dolu kutsal su ile Çin’e geri dönmeleri-
ni istedi. Han’ın imparatorluğu, Kutsal
Roma İmparatorluğu içinde yaşayanlar
için büyük bir gizem haline gelmiş; Vati-
kan duvarları dışında böylesi bir kültürü
tanımak Polo kardeşler için kaçınılmaz
bir fırsat olmuştu.
100 papaz toplamayı başaramayan Polo
kardeşler, zorlu seyahatin daha en baş-
larında İtalya’ya geri dönen iki papaz ile
1271 yılında yola koyuldular. Ancak bu
iki papaz dışında yolculuğa yeni katılan
küçük bir genç vardı: Marco Polo’nun ta
kendisi. 17 yaşında ilk seyahatini çıkan
Marco Polo, anılarında bu macerasından
bahsetmeyi unutmadı. Orta Doğu’dan
geçen bu üçlü, oranın kültürünü ve ha-
yatını içlerinde yaşadılar. Peki Marco’yu
babası ve amcasından farklı kılan ney-
di? Onların aksine, Marco gördüğü her
yerin, yediği her yemeğin, duyduğu her
kokunun, tanıdığı her kültürün kaydını
alıyordu. Böylelikle de anılarını sonsuz-
laştırıyordu. Yazıları sayesinde Batı dün-
yası ilk defa Doğu coğrafyası ve kültürü
hakkında bilgilendi. Hastalanması üze-
rine günümüz Afganistan’ının dağların-
da bir süre ara vermek zorunda kaldı-
lar. Marco’nun anlattıklarına göre, Gobi
Çölü’nden tamı tamına bir senede geç-
tiler ve bu süre zarfında neredeyse hiç
yemek bulamadılar. Dört yıl süren yol-
culuğun sonunda, Polo ailesi Çin’e; ve
Marco’yu mimarisi ve estetiğiyle etkisi
altında bırakan yazlık sarayı Xanadu’da
kalan Kubilay Han’a ulaştılar. Kayıtla-
rında Xanadu’dan hayranlıkla bahse-
den Marco, duvarları altın ve gümüş ile
kaplı olan sarayda, 6000 kişinin aynı
anda yemek yiyebileceği genişlikte bir
yemek salonu bulunduğunu belirtmeyi
de unutmadı.
Çin’de sadece birkaç sene kalıp ülke-
lerine geri dönmeyi planlayan Polo ai-
lesinin gelecekleri düşündüklerinden
daha farklı gelişti. Venedik›i bir sonraki
görüşleri tamı tamına 23 sene sonrasına
denk geldi. Niccolò ve Maffeo›ya Saray
Kabininde yer veren Kubilay Han, genç
Marco›nun yeteneklerinden etkilenmiş
olacak ki onu bir tüccar olarak yetiştir-
me kararı aldı. Böylelikle genç tüccar,
Çin kültürü ile içli dışlı olmasından do-
layı yeni bir dile daha hakim oldu. Ni-
hayetinde Marco, özel elçi olarak görev-
Gördüğü her
yern, yedğ
her yemeğn,
duyduğu her
kokunun, tanı-
dığı her kül-
türün kaydını
alıyordu.
lendirildi ve daha önceden Avrupalılar
tarafından hiç keşfedilmemiş Asya böl-
gelerine gönderildi: Burma, Hindistan
ve Tibet, Türkistan, Pamir Dağları, Me-
zopotamya bunlardan sadece birkaçıydı.
Seyahatlerinde Marco sadece Moğol İm-
p
ğ hakkında bilgi
g edinmekle
paratorluğu
yetinmedi, aynı zamanda muci-
zeler keşfetti. İmparatorlu-
ğun kağıt para kullan-
masından hayrete
düşen Marco,
Avrupa’ya daha
ulaşmamış
bu sistemi ve ekonomilerini imrenerek
inceledi ve sonrasında yazıya döktü.
23 sene Han’ın kabinesi içinde yer alan
Pololar, aslında İmparatorluk altında ge-
çirdikleri 17 yıldan sonra eve dönme va-
kitlerinin geldiğini düşünmüşlerdi. Bu fi-
kir Han’ın hiç hoşuna gitmese bile, eninde
sonunda dönmeleri gerektiğinin o da far-
kındaydı. Ancak son bir isteği vardı: 1292
yılında, Marco’dan, babası ve amcasıyla
beraber, İran Şahı ile evlenecek Moğol bir
prensesi müstakbel kocasına götürmesini
istedi. Yanlarına 600 kişiyi alarak 14 gemi
ile yola çıkan Pololar, 18 ay süren zorlu bir
deniz yolculuğuna çıktılar. İran’a ulaştık-
larında, Pololar ve prenses dahil sadece 18
kişi hayatta kalmayı başarmıştı.
Son görevlerini tamamlayan Pololar, 23
senedir uzak kaldıkları Venediklerine
geri döndüler. Ancak Venedik bıraktık-
ları gibi değildi. Artık tanınmıyorla rdı
konuş-
ve yerel dili konuş
makta zorla-
53