lıkların ülkedeki
aksaklıkların te-
mel nedeni oldu-
ğuna inandırmış,
azınlık
grupları
hiçbir zaman git-
mediği toplama
kamplarına topla-
yıp, çalışabilecek
durumda olanları
ayırarak kalanları-
nı gaz odalarında
ölüme terk etmiş-
tir.
Almanya’da
başlayan katliam-
lar kısa sürede iş-
gal edilen her yere
yayıldı ve kısa
sürede Avrupa’da,
başta Yahudiler ol-
mak üzere birçok
azınlık aynı kade-
re mahkum edildi.
Hitler
1933’ten
başlayarak 1945’e
kadar Çingeneler,
Yahudiler, komü-
nistler ve homo-
seksüelleri hedef
alarak planlı ge-
liştirilen soykırım
hareketi sonucunda 6 milyon Yahudi ve
5 milyon civarında diğer gruptan insanı
katlederek tarihin en kanlı soykırımına
imza atmıştır. Adolf Hitler’in diktatör-
lüğünün yanı sıra hakkında bilinmeyen
noktalara da değinmek isterim. Hitler
politikacı ve asker olmasının yanı sıra
ressam ve yazardı. Bundandır, hitap yete-
neği öylesine güçlüydü ki Alman halkını
yarın güneşin doğmayacağına dahi inan-
dırabilirdi. Söylenenlere göre Hitler’in
16 yaşındaki ilk aşkı bir Yahudi imiş
ancak Stefanie Isak’a olan bu duygula-
rını hiçbir zaman dile getirememiştir.
Hitler, tarihte cani olarak anılsa da
kendi halkı söz konusu olduğunda ise
bambaşka bir tavra bürünüyordu. Hatta
sigara karşıtı kampanyalar düzenleyen
ilk kişi olmuştur. 1941 yılında yayınla-
nan kampanya reklamının üzerin-
de “Siz onu değil, o sizi yok ediyor”
yazıyordu. Ölümüne sebep oldu-
ğu milyonlarca insanı düşününce bu gi-
rişimi pek de samimi gelmiyor oysa ki.
4 yaşında gölde boğulacakken bir rahip
tarafından kurtarıldığı söylenen Hitler
hayatı boyunca 42 suikast girişiminden
sağ kurtulabilmeyi de başarmıştır, kim
bilir belki bu yüzden kendini Tanrı olarak
görüyordu.
Diktatörü diktatör yapan ise
rejimi nasıl ele geçirdiği değil,
nasıl elinde tuttuğudur.
56
madığı” gerekçesiyle 1924’te serbest
bırakıldı. Kim bilir belki serbest kalma-
saydı tarihin akışı çok farklı gelişebilirdi.
Anayasadan kişi hak ve özgürlükleriyle
ilgili maddelerin ortadan kaldırılmasına
öncü olan Hitler, 19 Ağustos 1934 ta-
rihli referandumda %89.93 gibi yüksek
bir oranlar “evet” oyu alarak liderliği ko-
nusunda hiçbir şüphe bırakmamıştı. O
günden sonra Almanya, tarihin en kanlı
diktatörlüğüne ve en acımasızca yıkım-
larına şahit olacaktı.
Kısa sü-
rede halkı, Yahudi-
ler gibi bazı
azın-
Hitler’in politikası ve yaşattığı kanlı
yıllar, aslında uzun yıllar kurulmuş ve
incelikle işlenmiş bir planın parçası ve
zincirin son halkasıydı. Ancak bu hal-
kanın kopması, elbette ki kaçınılmaz-
dı. Nitekim II. Dünya Savaşı sonlarına
gelindiğinde Almanya’nın yenilgisinin
kesinleşmesi ve ümitsizliğin iyice art-
ması üzerine 30 Nisan 1945’te Berlin’de,
henüz yeni evlendiği eşi Eva Braun’la
birlikte intihar etmeye karar verirler.
Kendilerini bir odaya kaparlar ve önce
Eva Braun siyanür kapsülüyle, ardından
ise Hitler siyanür kapsülü eşliğinde ta-
bancayla şakağına ateş ederek intihar
ederler. Böylece Alman tarihinde utanç
dolu bir yara olarak kalan on iki yıllık
Hitler diktatörlüğü ve soykırımı son
bulmuştur.
Tarihte iz bırakmış başka bir aktör olan
Josef Stalin ise tarihin en kanlı diktatör-
ler listesinin başlarında yerini alır. Hiç
şüphesiz 20. yüzyıla damgasını vuran
Sovyet lideri olmuştur. Stalin hakkında
belki de en ilginç bilgi, aslında Rus de-
ğil Gürcü olması olabilir ama bu, onun
Sovyetler’de Marksist-Leninist ideolo-
jinin uygulayıcısı olmasına ve adını ta-
rihe kanla yazmasına engel olmamıştır.
Sovyetler’de sağladığı ekonomik kalkın-
ma ve II. Dünya Savaşı sonrası galibiyet-
le devlet adamı olarak önemi tartışma-
sız hale gelmiştir. Küçükken geçirdiği
çiçek hastalığı nedeniyle 1916 yılında
askerliğe elverişsiz bulunan Stalin’in
geleceğin büyük mareşali olacağından
henüz kimsenin haberi yoktu. Asıl is-
miyle Josef Vissariyonoviç Çugaşvili,
yoksul bir ailenin çocuğu olarak oku-
duğu okulda, sınıf farkının ne olduğu-
nu henüz çok küçük yaşta öğrenmişti.
Dini bir eğitim alan Stalin’in gelecekte
yüzlerce papazı öldüreceğini de henüz
kimse bilmiyordu. 1899’da devrimci
Aslında
Mussolini faşist
olmadan önce
bir sosyalistti ve
1925 yılına kadar
da tam anlamıyla
bir diktatör
değildi.