başlamıştı. Daha sonra Suriye ve Mısır,
Birleşik Arap Cumhuriyeti ismiyle bir-
leşti. Irak’ta Baas (Arapça yeniden doğuş
demektir) Partisi iktidara gelmişti. Arap-
larda ulus bilinci uyanmaya başlamış,
İngiltere ve Fransa’ya karşı Süveyş kana-
lının kamulaştırılması sürecinde uygula-
dıkları petrol ambargosu, yakıt krizine
neden olmuş ve sonrasında dönemin
İngiliz hükümeti düşmüştü. Arap top-
lumları artık kendi kaderlerini kendileri
tayin etmek niyetindeydiler.
Fakat bu durum çok uzun ömürlü de-
ğildi. Kendisine karşı saldırı hazırlığında
olan Mısır ve Suriye güçlerine karşı İs-
rail, Altı Gün Savaşlarını başlattı. Daha
ilk günde İsrail ordusu Arap Hava Kuv-
vetlerini yok etmiş, Arapları ağır bir ye-
n ilgiye uğratmıştı. Öyle ki İsrail tarafının
777 askerine karşılık Mısırlılar 15.000
civarı asker kaybettiler. Bu savaşla İsrail
bölgedeki yerini kalıcılaştırdı.
Bölgedeki üstünlüğü ele geçiren İsrail,
Arap yerlilere karşı acımasız bir tutum
izlemeye başladı. Araplar, Yaser Arafat li-
derliğindeki Filistin Kurtuluş Örgütü’nü
kurdular. Soğuk Savaşın yaşandığı o yıl-
larda örgüt dünya çapında emperyalist
İsrail’e karşı duruşu nedeniyle sempati
topluyordu. Zira İsrail, yayılmacı siya-
set yapmaya başlamış, Lübnan’ı ve Su-
riye’deki Golan tepelerini işgal etmişti.
1972 yılında Münih Olimpiyatları’nda
İsrailli sporcuları kaçırıp infaz eden Fi-
listin Kurtuluş Ordusu adını artık bütün
dünyaya duyurmuştu. Bu olay Yahudi-
ler ve Araplar arasındaki kutuplaşmayı
daha da derinleştirdi ve Batı’nın İsrail’e
olan desteğini arttırdı. İlk ılımlı adım
denilebilecek hadise ise Camp David
sözleşmesiydi. 1979 yılına gelindiğin-
de Mısır cumhurbaşkanı Enver Sedat,
...bu
topraklarda
nsanlık
kadern
ararken
geleceğn,
çocuklarını,
kurban edyor.
İsrail’le; Amerika arabuluculuğunda ma-
saya oturdu ve ilk defa bir Arap devleti
İsrail’i resmen tanımış oldu. Nitekim bu
olay, Sedat’ın kendi insanları tarafından
hain olarak yaftalanmasına ve suikastına
neden oldu. Artık kökten dinci hareket-
lerin ayak sesleri duyuluyordu.
Mısır bir karmaşaya doğru ilerlerken
İran’da şah devrilmiş ve Humeyni tara-
fından şeriat kanunlarıyla idare edilen
bir İslam Devleti kurulmuştu. Dönemin
Irak lideri Saddam Hüseyin, İran’daki
karışıklığı fırsat bilerek bu Amerikan
karşıtı rejimle savaşa tutuştu. 10 yıl
süren Irak-İran savaşı 1990’da resmen
sona erdiğinde bölgede yeni krizlerin to-
humları çoktan filizlenmeye başlamıştı.
Saddam saldırgan tutumunu sürdürerek
Kuveyt’i işgal ettiğinde Körfez Savaşı
başlamış ve savaş Saddam Hüseyin’in
idamı ve Amerika’nın Irak’ı işgali süreç-
lerine zemin hazırlamıştı.
Amerika’nın Irak’ta bulunduğu süre
boyunca radikal İslam örgütleri bölge-
deki emperyalist güç olan Amerika’ya
karşı bir gerilla savaşına tutuştu. Tıpkı
İngiltere’nin Filistin’den çekildiğinde
ardında bıraktığı kaos ortamında görül-
düğü gibi büyük ekonomik zararlara ve
prestij kaybına uğrayan ABD, bölgeden
çekildiğinde geriye, onlarca silahlı ör-
güt, savaşlarla harap olmuş ve kaosun
pençesinde bir ülke bıraktı. Şu an DAEŞ
olarak da adlandırılan İŞİD’in kurulma-
sına zemin hazırlayan bu süreç ilerleye
dursun, Tunus’ta başlayıp Suriye’ye ka-
dar varan Arap Baharı dalgası da bölge-
de radikal değişimlere neden oldu. Batı
yanlısı diktatörlerin halk tarafından dev-
rilmesi ve sonrasında ortaya çıkan kaos,
Ortadoğu’yu bir kez daha kan gölüne
çevirdi.
Günümüzde, etkisini bütün dünyada
hissettiren Suriye İç Savaşı yeni insanlık
dramlarına neden oluyor. Milyonlarca
mülteci Avrupa’ya akın ediyor, çocuklar
ya tepelerine yağan bombalar yüzünden
ya da iltica ederken ölüyor. Mülteciler
sığındıkları ülkede toplumsal sorun-
lara neden oluyor, radikal İslam, terör
saldırıları ve mülteci sorunu Avrupa ve
Amerika’da tıpkı İkinci Dünya Savaşı
arifesindeki gibi sağcı fikirleri ve kutup-
laşmayı güçlendiriyor.
Ortadoğu’nun hikayesi şimdiye yak-
laştıkça daha içinden çıkılmaz bir hal
alıyor ve bölgedeki savaş artık küresel
ölçekte hissediliyor. Hikayenin bu kısmı
belki birkaç kuşak sonra daha anlaşılır
olacak, orası bilinmez ama tarihin baş-
ladığı bu topraklarda insanlık kaderini
ararken geleceğini, çocuklarını, kurban
ediyor. P
KAYNAK
Middle East- Search for Destiny by Mathew
Hall
Al- Jazeera Türk- Altı Gün Savaşları Belgeseli
61