordu. Ölümüne sebep oldu- ğu milyonlarca insanı düşününce bu gi- rişimi pek de samimi gelmiyor oysa ki. 4 yaşında gölde boğulacakken bir rahip tarafından kurtarıldığı söylenen Hitler hayatı boyunca 42 suikast girişiminden sağ kurtulabilmeyi de başarmıştır, kim bilir belki bu yüzden kendini Tanrı olarak görüyordu. Diktatörü diktatör yapan ise rejimi nasıl ele geçirdiği değil, nasıl elinde tuttuğudur. 56 madığı” gerekçesiyle 1924’te serbest bırakıldı. Kim bilir belki serbest kalma- saydı tarihin akışı çok farklı gelişebilirdi. Anayasadan kişi hak ve özgürlükleriyle ilgili maddelerin ortadan kaldırılmasına öncü olan Hitler, 19 Ağustos 1934 ta- rihli referandumda %89.93 gibi yüksek bir oranlar “evet” oyu alarak liderliği ko- nusunda hiçbir şüphe bırakmamıştı. O günden sonra Almanya, tarihin en kanlı diktatörlüğüne ve en acımasızca yıkım- larına şahit olacaktı. Kısa sü- rede halkı, Yahudi- ler gibi bazı azın- Hitler’in politikası ve yaşattığı kanlı yıllar, aslında uzun yıllar kurulmuş ve incelikle işlenmiş bir planın parçası ve zincirin son halkasıydı. Ancak bu hal- kanın kopması, elbette ki kaçınılmaz- dı. Nitekim II. Dünya Savaşı sonlarına gelindiğinde Almanya’nın yenilgisinin kesinleşmesi ve ümitsizliğin iyice art- ması üzerine 30 Nisan 1945’te Berlin’de, henüz yeni evlendiği eşi Eva Braun’la birlikte intihar etmeye karar verirler. Kendilerini bir odaya kaparlar ve önce Eva Braun siyanür kapsülüyle, ardından ise Hitler siyanür kapsülü eşliğinde ta- bancayla şakağına ateş ederek intihar ederler. Böylece Alman tarihinde utanç dolu bir yara olarak kalan on iki yıllık Hitler diktatörlüğü ve soykırımı son bulmuştur. Tarihte iz bırakmış başka bir aktör olan Josef Stalin ise tarihin en kanlı diktatör- ler listesinin başlarında yerini alır. Hiç şüphesiz 20. yüzyıla damgasını vuran Sovyet lideri olmuştur. Stalin hakkında belki de en ilginç bilgi, aslında Rus de- ğil Gürcü olması olabilir ama bu, onun Sovyetler’de Marksist-Leninist ideolo- jinin uygulayıcısı olmasına ve adını ta- rihe kanla yazmasına engel olmamıştır. Sovyetler’de sağladığı ekonomik kalkın- ma ve II. Dünya Savaşı sonrası galibiyet- le devlet adamı olarak önemi tartışma- sız hale gelmiştir. Küçükken geçirdiği çiçek hastalığı nedeniyle 1916 yılında askerliğe elverişsiz bulunan Stalin’in geleceğin büyük mareşali olacağından henüz kimsenin haberi yoktu. Asıl is- miyle Josef Vissariyonoviç Çugaşvili, yoksul bir ailenin çocuğu olarak oku- duğu okulda, sınıf farkının ne olduğu- nu henüz çok küçük yaşta öğrenmişti. Dini bir eğitim alan Stalin’in gelecekte yüzlerce papazı öldüreceğini de henüz kimse bilmiyordu. 1899’da devrimci Aslında Mussolini faşist olmadan önce bir sosyalistti ve 1925 yılına kadar da tam anlamıyla bir diktatör değildi.